Cumhuriyet gazetesi dün, bir gün öncesinden 'dünya gündemini sarsacak' diye anons ettiği görüntüleri yayınladı.
19 Ocak 2014'te ihbar üzerine durdurulan TIR'ların görüntülerini Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar imzasıyla yayınlayan Cumhuriyet'e İstanbul Cumhuriyet Başsacvılığı'nca soruşturma açıldı.
Türkiye gündemini sarsan ve dünya medyasında da yer bulan haber, bugünkü köşelere taşındı.
İşte, köşe yazarlarının Cumhuriyet'in haberine yorumları:
Doğan Satmış / Cumhuriyet
TIR'lar ve gazetecilik
Gazetecilik mesleğinin en zor yanlarından biri, kendini
anlatmaktır. İşadamları bizi anlamaz, esnaf anlamaz, asker anlamaz,
memur anlamaz, politikacı hiç anlamaz.
Gazeteci olarak bizler, toplumda ters giden bir şey varsa bunu
yazmak isteriz. Ters giden şeyi düzeltmek için elimizden ne gelirse
yapmaya çalışırız, didiniriz.
Bizim için konunun çok önemi yoktur, ters giden şeyin düzeltilmesi
önemlidir. Bu uğurda hasta olanımız vardır, dayak yiyenimiz vardır,
hapse girmek sıradandır, öldürülen bile vardır.
Ama sıradan insanlara bunu anlatmak zordur. Hep tanık olurum, “Yahu niye devletin aleyhine bir şeyi yazıyorsunuz?” der dururlar.
Ama gazetecilik işte böyle bir şeydir.
BBC gazeteciliği
Mesela BBC’nin bir yöneticisi, yıllar önce Falkland Savaşı tam gaz sürerken, çıkıp “Bizim için savaşta oğlu ölen bir İngiliz anne ile oğlu ölen bir Arjantinli anne arasında bir fark yoktur” demişti.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Özgür Mumcu / Cumhuriyet
TIR’lardaki cephane nereden geldi?
MİT TIR’larındaki silahlar nereye gidiyordu? Önce TIR’larla Türkmenlere insani yardım gönderildiği iddia edildi. Suriye Türkmen Meclisi başkan yardımcısı bunu yalanladı. Daha sonra Ahmet Şık’ın eriştiği bir dava dosyasında, aralarında konuşan Bayır Bucak Tugay Komutanı ile bazı Türkmen dernek yetkililerinin, TIR’ların kendilerine gelmediğini söylediği ortaya çıktı. Dosyadaki Türkmenler, TIR’ların Ansar el İslam örgütüne gittiğini söylüyordu.
Dün, Cumhuriyet’te yayımlanan haberde Adana’da durdurulan TIR’ların içinde bolca askeri malzeme olduğu görüntüleriyle ortaya kondu.
Habere göre, bazı sandıkların üzerinde Tripoli yani Trablus yazıyor ve cephaneler Rus malı.
O vakit, MİT TIR’larındaki silahların nereye gittiği kadar nereden geldikleri sorusu da önem kazanıyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Barış İnce / BirGün
Bir teşekkür ve bir çağrı
Dün ortaya çıkan MİT TIR’larındaki silah görüntüleri malumun ilanı oldu. Hâlâ daha bu iktidarın bu büyük suçları varken basitçe çekip gidebileceğini düşünüyor muyuz? “Ben bu seçim az çalıştım bir dahaki seçim daha iyi hazırlanır hükümeti kurarım” diyeceklerini sanıyor muyuz?
Diktatörler sokakta devrilir derken kastettiğimiz seçimler önemsiz demek değildi. Suçlar büyüdükçe ve kurumlar birbirinden hesap soramaz hale geldikçe, hepsi iktidar tekeline girdikçe mevcut mekanizmalar tıkanır. Suçlar, oy hırsızlıkları, hukuksuzluk örtbas edilir. Direnmek ve o kuralları tanımamak dışında yol kalmaz.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Sezin Öney / Taraf
TIR
Uzun zamandır konuşulan bir şeydi Türkiye’nin Suriye’deki çeşitli
gruplara yardım yaptığı. 2011’de Suriye’de savaş çıkmasından
yaklaşık iki yıl sonra, 2013’te, bu konuda belgeler ortaya koyan
haberler Türkiye’de de yapılıyordu. Daha öncesinde de, söylentiler
ayyuka çıkmıştı. Ancak, konuyla özel olarak ilgilenen ve
Türkiye’nin rolünü sorgulayan bir avuç gazeteci bastırılıyordu
medyada. Kamuoyunda, Türkiye’nin “Suriyeli direnişçilere” verdiği
desteği canla başla savunanların sesinden başka hemen hiçbir yorum
duyulamıyordu. Daha sonra, TBMM’de konuyla ilgili soru önergeleri
veren milletvekilleri de oldu; ama hiçbir bilgi alınamadı.
Türkiye’deki gazeteciler konuya yönelik doğru düzgün çalıştırılmadığı için, kamuoyu bilgileri daha çok dış basında artan yoğunlukta çıkan haberlerden öğrenebildi. Ve karanlıkta kala kala bugünlere geliverdik.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Ceren Kenar / Türkiye
Tırlarda saklanan sırlar
Cenevre 2 toplantısından bir hafta önce, Suriye'de uluslararası çözümden kimsenin pek umudu yok. İran ve Rusya, kanlı Esad rejiminin kaya gibi arkasında. Rejime silah ve askerî yardım, Lübnan'dan, Irak'tan yabancı savaşçı akıyor. Muhalefet ilk zamanlarda yakaladığı momentumu kaybetmiş, Baas rejiminin muazzam manevrası ile, radikallerin sahada hakimiyet kurması sonucu, hem rejime hem de radikallere karşı mücadele vermek zorunda bırakılmış. ABD, sözde muhalefeti destekliyor, özde o dönem ABD'nin Suriye politikasının mimarlarından olan Frederic Hof'un sonradan diyeceği gibi rejimle muhalifler arasında “yesinler birbirlerini” politikası izliyor. Türkiye sınır komşusunda hakim olan savaş ortamından rahatsız, ancak muhalefetin de sürece dahil edilebilmesi ile gerçekleşecek bir kalıcı ve sürdürülebilir barış ihtimali için uluslararası dengeleri zorlamaya çalışıyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Cem Küçük / Star
Türk Julian Assange’ı Can Dündar!
1 Ocak 2014’de Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde bütün unsurlarıyla paralel çete MİT TIR’larını durdurdu. Bu olaydan 18 gün sonra Adana, Ceyhan Sirkeci gişelerinde paralel jandarma MİT TIR’larının önünü kesti. MİT personeli Başbakanın izni olmadan soruşturulamaz kanununa rağmen paralel savcı Aziz Takçı, Pensilvanya’dan aldığı talimatla devlete ve millete operasyon çekti.
Vatana ihaneti yapan şebekenin bütün unsurları şu anda yargılanıyor. Batı demokrasileri kendilerine yönelik böyle operasyonlarda nasıl davranıyorlarsa, bizim devletimiz de aynı şeyi yapacaktır. Bundan kimsenin zerre şüphesi olmasın.
Dün “İşte o silahlar” manşetiyle çıkan Cumhuriyet ve haberin altında imzası olan Can Dündar Türk devletinin kırmızı çizgilerini aştı. Dün konuştuğum devletin en tepe noktasındaki isimlerde korkunç bir öfke vardı. Böyle bir ihaneti devlet ve millet hafızasının asla unutmayacağının altını çizdiler.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.