Sevim Gözay'ın Haziran 2013’te Akşam gazetesinde yayımlanan yazısına köşesinde yer veren Uluç, “Sevim Gözay... Çok içten bir dille yazdıklarını aslında her gün keyifle okuyorum ya, bu defa altını çizmek istedim.. 'Medya manzaraları' başlığıyla kendisini örnekleyerek, bizim hikâyemizi öyle şirin ama öyle vurucu anlatmış ki..’ demişim köşemde” ifadesini kullandı.
Hıncal ULUÇ / SABAH
BİR 'GAZETECİ' ÖLDÜ!.
19 yıl önceydi. Mesleğe yeni girmiş tıfıl bir asistandım. Parası azdı, iş ağırdı filan ama içerik müthişti dostum. Hayatım boyunca sevip sayacağım insanların arasına düşecek kadar da şanslı bir başlangıçtı.
Hayatın anlamı bu olsa gerekti. Sımsıkı sarıldım mesleğe. Yorgun ama çok mutlu birkaç ayın sonunda kriz patlak verdi. Yarımızı işten attılar.
Ağlaya ağlaya haykırdım..
Bu nasıl olur!?
İşini iyi yapan, birbirinden iyi insanları nasıl böyle sorgusuz sualsiz, gerekçesiz işten atarlar? Gidenler de kalanlar da benden büyük, benden akıllı, benden deneyimliydiler. Güldüler, gözleri dolu.
"Ne ilk ne de son bu" dediler. "Bizde medya böyledir."
Yarım kalan ekip daha da çok çalışarak işimizi yapmaya devam ettik. İş kutsaldı. Yayıncılık sorumluluktu. Bir ay geçti geçmedi bizi de attılar.
SSK'larımızı ödemedikleri çıktı ortaya üstelik.
Haksız hukuksuz öylesine şutlandık, gece gündüz çalışırken. Ağlamadım bu sefer. Büyüdüm birden.
Kirayı ödeyemediğim için evimden de atıldım o ay. Derken, aynı ekip daha iyi bir yerde bir araya geldik. Sonraki yıllarda başka başka yerler, yeni yeni ekiplerle buluştuk. Gün oldu azaldık, gün oldu çoğaldık ama mesleğe hiç küsmedik.
Her seferinde küllerimizden doğduk. Medya kaygandı. Medya acımasızdı. Medya ruhsuzdu.
Yaşlar yanarken alkış tutup halaya duran kurukafalar vardı. Kirli hesapların, türlü kötülüklerin suretleri... Hep oldular. Hep olacaklar. Ama medya tarihi, o satılık alkışları değil ibadet gibi yapılan "işleri" yazar. Bu kesin bilgi ve ilahi adalet medyacının can dostudur.
AKŞAM'a veda eden Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'nın şahsında, tüm gidenlere ve kalanlara selam ile.
*
Okuduğunuz satırlar, genç yaşta lenf kanserinden kaybettiğimiz bir gazetecinin, Sevim Gözay'ın Haziran 2013'te Akşam'daki köşesinde çıkmış, ben de iki gün sonra şöyle demişim köşemde..
"Sevim Gözay... Çok içten bir dille yazdıklarını aslında her gün keyifle okuyorum ya, bu defa altını çizmek istedim.. 'Medya manzaraları' başlığıyla kendisini örnekleyerek, bizim hikâyemizi öyle şirin ama öyle vurucu anlatmış ki.."