HDP Mersin Milletvekili ve İzmir'den milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, İzmir'in Selçuk İlçesi, Şirince Mahallesi'nde imara aykırı ev yapmaktan 2 yıla mahkum olan dil bilimci-yazar Sevan Nişanyan'ı Aydın Yenipazar Cezaevi'nde ziyaret etti.
Ziyaret öncesi bir açıklama yapan Kürkçü, aldığı cezalar nedeniyle çekmesi gereken 2 yıllık hapis cezası için 2 Ocak 2014'ten beri cezaevinde bulunan ve son olarak Yenipazar Cezaevi'ne konulan Sevan Nişanyan'ı uzun sürüdir ziyaret etmek istediğini söyledi. Kürkçü, "Sevan Nişanyan'ın uğradığı muamelelerin hiçbir şekilde doğrudan doğruya bir yasa ihlali olmadığını, onun çökmüş olan bir uygarlığın mirasını canlandırma çabalarını, Türkiye'yi yönetenlerin hoş karşılamaması sonucunda bu cezalara maruz kaldığını görüyoruz. O yüzden dayanışma duygularımızı ifade etmek için geldik.
Sevan Nişanyan, Ermeni halkından bir yurttaşımızdır. Uğradığı
muamelenin bu açıdan ayrımcılıkla da bir ilgisi var. Bugün
soykırımın 100. yılında onun yanında olmanın da ayrıca bizim için
değerli bir anlamı olduğunu ifade etmek isterim. Haksızlığa maruz
kalan hiç kimseyi yalnız başına bırakmamak bizim prensibimiz. O
yüzden bu duygularla kendisini ziyarete geldik" dedi.
"RADİKAL VE DİK DURUŞU KENDİSİNİ BÜROKRASİ İÇİNDE YANLIZ
BIRAKTI"
Nişanyan'ın imar ve SİT yasalarını ihlal iddiasıyla yargılanan
binlerce insan arasında tek gibi göründüğünü de vurgulayan
Milletvekili Kürkçü, "Çünkü aynı sebeble pek çok kez mahkumiyet
alan ve davaları peşpeşe gelen başka bir insan yok gibi Türkiye'de.
Bunun kendisinin hayattaki tutumuyla genel olarak kültürüyle,
siyasete topluma yaklaşımıyla da bir ilgisi belli ki var.
Bürokratizme, buyurganlığa, yukardanlığa karşı radikal ve dik duruş
sergilemesi, kendisini bürokrasi içinde tarafsız bıraktığı
anlaşılıyor. Pek çok olayda aslında hal yoluna gidilen durumlar
varken, kendisinin karşı karşıya kaldığı anlaşmazlıklarda bir hal
yolu bulunmaması genel olarak siyasi tavrıyla, hayattaki duruşla
ilgili. Tabiki bir Ermeni'nin bürokrasi içinde bu kadar savunucusu
olmuyor. Türkiye'deki hakim fikriyatını biliyoruz. Ancak, biz
avukatlarıyla bakacağız. Tabiki bu Şirince'deki Matematik Köyü'nü
birlikte kurdukları Aziz Nesin'le birlikte durumu
değerlendireceğiz. Başka neler yapabileceğimizi, nasıl destek
olabileceğimize kafa yoracağız.
Eninde sonunda bir çözüm yolu bulunur. Böyle bir kültürel çaba
içinde olan bir insanın yaptığı bu işten herhangi bir ticari çıkar
sağlamayan ama yeni bir ufuk açmak isteyen insanın bu kadar çok
eziyet çekmesi razı olunacak bir durum değil. Umarım buna bir çare
bulacağız. Kendisinin kanaati, hükümetin Adalet Bakanlığı'nın da bu
durum için çıkış yolu aradığı noktasındadır. Ancak, şu ana kadar
bir gerçekleşme olmadı. Umarım Ege Bölgesi'nde faaliyette
bulunduğum süre içinde yeniden gelme fırsatı bulup, konuşurum. Çok
iyi, çok dostane bir görüşme oldu. Ben de memnun kaldım. Kendisine
gıbayen tanıyordum. Ancak, bugün ilk defa karşı karşıya geldik. İki
eski dost gibi sohbet ettik. Sonuçta bir adalet dramı ile karşı
karşıyayız. Siyasetin görevi, bunu bitirmek içinde çare bulmaktır.
Ben de bunu çözmek için çaba içeresinde bulunacağım" diye
konuştu.
"ERMENİSTAN SINIRININ AÇILMASI HAYATI
KOLAYLAŞTIRIR"
Çıkışta bir basın mensubunun, Ermenistan sınırının açılması
konusundaki taleplerle sorusu üzerine ise Kürkçü, bütün
çatışmaların barışçıl bir şekilde sona erdirilmesini, Dağlık
Karabağ'daki Azeri ve Ermeni halklarının hakettikleri yaşama ve
barışa kavuşmasını dilediğini belirtti. Kürkçü, şöyle devam
etti:
"Bunun için diplomasi en iyi yol. Türkiye'nin, sınırı açarak
diplomasinin yolunu da açmış olabileceğini görüyoruz. Çünkü bu
sınırı kapatmakla Ermenistan Hükümeti'ni cezalandırmış olmak
düşüncesi, aslında pek bir gerçekliği olmayan bir düşünce. O zaman
sınırın bu tarafındaki yurttaşlarımızın, sınır ticaretinden çok
büyük istifadesi olan sınır illeri halklarını, bunların ticaret
erbabını da yoksun bırakıyoruz bu kazançlarından.
Ticaret aslında uluslararasında normal ilişkiler kurmak ya da ilişkileri normalleştirmek bakımından uygun bir ortam. O sebeple biz bu sınırın açılmasının hayatı zorlaştıracağını değil kolaylaştıracağını hem Karabağ için, hem Azeriler için hem Ermeniler için hem de kendimiz için iyi olacağını düşünüyoruz. Her yerde zaten barış siyaseti izliyoruz, burada da aynısını tekrar ediyoruz" diye konuştu. (DHA)