Yurt gazetesi bünyesinde yayınlanan Bağımsız dergisi medyada ‘haftalık haber ve yorum dergisi’ konusunda bir süredir yaşanan boşluğu doldurmayı amaçlıyor.
Bağımsız dergisi giderek sıkı bir oto-sansür ve baskı ortamına sürüklenen Türk medyasında özgün haberleri, cesur yorumları ve derin analizleri ile ‘bağımsız gazeteciliğin’ sesini duyurma iddiasıyla yayın dünyasına giriyor.
Bağımsız dergisinin genel yayın yönetmeni deneyimli gazeteci Merdan Yanardağ. Yurt gazetesinin yönetimini de üstlenen Merdan Yanardağ derginin ilk sayısında çıkış amacını şöyle tanımlıyor: “Bu dergi kirlenen medya ortamında bütün iktidar odaklarından ve güç merkezlerinden bağımsız olacak. Kimsenin önünde eğilip bükülmeyecek. Topluma ve okurlarına hizmet dışında bir kaygısı bulunmayacak.”
Basının her geçen gün daha fazla iktidarın kontrolüne girdiği, Cemaat gazeteciliğinin bir ahtapot gibi ülkeyi sardığı, kendisine ‘merkez medya’ adını veren gazete ve televizyonların gerçekleri yazmaktan ve sorgulamaktan hızla uzaklaştığı bir dönemde Bağımsız medya ortamına yeni bir soluk getirecek.”
Bağımsız dergisinin yayın koordinatörlüğünü deneyimli gazeteci Kerem Çalışkan üstleniyor. Yazı işleri Müdürleri yine medyada yılların deneyimine sahip İnci Hekimoğlu ve Esin Dalay.
Derginin Haber Müdürlüğü’nü ise kamuoyuna adını Oda TV davası ve adaşı Barış’la Silivri’de yazdıkları kitapla duyuran genç gazeteci Barış Terkoğlu üstlenmiş bulunuyor.
Derginin ilk sayısında ana dosya konuları ‘Başkanlık sistemi’ ve ‘Suriye’.
‘Tanrım beni başkan yarat’ başlığıyla Barış Terkoğlu tarafından kaleme alınan kapsamlı analizde Erdoğan’ın başkanlık sistemi ile getirmek istediği ‘tekelci yönetim ve dikta sistemi’ sorgulanıyor.
Suriye dosyası ise, bölgede Türkiye’yi içine itmek istedikleri tuzağa dikkat çekiyor. Ömer Ödemiş’in imzasıyla sunulan dosyaya üç isim yorumlarıyla katkı yapıyor. Şükrü Sina Gürel, Coşkun Musluk ve Merdan Yanardağ Suriye konusunda hükümetin tutumunu irdeliyorlar.
İlk sayıda Soner Yalçın’ın ‘Silivri’de Namık Kemal ile volta atmak ne demek?’ sorusuna verdiği cesur yanıtlar da dikkat çekiyor.
Haluk Şahin’in iktidarın medya üstünde kurduğu egemenliği anlatan görüşleri de ilk sayıda yer alan konular arasında.
Mahfi Eğilmez AKP’nin 10 yıllık ekonomik performansını derginin ilk sayısı için verdiği söyleşide ortaya koyuyor.
Deneyimli gazeteci Taylan Sorgun’un “Dünden Bugüne” köşesinde “Atatürk’ün başkanlık sistemine tepkisi” yazısı ise, okuru 1923 Ankara’sının atmosferine taşıyor.
Çağlar Tekin, Emniyet’te yeni sendikalaşma çabalarının yarattığı ortamı ele alıyor. Okan İrtem ise eski POL-DER’i anlatan yazısı ile konuya derinlik kazandırıyor.
Kerem Çalışkan ‘2013’te Erdoğan’s Secrets’ analizi ile hükümetin kamuoyundan gizlediği sırları tek tek ortaya dökerek, şeffaflık istiyor.
Ali Şimşek’in Metin Kaçan portre-analizi yazısı “Bizden Bukowski çıkar mı?” başlığıyla dergide yer alıyor. Hakan Gülseven de Hindistan notları ile gezi sayfasını zenginleştiriyor.
‘Edebiyatı Amuda Kaldıranlar’ başlıklı yazıda Ahmet Yıldız, İskender Pala ve Elif Şafak’ın yazarlık anlayışını eleştiriyor.
Tunca Arslan Altın Portakal’da ödül alan Abdülkadir Tuncel’e ilişkin eleştirileri tartışmaya açıyor.
Prof. Mehmet Ömür iki yıllık bir aradan sonra ‘Bağımsız’ dergisinde yeniden aranan ‘Şarap yazıları’na başlıyor.