Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) tarafından, sansürün ilk
kez kaldırılışının (1908)105'inci yıldönümü olan bugün "İkinci
Gazetecilere Özgürlük Kongresi, Taksim'deki The Marmara Oteli'nde
başladı.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası
ve Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) desteğiyle düzenlenen kongreye,
GÖP'ü oluşturan 93 meslek örgütünün yanı sıra uluslararası
gazetecilik örgütlerinin temsilcileri de katıldı.
Kongreye Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, TGC
Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş TGC
Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, TGC Onur Kurulu Üyesi Atilla
Özsever, CHP İstanbul Milletvekilleri Oktay Ekşi, İlhan Cihaner ve
Melda Onur, Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Başkan Vekili Savaş
Kıratlı ve Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, Türkiye Gazeteciler
Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan
Durmuş, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı ve Milliyet Gazetesi ve
Al-Monitor yazarı Kadri Gürsel, Yurt Gazetesi Köşe Yazarı Ayşenur
Arslan, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Posta
Gazetesi yazarı Nedim Şener, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Şükran
Soner, gazeteci Ferai Tınç, Ahmet Şık'ın yanı sıra çok sayıda
gazeteci katıldı.
DÜNYA BASINI İZLEDİ
Toplantıyı ayrıca Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ)
Başkanı Jim Boumelha, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkan
Yardımcısı Nadezda Azhgikhina, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
Basın Özgürlüğü Danışmanı Steven Ellis, Güneydoğu Avrupa Medya
Örgütü (SEEMO) Genel Sekreteri Oliver Vujovic, Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütü (RSF) Avrupa Büro Temsilcisi Johann Bihr,
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Başkan Yardımcısı Rob Mahoney,
Uluslararası Yayıncılar Birliği'nden (IPA) Jose Borghino ve
Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin izledi.
TUTUKLU GAZETECİ YAKINLARI DA GELDİ
Yaklaşık 7 yıldır tutuklu bulunan gazeteci -radyocu Füsun
Erdoğan'ın ablası Şengül Tanrıverdi, oğlu Aktaş Erdoğan, Mustafa
Balbay'ın eşi Gülşah Balbay toplantıya katılan isimler
arasındaydı.
İPEKÇİ: GAZETECİLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
ARTIYOR
Kongre, GÖP Dönem Başkanı ve TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi,
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Gazeteciler
Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtuna’nın konuşmalarıyla
başladı. Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı ve Türkiye
Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, basın ve ifade
özgürlüğünün önemine değinerek konuşmasına başladı. Sorunlarının
sadece basın özgürlüğünden ibaret olmadığını söyleyen İpekçi, şöyle
konuştu: "Bizler konuşmaktan, fikrimizi açıklamaktan, hakkımızı
aramaktan, doğruları haberleştirmekten, işten atılmaktan,
sendikalaşmaktan, toplu sözleşme yapmaktan, birbirimize sahip
çıkmaktan korkarak, toplumun diğer kesimlerinin dayanışma
çağrılarına kulaklarımızı tıkayarak demokrasi mücadelesine katkı
veremeyiz. Medya patronları; sermayenizi kaybetmekten korkarak bir
yere varamazsınız, nasıl olsa bir gün kaybedeceğiniz medyanızı
şimdiden halkın sesiyle paylaşın, hiç değilse onurunuzu kurtarın.
Amerika Birleşik Devletleri'nde gaz kaçağı nedeniyle bir patlama
meydana geliyor; patlamanın şiddeti Türkiye'deki televizyonların
stüdyosunda hissediliyor, anında canlı yayınlara geçiliyor. Ama
Türkiye'de evlerin balkonlarına, otel lobilerine, insanların
yüzlerine atılan gaz bombalarından hiç kimse haber kokusu alamıyor.
Gezi Parkı'nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan barışçıl eylemler
sırasında, olayları izlemekle görevli olan 50'den fazla gazeteci
polislerin kullandığı biber gazı ve plastik mermilerle yaralandı,
tekmelendi, coplandı, fotoğraf makineleri kırıldı, çektikleri
resimler silindi, Soru sormalarına izin verilmedi, görev yapmaları
engellendi. Bu dönemde, Türk ve yabancı uyruklu 20'den fazla
gazeteci gözaltına alındı. Birkaç günlük ifade sürecinden sonra
serbest bırakıldılar, ama hırpalandılar, yabancı uyruklu
gazeteciler ise 1 yıl boyunca Türkiye'ye girmeleri yasaklanarak
sınır dışı edildi, bazılarının hakkında davalar açıldı.
Eylemlerinin başlamasından bu yana medya patronu mağduru olan
gazetecilerin sayısı da giderek arttı. Bu süreçte en az 22 gazeteci
işten atıldı, 37 gazeteci istifaya zorlandı, 14 gazeteci zorunlu
izne çıkarıldı. İşten atmalar, Türkiye'deki basın özgürlüğü
mücadelesinin önemli bir parçası haline geldi. Öte yandan, siyasi
iktidarın baskılarına teslim olmayıp, özgür habercilik yapmakta
direnen televizyon kuruluşlarına ağır para cezaları verildi."
TGC BAŞKANI OLCAYTO: BAYRAM DEĞİL MÜCADELE
GÜNÜ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, 24
Temmuz'ların Cumhuriyet döneminde basın bayramı olarak kutlandığına
dikkat çekti. Başkan Olcayto, sözlerini şöyle sürdürdü: "24
Temmuz'lar Basın Bayramı olarak ancak 1971 yılına kadar kutlandı.
Sonrasında basın bayramından söz etmenin anlamı kalmadı. 1971
yılında TGC Yönetim Kurulu, 24 Temmuz'u Basın günü ve Basın
Özgürlüğü için Mücadele Günü olarak saptadı. O günden itibaren 24
Temmuz'ları Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü olarak anıyoruz.
Etkinlikleri de bu şekilde düzenliyoruz. 1989 yılından itibaren de
bir yıl için basın özgürlüğü için mücadele edenlere de basın
özgürlüğü ödülü veriyoruz. Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele
yasasındaki bazı maddeler yoruma açık. Biz o dönem, bu maddelerin
yol açacağı sorunları defalarca dile getirdik. Nitekim bugün 64
meslektaşımız cezaevinde. Yasalar kadar uygulama da çok önemli.
Kafadaki demokrasi fikri, özgürlük fikri değişmedikçe uygulamalar
böyle olmaya devam edecek. Daha adil yargının, daha eşitlikçi bir
dönem gelmedikçe, siyasetin yargıya müdahelesi bitmedikçe basının
önündeki engeller kalkmayacak. Türkiye'de uzun süredir hiçbir şey
değişmiyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller
azalacağına daha da artarak önümüze konuluyor. Yaratılan bir korku
iklimidir. Yaratılan bir oto sansür iklimidir. Bu iklimde
gazetecilerden bir şey beklemek de çok zor. Sahadaki
arkadaşlarımızın çalışmaları, direnişleri onların ya işten
atılmalarıyla ya da susturulmalarıyla sona eriyor"
MUJATOVİC: TÜRKİYE'DE YAŞANANLARI İZLİYORUZ
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT - OSCE) Medya
Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mujatovic de görüntülü bir mesajla
kongreye katkı sundu.
Mujatovic, şunları söyledi:
"Gazeteciler, korkutuluyor, dövülüyor, ekipmanlarına el konuluyor,
terörizm gibi ağır suçlarla korkutuluyor. Nasıl oluyor da basın
mensubu bu kadar çok davaya konu oluyor? İşini kaybediyor veya
artık düşüncelerini yazamıyor, yazma özgürlüğü elinden alınarak
işinden kovuluyor? Bu kişiler bence, özgürlüğü kısıtlanmış
bireylerdir. En yüksek makamlardan bu kişilerin objektif ve eşit
koşullarda yargılanmalarını, davalarının sonuçlandırılmasını ve bir
an önce özgürlüklerine kavuşturulmalarını istiyoruz. Biz de
elimizden geleni yapacağız. Sizin yanınızdayız"
AZHGİKHİNA: GAZETECİLERİ BASKICI ORTAMDAN
KURTARMALIYIZ
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkan Yardımcısı Nadezda
Azhgikhina, bugün karşımızda 64 gazetecinin tutuklu olduğu
gerçeğinin durduğunu söyledi. Azhgikhina,şunları söyledi:
"64 gazeteci buzdağının görünen kısmı. Biz sadece 64 gazetecinin
basın özgürlüğü için mücadele etmiyoruz. Gazetecilerin maruz
kaldığı düşmanca çalışma ortamıyla da mücadele ediyoruz. Hem
Türkiye'den hem de Rusya'dan bahsediyorum. 2010 yılında kurulan
Gazetecilere Özgürlük Platformu hepimize örnek oldu. Bu dayanışmaya
pek çok ülke de destek oldu. Tehdit edilen, dövülen gazeteciler
var. Gazetecilere karşı şiddete sessiz kalınmamalı. Üyelerimizden
348 gazeteci öldürüldü. Bu sayılar arasında üyemiz olup da ortadan
kaybolan gazeteciler yok. Öldürülen gazeteciler adına müze
hazırlamayı düşünüyoruz. Panik olmamalıyız. Gazetecileri ve
gazeteciliği korumalıyız. Gazetecileri korumak için plaform
kurabiliriz. Eylül ayında Rusya’da bir araya gelebiliriz. Online
bir yapı oluşturup herkesin kullanımına açabiliriz.”