Mustafa Uslu yapımcılığını üstlendiği “Turkish’i Dondurma” ve “Çiçero” filmlerinin basın tanıtımını birlikte yaptı. Asmalımescit’teki Soho House adlı mekanda yapılan tanıtıma “Turkish’i Dondurma” filminin başrol oyuncuları Erkan Kolçak Köstendil, Ali Atay, Şebnem Bozoklu ve Alma Terzic katıldı.
“Çiçero”nun oyuncu ekibi Erdal Beşikçioğlu, Burcu Biricik, Ertan Saban ve Tamer Levent ise tanıtım toplantısında yoktu. Oyuncuların filmin gala gecesinde basının karşısına çıkacağı söylendi.
İddialı olduğumuz bir film
Mustafa Uslu, I. Dünya Savaşı sırasında Avustralya’da yaşayan iki Türk’ün hayatını anlatan “Turkish’i Dondurma” için “İddialı olduğumuz bir film. Yine bir gerçek hayat hikayesinden esinlenme. Bu filmde savaşın kazananı olmadığını göstermek istedik” dedi.
Çekimler iki ay sürdü
Filmin yönetmeni Can Ulkay “Çekimler, İstanbul’da gerçekleşti. İki ayda tamamladık. Özel bir film oldu. Çok güzel bir dramatik kurgu yarattık. Herkes hikayeyi çok sevdi. Yabancı oyuncular burada oldukları için çok mutlu hissettiklerini söylediler. Herkesin beğeneceğini tahmin ediyorum” dedi.
Çok etkilendim
Filmde 1915 yılında, Avustralya’da yaşayan iki Türk’ten birini
canlandıran Ali Atay, “Mustafa abi, hikayeyi ilk arabada gösterdi.
Yolda okudum. Çok etkilendim. Hikayenin çok özel bir tarafı var.
Güzel bir ekiple çalıştım. Hiç bu kadar güleceğimi tahmin
etmiyordum” diye konuştu.
Deve esprisi güldürdü
Filmin diğer başrol oyuncusu Erkan Kolçak Köstendil, “3 boyutlu kurulmuş bir plato vardı. Kadınlar kostümlere bayıldılar. Şemsiye, şapka hatıra götürenler oldu. Bu sinemanın ne kadar büyülü bir şey olduğunu hatırlattı” dedi. Filmde deveyle ilgili anısını da paylaşan oyuncu, “Deve zamanla huysuzlandı. Setten biriymiş gibi davranmaya başladı. Bir ara senaryo gereği okumamız gereken gazetenin bir bölümü vardı, onu yedi” diyerek herkesi güldürdü.
Tatil planı sette bitti
Şebnem Bozoklu, “Erkan ve Cansu (Tosun) ile tatil planımız vardı. Erkan, ‘Set var, tatile gelemiyorum’ dedi. 1 hafta sonra aynı teklif bana da geldi. Kendimizi sette bulduk. Çalıştığımız en güzel yazlardan biriydi. Çok güzel bir set geçirdik” şeklinde konuştu.
Savaşın kazananı yok
Filmin Boşnak oyuncusu Alma Terzic, “Türk ve yabancı oyuncuların nasıl bir arada çalışabileceğini gördük. Savaşın kazananı yok. Herkes yaralı kalıyor” dedi.
MİT’le görüştük
Mustafa Uslu, II. Dünya Savaşı’nın gidişatını değiştiren ‘Çiçero’ lakaplı Türk ajanı İlyas Bazna’nın hayatını konu alan “Çiçero”nun kendisi için özel bir film olduğunu vurguladı. Film için Milli İstihbarat Teşkilatı ile görüş halinde olduklarını belirten Uslu, “İlyas Bazna bizim içimizden bir kahraman. Milli İstihbarat Teşkilatı ile görüşüyoruz. Hatta vizyondan önce filmi seyredecekler. Çok sahip çıkıyorlar” dedi. Filmin yönetmeni Serdar Akar, “Türk sinema sektörünün vizyonunu değiştirecek bir film oldu. Çok büyük bir prodüksiyon ve zahmetli bir iş oldu. Çekimler, 12 hafta sürdü” dedi.
Mahkemeye gitmesi çok üzücü
Mustafa Uslu, Engelsiz Yaşam Vakfı’nın gecesinde satılan Müslüm Gürses’in gömleği ve yüzüğü nedeniyle kendisine ‘nitelikli dolandırıcılık dava’sı açan Muhterem Nur hakkında “Maalesef keşke karakterler filmlerdeki gibi saf ve temiz kalabilse ama bazen böyle hatalar olabiliyor. Benim hakkımda yaptığı açıklamalar, benimle ilgili mahkemeye başvurması çok üzücü. Ben ona ne kötülük yaptım ki! Bir film çektim, kendisi de böyle bir çektiğim için defalarca teşekkür etti” dedi.
DEMET CİKLET SATSAK ALIRDI
Mustafa Uslu, açık artırmada satılan gömlek ve yüzüğün sahte olduğu iddiasıyla ilgili de şunları söyledi: “Demet Akalın, Müslüm Gürses’in filminde kullandığımız gömleği vakfa destek olmak için satın aldı. O gün orada ciklet satsak da Demet o parayı verip alacaktı. Afişi de Ferman Toprak aldı. Elde edilen gelir yardıma muhtaç vakfa gitti. Yüzük zaten özel tasarımdı. Muhterem Hanım’a yanlış bir bilgi gitti diye düşünüyorum.”
İnşallah Burak’la çalışırız
Yılın Yıldızları Töreni’nde Burak Özçivit’e verilen “En iyi erkek sinema oyuncusu” ödülünü eleştiren Mustafa Uslu konuyla ilgili şunları söyledi: “Ben Burak’tan özür dilerim ama bunu haksız olduğum için dilemiyorum. Ben orada Timuçin Esen’i gerçekten çok görmek isterdim. Timuçin Esen, bu sene hakikaten yurtiçinde hem de uluslararasında ödülleri hak etti. Benim oradaki serzenişim çok tatlı bir serzenişti, bunu çok ciddiye aldılar. Bir gün inşallah Burak’la da çalışırız. Onun haklarını tıpkı Timuçin’i savunduğum gibi savunurum.”