Hande Ataizi: Benjamin keşke beni aldatsaydı

Benjamin Harvey ile evliliğini bitiren Hande Ataizi, Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı.

Google Haberlere Abone ol
Hande Ataizi: Benjamin keşke beni aldatsaydı

Ünlü oyuncu ve sunucu Hande Ataizi, geçtiğimiz aylarda, beş buçuk yıldır evli olduğu Benjamin Harvey'den boşanmıştı. Ataizi, boşanma nedenini ve bu süreşte yaşananları Hürriyet Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu'na anlattı.



Cengiz SEMERCİOĞLU / HÜRRİYET



Hande Ataizi: Benjamin keşke beni aldatsaydı



İhanet, aldatma var mı? Yok...Büyük kavgalar var mı? Yok... Şiddet var mı? Yok... Yatakları bile ayırmamışlar. “Öyleyse neden boşandın, rahat mı battı sana?” diye sordum Hande Ataizi’ne, tüm içtenliğiyle yanıt verdi sorularıma. 7.5 senelik ilişki nasıl biter diye uzun uzun tartıştık. “Bu evliliğin içinde ben yoktum. Benjamin keşke beni aldatsaydı, affetmek ya da etmemek bana ait olurdu” dedi.



Bundan 2 sene önce Bodrum’da buluşmuştuk. O zaman mutlu bir evliliğin, huzurlu bir hayatın vardı. Ne değişti bu 2 senede?



- Evliliğimiz bitti...



Neden bitti?



- 7.5 sene. Bunun 5.5 senesinde evliydik. Hiç kimse ayrılmak için evlenmiyor ama bitti işte. Bir de benim evliliğe bakışım farklıydı. Karşımdaki insan iyi bir baba, iyi bir eş olsun. Bazı hedeflerimiz olsun, o hedeflere ulaştıkça daha kıymetli olsun... Öyle yaşamak istedim hayatı.



İyi bir eş oldu mu Benjamin?



- İyi bir eş oldu.



Peki iyi bir baba mı?



- Çok iyi bir baba.



Eşten daha iyi baba galiba...



- İyi bir baba. Bir kere çok farklı iki kültürün karışımı oldu çocuğumuz. Tabii bu süreçte her şeyden önce evlilik bana ne kazandırdı diye düşündüm. Bir kere sabır, anlayış, hoşgörü kazandırdı. Hayatta hiçbir şey boşuna değil. O 7.5 senenin de bir manası var. Ama her güzel şeyin bir finali olduğu gibi, bizim evliliğimiz de sona erdi.



Benjamin’e de sormak lazım aynı şeyleri. Senin iyi bir anne olduğundan şüphem yok da, iyi bir eş oldun mu?



- Kimyamız tutmasa, evlilik de olmazdı. Ama evliliği deneyimlediğin zaman, orada çok farklı özelliklerin ortaya çıkıyor. İki kişinin kendi kurallarını oluşturması gerekiyor evlilikte. O kurallar birbiriyle çelişince, mücadele etmeye başlıyorsun. Karşındakine sevgi duyuyorsan, bazı şeyleri göz ardı ediyorsun.



Her şeye rağmen bu evlilik sana hayatının en güzel hediyesini; oğlunu verdi...



- Evet, o çok büyük bir mutluluk. Benjamin’e buradan çok teşekkür ederim. Kimse bana bu kadar güzel bir hediye vermemişti. Oğlum benim için çok kıymetli, biraz da bu yüzden kızamıyorum zaten ona. Yürütemedik işte.



Çocuk olduktan sonra evlilik hayatı zorlaşıyor mu?



- Çocuktan sonra kadının sorumluluklarının üzerine “annelik” misyonu ekleniyor. Kadın, “anne” ve “eş” olmak arasında bir çelişki yaşıyor. Bazıları ikisinde de başarılı oluyor, bazıları olamıyor. Açıkçası benim anneliğim çok ön plana çıktı. Hatta haddinden fazla ön plana çıktığı için belki de eski neşemi veya o atarlılığımı kaybettim. Belki de benim karakterimin en büyük özelliği oydu. Bilemiyorum. Hiç konuşmadık bunları. Belki ben anne olduktan sonra o rengimi kaybettim ve bu durum da karşı tarafa cazip gelmedi...



Dişiliği mi ölüyor kadınların anne olunca?



- Bende biraz öyle oldu. Çünkü annelik daha ön plana çıkıyor.



Erkek için geçerli mi aynı durum sence?



- Onu bilmiyorum... Belli bir yaştan sonra çocuk sahibi olunca, çok kıymetli oldu benim için. Çocuğun çok üzerine düşmek anlamında söylemiyorum bunu. Annemden gördüğüm o anne figürüne bir parça daha yakın olmaya çalıştım.



Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin