Milliyet yazarı Hasan Pulur, bugünkü köşe yazısında köşe yazarlarının ev hanımlarının "bugün ne pişirsem" diye düşündüğü gibi "bugün ne yazsam" diye düşündüğünü ifade ettiğini yazısında, Türkiye'nin bu konuda çok bereketli olduğunu yazdı:
Hasan Pulur'un yazısı şu şekilde:
Ev kadınlarının sabah derdi hiç bitmez; dert demek doğru değil
de, kadın kahvaltıdan sonra sormaya başlar:
“Bugün ne yemek yapsam?..”
Çocuklardan yardımcı olan da vardır, her gün aynı yemeği isterler,
babanın kafası doludur.
“Ne yaparsan yap” diye baştan savar.
Ya da dünden aklında kalan bir yemek varsa onu söyler, çoğu da
malzemesi en pahalı olandır, kadıncağız bunu da düşünmek
zorundadır.
Baba daktilonun başına geçince “kadın”ın; “Bugün de ne yapsam?”
sorusuna benzer bir soru ile karşılaşırsa:
Günlük gazeteleri okumuş bile olsa, sıra yazıya gelince!
Bugün ne yazsam?
Kaldırılan felsefe dersleri tekrar konulacakmış?
Ayıp, hiç yakışmıyor!
Felsefe, düşünceyi geliştirir, düşünce, doğruyu arar.
Tarih boyunca düşünürler, filozoflar doğrunun bulunmasına yardımcı
olmuşlardır. Filozoflar, düşünce adamları hep düşünce üzerine
çalışmışlar, ne düşündüklerini yazıp, anlatmaya çalışmışlardır.
Bazılarına göre ise, felsefeyle uğraşmak abesle iştigal
etmektir.
“Abesle iştigal”, boş iş, boş laf demektir.
O halde!
...
Velhasıl, “Bugün ne pişirsem?” diyen ev hanımı gibi, biz de ne
yazsak diye düşünüyoruz!
Bereket versin memleket o kadar verimli ki!
Hasan Pulur'un yazısının tamamını okumak için TIKLAYINIZ