Sabah yazarı Hıncal Uluç, sanat dünyasında 65'inci yılını dolduran tiyatrocu Haldun Dormen'in son oyunu "Bir Zamanlar Gazinado"yı değerlendirdi. Dormen'in 90 yaşına girdiğini hatırlatan Uluç, "Bir Zamanlar Gazinoda'yı Haldun Dormen yazmış, yönetmiş. Yetmiyor, baş rolünde oynuyor. Haldun Ağabey 90 olmak için gün sayıyor düşünebiliyor musunuz? O yaşta bir oyun yazıyor, pırıl pırıl beyni; sahneye koyuyor, tamam. Ama bir de iki saat boyu sahnede kalan adamı da oynuyor" ifadesini kullandı.
Hıncal ULUÇ / SABAH
Dormen Tiyatrosu geri döndü sanki!..
Salı gecesi nasıl mutlu, nasıl keyifli, nasıl neşeli çıktım,
Enka salonundan..
Aslında Enka Açık Hava programı içindeydi oyun.. Ama o gün
İstanbul'u seller götürünce, iptal edilmedi, Enka Kültür Sanat'ın
kış programlarını götürdüğü salona alındı.
İyi de oldu.. Beni yılların gerisine götüren tam bir "Dormen
Tiyatrosu" oyunu seyrettim çünkü.. Bu oyun da, kapalı salona
yakışırdı açıkçası. Öyle de oldu..
Dormen, 1950'li yılların sonundan başlayarak beni
"Tiyatro Âşığı" yapan kurumların başında gelir.
Haldun Dormen'in idealizmi ile kurulmuş, onlarca yıl başarıdan
başarıya koşmuştu.
Sadece vodvil komedi değil, her türlü oyun oynardı..
Unutulmaz oyunlar..
Altı Kişi Yazarını Arıyor mesela.. Monserrat mesela.. Mister
Roberts mesela.. Şahane Züğürtler mesela.. Tatlı İrma gibi muhteşem
bir müzikal mesela!.
Her birini kaç defa izlediğimi hatırlamıyorum..
Önce kış sezonunda izlerdik, sevgili kuzen Ahmet'le (Kışlalı)
Ankara'dan gidip.. Necati Dayıma telefon ederdik (Bilgiç)
biletlerimizi alırdı. O zaman öğleden sonraları oynanan maçtan
çıkar, Galatasaray postanesine gelir, dört saat bekler, maçı
Ankara'ya yazdırır, sonra Beyoğlu muhallebicisinde duble pilavüstü
şiş (130 kuruş), paramız olduğu zaman üstüne bir de kaymaklı ekmek
kadayıfı paylaşır, Dormen'in yolunu tutardık.
Dormen'in dekorundan kostümüne titizliğine hayran
olmuştum o zaman.. "Mükemmellikayrıntıda gizlidir" der,
sahnedeki salonun duvarına astığı tabloyu bile o
oyun için özel seçerdi, Haldun!.
Bugünkü gibi, biri mini etekli güzel kız, en fazla 5 oyuncu,
"Efendim minimalist" diye adeta dekorsuz, herkesin evinden
getirdiği kılıklarla kostümsüz "Ucuz" oyunlar değil, icabında
sahneye kırk kişi çıkardığı, her türlü masraftan çekinmediği dev
yapımlara imza atardı, Dormen!.
Sahneye en küçük rol için bile "Dev" oyuncular çıkardı.
O zaman da tiyatro pazartesi hariç her gece, ayrıca, çarşamba,
cumartesi pazar ayrıca matine, yani haftada 10 temsil
oynardı. Kaç kuşağa tiyatro
sevdirdi, Dormen Tiyatrosu..
Hayat boyu o Dormen'i özledim. Hele Dormen Tiyatrosu sonunda kesin
olarak kapanınca, Haldun Ağbi'nin başka tiyatrolarda "Konuk
Yönetmen" olarak sahneye koyduğu oyunlarla idare etmeye
çalıştım..
Şimdi bu kafadaki bir adamın, yılların ardından kopup gelmişçesine
adeta, bir Dormen Tiyatrosu oyunu izlemesini düşünün bir..
"Bir Zamanlar Gazinoda"yı Haldun Dormen yazmış,
yönetmiş.. Yetmiyor, baş rolünde oynuyor..
Haldun Ağabey 90 olmak için gün sayıyor düşünebiliyor
musunuz?.
O yaşta bir oyun yazıyor, pırıl pırıl beyni.. Sahneye koyuyor,
tamam.. Ama bir de iki saat boyu sahnede kalan adamı da oynuyor..
Oy- nu- yor!.
Bu işi New York'ta yapsa, "New York Times birinci sayfadan resmiyle
haber, ertesi gün de içerde tam sayfa röportaj yapardı..
Çünkü o ülkede, sanatın ve sanatçının kıymeti bilinir.. Hele Haldun
gibiler özellikle onore edilirler ki, gençlere teşvik olsun..
Siz bu oyun, bu Haldun'la ilgili kaç satır okudunuz bugüne dek?. Ya
da okudunuz mu?.
Tonla günlük, haftalık "Magazin" eki var üstelik, benimki dahil tüm
büyük gazetelerin..
Manşetlere çıkmak ve haftalar boyu inmemek için, Adrina Lima'yı
götürmeniz yeterli.. Ya da Bodrum'da güya bikinili resim çektirmek
istemez gibi davranmak..
Haldun Ağabey,
Koca bir ömrü bu ülkenin kültür ve sanatına adadın!.
Sen bizi bağışla ne olur!.
Yazının devamını BURADAN okuyabilirsiniz.