Pazar günü yapılan referanduma YSK'nın, mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçerli sayılmasına yönelik aldığı kararı damga vurdu. Hürriyet yazarı Gülse Birsel de bugünkü yazısında YSK'nın bu kararını, kendine has üslubuyla kaleme aldı.
Gülse BİRSEL / HÜRRİYET
Oyları kahve köpüğünün üzerine yazıp yollasak oluyor mu?
SANIRIM 2018, en geç 2019’da bir seçim olacak.
YSK’nın referandum günü akşamüzeri aniden beliren “Vatandaşı mağdur etmemek için 2010’dan beri kanunda yazanı kaale almadık, mühürsüz pusulaları, zarfları da saymaya birdenbire karar verdik, e çöpe mi gitsin o kadar irade?” şeklindeki hümanist felsefesini dikkate alarak...
Gelecek seçimde oylarımızı:
- Peçeteye yazıp versek kabul edilebilecek mi?
- Twitter’dan YSK’ya DM olarak yollasak sayılabilecek mi?
- Kahve zincirlerindeki gibi kahvenin süt köpüğünün üzerine oyumuzu
yazıp seçim kuruluna ikram etsek sayıma girebilecek mi?
- Kartvizitin arkasına not edip çocukla yollasak geçerli oy
olabilecek mi?
- Tırnaklı uzun pidenin üzerine çöreotuyla yazıp pideyi sandığa
atsak işleme sokulabilecek mi?
- Kâğıttan uçağın üzerine oyumuzu yazıp oy verilen okulun bahçesine
doğru uçursak kabul edilecek mi?
- Bir arkadaşa oyumuzu söylesek, o da gidip sandık görevlisine “İki
gözüm önüme aksın ki böyle oy verecekmiş” dese olabilecek mi?
Bence hepsi kabul edilsin. Böylece ne sandık görevlilerinin sabahın karanlık saatlerinde gidip oy pusulası ve zarfları saatlerce mühürlemelerine gerek kalır ne de milletin işini gücünü, okuduğu, yaşadığı şehri bırakıp seçmen kütüğüne gidip, sıraya girip oy vermesine.
Sayın YSK, ama zorla mizahçıya malzeme veriyorsunuz, ben ne yapayım?
Gülse Birsel'in Hürriyet'teki yazısının devamını BURADAN okuyabilirsiniz.