İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Adem Sözüer, İzzet Çapa'ya verdiği röportajda Gezi Parkı eylemlerideki gözaltılar hakkında açıklamalar yaptı.
Adem Sözüer haksız yere bir kişiyi gözlatına almanın ya da tutuklamanın cezası olduğunu ve tazminat hakkı doğduğunu ifade etti.
Hürriyet Kelebek'te yayınlanan röportajın bir bölümü şu şekilde:
Çalkantılı dönemlerden geçtiğimiz malum, konuşacak onca konu var ama karşımda İstanbul Hukuk Fakültesi'nin dekanını bulmuşken en iyisi gözaltına alınan avukatlardan başlayalım...
"Sadece bir avukatı değil herhangi bir vatandaşı kanunlara aykırı şekilde gözaltına almak beraberinde bazı sorumluluklar getirir"
Ne gibi sorumluluklar?
"Kasten davranıldığı ve kişinin özgürlüğü kısıtlandığı takdirde bunun cezai sorumluluğu vardır. Haksız yakalama ve tutuklamadan dolayı tazminat da söz konusu tabii"
Adliye'de alkış tutarak, ardından oturarak protesto yaptıkları için gözaltına alınmışlardı.
"Kural: Bırakın alkışlasınlar bırakın otursunlar. Adliyenin işleyişi engellenmediği taktirde salt adliyedeki makul süreli protestodan dolayı bir avukat veya bir vatandaş gözaltına alınmamalıdır"
İsteyen istediği protestoyu yapma hakkına sahip mi yani?
"Gayet tabii.Ama protestonun konusu, zamanı ve diğer insanların haklarını ne ölçüde zedelediği mühim. Mesela bir restorana gidenler o akşam oradaki yemeği/servisi çok kötü buldular. Hiçbir bildirim veya izin olmadan ama mekanın işleyişini aksatmadan “kahrolsun bazı şeyler” diye protesto yapabilirler. Anlatabildim mi"
Siz anlattınız da ben anlamadım sanırım.
"Şöyle söyleyeyim, ayağına çivi battığı zaman ahhh dersin.Bunun için bildirim izin gerekmez değilmi? Spontan, kimseyi sürekli ve ciddi biçimde rahatsız etmeyen, barışçıl protestolar da herkesin hakkıdır. Mısırdaki darbeyi protesto ettiğimizde izin mi aldık? Onlarca insan Namaz kılarken öldürülmüş.Üzüntü ve öfkesini ifade etmek için insanlar Fatihte, Bebekte gösteri yaptı"
Hocam siz adliyenin başsavcısı olsaydınız, polis mi çağırırdınız?
"Alkışlayan avukatlara müdahale ettirmezdim. Şayet bir süre sonra oradaki işleyiş olumsuz etkilenirse, önce gidip avukatlarla konuşurdum. Yine de sonuç alınmaz ise pardon meslektaşlar buraya kadar derdim. Bu tür durumlarda temel ilke: Konuş onunla"
Çağlayan'da polis müdahale etmemeli miydi yani?
"Devlet gücünü öfkelilere de zerafetle davranarak göstermeli. Polisin avukatlara o şekilde müdahale etmemesi hem şık hem hukuki olurdu tabii ki. Diyalogla çözüme ulaşılabilecek durumlarda 'gözaltı' ilk seçenek değildir"
Peki ya Gezi Parkı eylemleri sırasında sokaklarda gözaltına alınanlar?
"Eskiden kolluk "Atın şunu içeri" derdi, o devirler bitti. Bugünkü kanunlara göre 'suçüstü hali' olmadığı takdirde savcı talimatı olmadan kimse gözaltına alınamaz. Kanun “Taş, molotof atmıyorsa, yakıp yıkmıyorsa, toplum yaşamını ciddi biçimde sarsmıyorsa“ hukuk gözaltına alma diyor"
Röportajın tamamını okumak için TIKLAYINIZ