Programda, Hayko Cepkin'le sohbette öne çıkanlar şu şekilde
oldu:
"Benim için sahne bir tiyatro sahnesi
Timur Selçuk’un müziği sunma şekli fikir olarak benimle çok
uyuşuyor. Sahnede utanç olmaz. Sahne, herşeyinizi ortaya koyduğunuz
nokta. Utanırsanız, anlatmak istedikleriniz yarım kalır, manasız
kalır ve onu seyirciye sunamazsınız. Timur hoca benim için sahnede
tek kişilik bir tiyatrocuydu. Ben sahneyi bir tiyatro sahnesi gibi
düşünüyorum. Senaryosunu yazıp yönettiğim, müziklerle
kuvvetlendirdiğim bir oyun olarak görüyorum. Hangi senaryoyu
yazdıysam ben ve ekibim o oyunu oynamaya her zaman hazırız.
Anında karar verebiliyorsan o bereketlidir
Parçaları yaparken beni etkilerse, dinleyiciyi de etkiler diye
düşünüp albüme koyuyorum. Ben ne hissediyorsam, onu
yansıtabileceğim parçayı yaparım. Anında karar verdiğin şey
bereketlidir. Ben ona dikkat ederim. Şüpheye düşersen keseceksin.
Önce bir işi kendim için yapıyorum. Kendimi memnun edebiliyorsam
karşımdaki de memnun olur zaten. Benim mentalitem bu.
Paranoyak duruma da düştüm
Son albümüm için psikiyatrla görüşmeye gittiğimde, bahsettiğim
aşkın hastalıklı hallerini yaşayıp yaşamadığımı sordu. Kıskançlık,
hepimizin bir şekilde yaşadığı duygudur. Platonik aşk da öyle.
Paranoyak duruma da düştüm ben, çoğu zaman ilişkiler başlarken
yaşanır zaten.
Gitarist olmak istedim
Gitarist olmak çok istedim. Gitar çalarken hep hareket
ediyosunuz. Klavyeyi oturduğunuz yerden çalıyorsunuz. Bu çok can
sıkıcıydı ama ben klavyeyi de deli dolu çalıyordum. Klavye hep
havadaydı, bazen tuşları kopuyordu. .Çalacağım yer de kendini belli
ediyordu. Portakal rengi peluşum vardı klavyelerin üstünde dururdu.
Orayı minibüse çevirmiştim. En son dikiz aynası takmayı
düşünüyordum klavyelere.
İlgili ve tepkili olan gençler
Piyasaya ilk adım attığınızda, ilk hitap edeceğiniz gençler.
Çünkü onlar daha ilgililer ve tepkileri onlar veriyorlar. Kalıcı
olabilmeniz, ilk çıktığınız dönemde sizi beğenmiş gençleri 10 yıl
sonra da kendinizle beraber getirebiliyorsanız mümkün. Böylece
olgun seyirci profilini oluşturmaya başlıyorsunuz. Ayakta
kalabilmenin formülü bu. Bir gencin 15 yaşında sizi dinlerken
hissettiği karmakarışık duygular, 10 yıl sonra yerine oturduğunda,
sizi daha iyi anlayıp, daha iyi kavramasına yol açıyor. Böylece bu
gençler, artık sahnede orta ve en arkadaki yerlerini almaya
başlıyorlar ve yerlerini yeni gençlere bırakıyorlar."
Yapımcılığını ve sunuculuğunu Ömer Öztürk’ün üstlendiği
Vapurda Çay, Simit, Sohbet cumartesi 14.10, 00.30 ve Pazar 10.30’da
TRT Türk’te.