Taksim Dayanışması'nın akşam saatlerinde yapığı açıklamasında;
Gezi Parkı protestocularına yönelik polisin 3 haftadır
uyguladığı orantısız şiddet, haftasonu yeni bir safhaya geçerek
işin içine eli sopalı ve bıçaklı saldırganlar devreye sokuldu. Dört
kişinin ölümüne, onlarca kişinin sakat kalmasına ve ağır
yaralanmasına sebep olan anlayış bugün itibariyle bir “CADI AVI”
başlatmış bulunuyor. Parkına sahip çıkan, taleplerinde ısrarlı olan
ve daha fazla özgürlük talep eden yüzlerce yurttaşımız yine sabahın
kör karanlığında evlerinden gözaltına alınmaya başlandı. Demokratik
haklarını kullanan yurttaşlarımıza yönelik şiddet, şimdi de gözaltı
ve tutuklamalarla devam ettirilmek isteniyor. Meslek Odalarına ve
partilere yönelik tutuklamalar artarak devam ediyor.
Bugün an itibariye tespit edilebildiği kadarıyla İstanbul’da 253,
Ankara’da 142 kişi gözaltına alınmış durumda. Bu rakam her geçen
saat de artmakta ve yurdun her tarafında bu yönlü uygulamalar devam
ediyor. Gözaltına alınan herkesin bir an önce serbest bırakılmasını
ve bu anti demokratik tutuma son verilmesini istiyoruz.
Bu ülkeyi yönetenlerin, öncelikle bugün itibariyle, ülke çapında
59’u ağır, 7 bin 822 yaralı yurttaşımızın sağlık durumuna dair
açıklama yapmalarını, bu ağır tabloya ve 4 yurttaşımızın ölümüne
yol açan sorumlulardan hesap sorulmasını, görevden alınmalarını ve
adli mercilere sevk edilmelerini bekliyoruz.
Bilinmelidir ki, yurttaşlarının demokratik taleplerine karşı polis
şiddeti ve ardından kitlesel gözaltı ve tutuklama yönteminin
devreye sokulması bu ülke halklarının çok iyi tanıdığı bir devlet
geleneğidir. Bu Hükümet de bunu görülmemiş düzeyde bugün
sürdürmektedir. Bu ülkenin yaşadığı her darbe dönemi, her
otoriterleşme çabası bu tür kitlesel tutuklamalarla yaşandı. Gezi
Parkı direnişinin kitleselliği, meşruluğu, barışçılığı ve yaratıcı
zekâsı bu demode olmuş otoriter yöntemleri bertaraf etme yeteneğine
sahip olduğunu gösterdi ve hala göstermeye devam ediyor. Yürüyen
yüz binlerden, “duran insanları”na, tencere tava çalanından, insan
zinciri kuranına kadar her yeri, her anı demokratik tepkilerinin
gösterildiği zeminlere dönüştürebildi.
Bugün itibariyle Taksim’den başlayıp ülkenin dört bir yanına
yayılan taleplerin yurttaşlarımızın talepleri haline geldiği ve
bundan vazgeçmeyecekleri görülmelidir. Ağaçları kesenler bugün
belediye aracılığıyla parka yeniden ağaç ve çiçek dikerek
özeleştiri mi yapıyor? Oysa bu tutumun halka açıklanması ve özür
dilenmesi daha yararlı olacaktır. “İsteseniz de istemeseniz de bu
parkı yıkarız, ağaçları keseriz, size mi soracağız” diyenler bu
halka sorulmadan parkı yıkamayacaklarını, halkın taleplerini
görmezden gelemeyeceğini anlamış durumda. Şimdi Topçu Kışlası
Projesinin iptal edildiğinin açıklanması, sorumluların görevden
alınması ve gaz bombası gibi insan sağlığına zarar veren madde
kullanımından vazgeçilerek, gözaltına alınanların serbest
bırakılması toplumsal barış için çok önemlidir.
Taksim dayanışması milyonların bu talep ve beklentilerini
yansıtmayı sürdürürken, gözaltındaki ve hastanelerde yatan yaralı
yurttaşları yalnız bırakmayacak, yaralılar iyileşinceye gözaltılar
serbest bırakılıncaya kadar bütün gücüyle ses çıkarmaya devam
edecektir.