Sosyal medyada birkaç gündür, Hürriyet yazarı ve gazeteci İsmet
Berkan'ın Bebek civarlarında bir sokak köpeğinin ölümüne sebebiyet
verdiği iddia ediliyordu. #ismetberkanhesapver hashtag'iyle Twitter
ve Facebook'ta dolaşan yorumlar üzerien İsmet Berkan, bu sabah
şahsi Blogunda bir açıklama yaparak konuyu açıklığa kavuşturdu.
İşte o yazı:
"Hesap veriyorum...
Güne sosyal medyada #ismetberkanhesapver diye bir başlık
olduğunu görerek, binlerce insanın türlü çeşitli biçimlerde
ölmenizi dilemesini okuyarak başlamak... Tam olarak durumum bu.
Önce ne olduğunu kendi açımdan anlatayım.
20 Haziran Perşembe sabahı saat 06.40 civarı, 13 yıldan beri her
sabah yaptığım gibi köpeğimle birlikte yürüyüş yapıyordum.
Bebek'ten Arnavutköy'e doğru giderken, şimdi bir lokantaya dönüşen
eski benzin istasyonunun hizasında beş-altı köpeğin havladığını
fark ettim.
Bu yolda sürekli köpeğimle yürüdüğüm için hemen hemen bütün sokak
köpeklerini de tanıyoruz. Onlar da benim köpeğimi tanıyor. Zaman
zaman havlayanlar olsa da biz her seferinde yürüyüp geçiyoruz. Beni
ve köpeğimi tanımayan köpeklerden zaman zaman saldıranlar da
olabiliyor. O zaman da onu korkutuyorum, bir daha da aynı sorun
çıkmıyor.
Perşembe sabahı da yolun karşısında havlayanları çok önemsemedim,
içlerinden birinin hızla yolu geçip yanımıza gelmesini de
önemsemedim. Ama ne zaman ki o köpek benim köpeğime saldırdı,
kalçasını ısırmaya kalktı, o zaman o köpeği korkutmak için üstüne
yürüdüm. Yakınına bile varamamıştım, beni görünce kaçtı ve karşıya
koştu.
Ben ona bakarken yoldan bir çarpışma sesi geldi. Ölen Fındık bize
saldırmamıştı ama diğer köpekle birlikte karşıya geçmiş olmalıydı,
diğer köpek korkup kaçınca o da kaçmak istemiş, o sırada oradan
geçen bir arabanın altında kalmıştı.
Dönüp yola baktığımda Fındık o an hareket etmiyordu. Öldüğünü
düşündüm. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Tam o sırada, yola fırlayan birilerinin bana küfretmekte ve üstüme
yürümekte olduğunu gördüm. Korktum. Cidden korktum. Belki yersiz
bir korkuydu ama panik halinde yürüdüm, uzaklaştım.
Biraz ileride nefes nefese bir genç adam beni yakaladı. Aslında
bana bir tane patlatmak içim koştuğunu söyledi. Onunla tatsız ve
yersiz bir sohbetim oldu. Daha sakin, daha aklıbaşında
konuşabilirdim. Genç adam bana kendi annesinin ve ablasının şu an
Fındık'la ilgilendiğini söyledi, haklı olarak beni duyarsızlıkla
suçladı. Öldü sandığım Fındık'ın ölmediğini öğrenince daha da beter
oldum.
Olayın benim açımdan oluş biçimi böyle. Ama gelin görün ki,
Fındık'ı tekmeleyerek yola kovaladığımdan tutun da beni ben olarak
teşhis edebilecek ve köpek kovaladığımı fark edecek kadar
kaldırımda olup biteni net biçimde gören ama o köpek yola
fırladığında bırakın fren yapmayı tamponunu orada bırakıp gidecek
sürücü hikayelerine kadar masallar, haber adı altında elden ele
dolaşıyor.
Araba çarptıktan sonra korkup paniğe kapıldığım ve Fındık'ın başına
gitmediğim için hayatım boyunca kendimi affetmeyeceğim. Bunun
hiçbir telafisi olmadığını da biliyorum.
On yıl önce ölmüş anneme küfür eden, beni tekmeleyerek öldürmek
istediğini açık açık yazan, evime gelip çocuklarımı benim gözümün
önünde tekmeleyeceğini söyleyenler de umarım bir gün kendilerini
affederler."
RADİKAL