Almanya’nın Nürnberg kentinde gerçekleşen 22. Türkiye-Almanya Film Festivali kapsamında onur konuğu olarak Nürnberg’de bulunan Zülfü Livaneli, açılış galası sonrası sevenleri ile buluştu. Livaneli’nin söyleşisine Alman yeşiller partisi başkanı politikacı Claudia Roth da katıldı.
ORHAN PAMUK İLE AYNI KİTAPLARI
OKUMUŞUZ
“Benim ilk sevdam edebiyattı. Çocukluğumda edebiyatla o kadar haşır
neşir oldum ki… Geçenlerde Orhan Pamuk ile konuşuyorduk bunu..
Aşağı yukarı aynı kitapları okuma serüveninden geçmişiz.. Şöyle de
ilginç bir anı var: Ortaokul yıllarında ders çalışmak lazım malum.
Biliyorsunuz benim de hiç sevmediğim şey ders çalışmak ama kitap
okumak da en çok sevdiğim şey. Gece çok geç saatlere kadar kitap
okuduğum için annemle babam gelip ışığı kapatıyorlardı, bu kitapta
o da anlatılıyor. Buzlucam gibi bir kapı var oradan ışığı
kapatıyorlar. Sonunda ben de bir çare buldum. Tel somyalarda
yatardık onun altına battaniye serdim. Oraya bir de ışık koydum
kenarlarını da kapattım. Dışardan baktığınız zaman karanlık. Gelip
‘aaa çocuk uyuyor’ diyorlardı. Ben hal bu ki sabaha kadar kitap
okuyordum. Orası benim ilk kitap tapınağımdır ve dünyanın en ilginç
kütüphanelerinden birisiydi orası…”
HEP YAZAR OLMAKLA İLGİLİYDİM
“Profesyonel müzisyen olmak gibi hiç niyetim yoktu hep yazar
olmakla ilgiliydi benim bütün hazırlığım. Fakat hayat o şekilde
getirdi o şekilde savurdu ki… Ben kitaplarımdan önce müzisyen
olarak tanındım. Fakat müziğim de hep edebiyatla bir arada bulundu
salt müzisyen olarak gitmedim”
12 EYLÜL DARBESİ OLDUĞU GİBİ BİZİM ÜZERİMİZE
GELDİ
“O zamanlar öğlen birde radyodan haber verilirdi. Öğlen bir
haberlerinde ordunun muhtıra verdiğini duyduk ve bizim dışımızda
olan şeylerdi tabi bunlar ama biz Ankara’da aktif bir çevreyiz,
solcu bir çevreyiz. Tiyatroyla edebiyatla sinemayla uğraşıyoruz.
Ondan sonra o darbe olduğu gibi bizim üzerimize geldi.. Meğer
bizmişiz bu sefer hedef. Ondan sonra askeri hapisaneler
arkadaşlarımızın öldürülmesi. Arkadaşlarımızın asılması. Çok absürt
suçlamalarla hapislere doldurulmamız, saçmasapan suçlamalar… Bugün
onları gülerek hatırlıyoruz ama…o dönemde çok acıydı tabi..”
İŞİMİZ GERGİNLİKLERİ ÇÖZMEK, ARTIRMAK DEĞİL
“Aslında korkunç şeyler yaşanıyor görüyoruz. Bunun şöyle bir
ayrıntısı var. Claudia benim çok yakınım, çok yakın dostumuz.
Türkiye’yi çok seven bir insan olduğunu, Türkiye’de insan
haklarının yerleşmesi için samimi olarak yürekten çok uğraştığının
tanığıyız, biliyoruz. Belki bizim ülkemizdeki birçok kişiden daha
çok seviyordur bizi, onu da biliyorum. Şimdi aslında işimiz
gerginlik olan yerlerde bu gerginlikleri çözmek, artırmak değil..
Türkiye ile Almanya arasındaki bugünkü kriz de mutlaka
çözülecektir. Bunu biliyorum daha önce de boykotlar oldu, çeşitli
böyle basının kışkırtmaları oldu Almanya’ya karşı.. İki ülkede de
çeşitli olaylar oldu ama bu da mutlaka geçecektir çünkü biz bunu
biliyoruz ki burada Claudia Roth gibi dostlarımız var bizim bu
ülkede ve biz bu dostlarımıza çok değer veriyoruz.”
DEMOKRATİK TÜRKİYE İSTİYORUZ
Söyleşinin ortasında sahneye gelen Claudia Roth, Türkiye’nin
demokratik bir ülke olmasını istediklerini ifade ederek, basın
özgürlüğünün önemine dikkat çekti. Roth, “Zülfü Livaneli gibi
demokrat bir kişinin aramızda bulunmasından dolayı memnunuz”
diyerek Livaneli ile dostluklarını vurguladı. Roth iki ülke
arasındaki diyaloğun gelişmesini vurgulayarak, “Anayasamızda, insan
onuru dokunulmazdır nerede gruplaşmalar olursa buna karşı
çıkmalıyız” dedi.
NE TRUMPLAR KALACAK NE ÖBÜRLERİ
Livaneli iki buçuk saat süren söyleşisini “Biz hala Recai’nin
gençliğindeki gibi devrimciliğimize devam ediyoruz. Sonunda biz
kazanacağız. Ne Trumplar kalacak ne öbürleri…” diyerek tamamladı.
(DHA)