Mehmet Altan, Yarkadaş'ın yazısındaki iddialara ilişkin olarak T24'e "deli saçması, gazetecilik bu kadar mı iğrençleşti" diyerek yazıyı yalanlamıştı. Barış Yarkadaş ise Altan'ın bu cevabı üzerine, "Kaynağımın bana aktardığı bilgiyi eksik yazmışım. Altan, Fethullah Gülen'in elini öpmemiş, ancak elini eteğini öper gibi davranmış'' ifadesini kullandı.
Mehmet Altan'a yanıt veren Yarkadaş, "Gittiğiniz gezide ne konuştuğunuzu yazdım. Yazdıklarıma yalan diyemiyor, sadece (el öpme) üzerinden polemik yaratmaya çalışıyorsunuz'' diyen Yarkadaş ''Mehmet Altan'ın nafile çabası'' başlıklı yazısında, Gülen ile yedi gazeteci arasındaki ilginç diyaloglara da yer verdi. Yarkadaş, "Gazeteciler, Gülen'in karşısında yerde bağdaş kurarak oturdular'' ifadesini de kullandı.
Barış Yarkadaş'ın Mehmet Altan'a cevap verdiği yazı...
Mehmet Altan'ın nafile çabası!
Prof. Dr. Mehmet Altan, bu köşede üç gündür kaleme aldığım
yazılarda yer alan ''tek bir ifade'' üzerinden beni
yalanlamaya çalışıyor. Altan, "Fethullah Gülen ve CHP'li
adaylar'' başlıklı bir önceki yazımda yer alan ''el
öpme'' ifadesinin gerçek olmadığını
belirterek, "Gazetecilik bu kadar mı
iğrençleşti?''diyor!
T 24 sitesi ile sevgili dostum Hadi Özışık'a konuşan
Altan,"Kimsenin elini öpmedim'' ifadesini kullanıyor. T 24.com
ile İnternethaber.com da güncel bir tartışma olduğu için, Altan'ın
sözlerine yer veriyor. Her iki site, benim yazılarıma da genişçe
yer ayırarak kamunun bilgilenme hakkını kullanmasına vesile oluyor.
Hadi Özışık, yazısında "Barış bazı şeyleri yanlış yazdı'' dese
de bunların ne olduğunu söylemiyor.
O halde, gelin şimdi meseleyi kısaca özetleyelim ve Mehmet
Altan'ın ''karşı atağı''nın ne denli anlamsız olduğunu
görelim:
1- Mehmet Altan'a ilişkin bilgi veren kaynağım, sabah saatlerinde
aradı ve "Yazını okudum, Mehmet Altan,
Hocaefendi'nin (Fethullah Gülen) elini öpmemiş, burada
yanlış bir bilgi var'' dedi. Ardından da ekledi: "Seninle o gece
konuşurken, çok gürültülü bir yerdeydin, sanırım yanlış duydun.
Benim söylediğim şuydu: Mehmet Altan, Hocaefendi'nin adeta
elini eteğini öpercesine abartılı bir şekilde saygılı
davrandı. Sonuçta ikisi aynı kapıya çıkar ancak el öpme yok.
Bunun dışında yazdıklarının tamamı doğru. Hatta eksik bile
var...''
2 - Kaynağım, ''Fethullah Gülen'in elini öpmedim'' diyen
Altan'a "O halde nasıl bir oturma düzeni var o odada, bunu
anlatabilir mi?'' diye sormamı istedi. Kaynağıma göre,
Fethullah Gülen'in ABD'deki odasında, sadece iki kişinin
oturabileceği bir Divan - Kanepe var. Gülen, kalabalık gruplar
geldiğinde misafirlerini yerde oturtuyor; kendisi ise kanepeye
yerleşiyor. Mehmet Altan'ın aralarında olduğu ekip de aynı
oturma düzenine uymuş... Gülen kanepede otururken, yedi
gazeteci yerde bağdaş kurmuş...
3- Yıllardan bu yana "Birey, birey, birey...'' diyen ve
ensemizde boza pişiren Mehmet Altan bu tabloya ne diyor?
Cumhuriyet'in "seçkinlerin ve elitislerin rejimi olduğu''nu
söyleyen Altan, ''eşit olmamayı'' içine nasıl
sindiriyor?
4- Yazdıklarımın tek bir kelimesine bile "Yalan''
diyemeyenAltan, "el öpme'' üzerinden meselenin özünü saklamaya
çalışıyor. O gerçeği anlatmadığı için, mesleki görevimizi
yerine getirmek de bize düşüyor.
5- İki yazıda kaleme aldığım bilgilerin tamamı somuttur.
Gazetecilik saikiyle yazılmıştır. Değişik kaynaklardan
doğrulatılarak kaleme alınmıştır. Bana konuşan kaynağım, Gülen'in
AKP'ye yönelik sözlerini özellikle Mehmet Altan veAmberin
Zaman'ın desteklediğini söylüyor. Gülen, Tayyip Erdoğan'a ilişkin
eleştirileri sıraladıkça, Amberin Zaman'ın "Hele şükür,
bunları birinin söylemesi gerekirdi'' diyor. Altan da bu
sözlere onay veriyor. Mehmet Altan, Gülen'den daha ateşli
konuşmalar yapıyor.
6- Odada bulunan Yavuz Oğhan, tek kelime etmiyor ama Gülen
konuştukça, ''başıyla onaylama'' hareketi yapıyor. Odada
konuşmayan bir diğer isim ise Ardan Zentürk... Star Yazarı
Zentürk, olumlu olumsuz hiçbir tepki vermiyor.
7- Yaklaşık on yıldan bu yana, AKP'ye biat eden ve hiçbir yanlışını
eleştiremeyen, iktidarın nimetlerinden sonuna kadar faydalanan
Altan; bana gazetecilik dersi veremez!Bilimsel namusuna düşkünse,
çıkar gerçeği anlatır. ''Karartma ve maniplasyon'' yolunu
seçmez.
8- Mehmet Altan ve şürekasının Fethullah Gülen Hareketi'ne yakın
olduğu bilinen bir gerçek... Bu bir tercih meselesidir. Altan'ın
tercihine nasıl saygılıysak, Altan da bizim bu görüşmeyi yazma
hakkımıza saygılı olmak zorundadır. "Bu yaptığı
iğrençlik" diyerek, gerçeği ve halkın haber alma hakkının
üstünü örtemez.
9- Benim yaptığım, bal gibi gazeteciliktir. Üç gündür
yazdığım bilgileri tek bir kişi bile
yalanlayamamıştır. Toplantıya davet edilen ancak katılamayan
iki ismi yazmam bir hatadır.Ancak, toplantıda konuşulanlara yer
verdiğim iki makale, satırı satırına doğrudur. Fethullah Gülen
Hareketi'nin lideri, iktidardaki bir partiye yönelik bu sözleri
sarf ediyorsa; bu dünyanın her yerinde haber ve analiz
konusudur.
10 - Benim kaleme aldığım yazı, AKP Genel Merkezi ve Başbakanlık'ta
da gündeme oturdu. Başbakan'a yakın bir milletvekili, şu
değerlendirmeyi yaptı: "Fethullah Gülen, istediğini düşünür,
istediğini söyler. Bu da fikir özgürlüğüdür. Onbinlerce bürokratı,
binlerce yargı mensubunun etkilediği bir harekete karşı Başbakan ne
yapabilir? Bizim hareketi tasfiye gibi bir derdimiz yok. Ancak
söylenen ve yapılanlar, geçmişte yaşadıklarımızı
aratmıyor. Gülen'e yakın yayınlarda, partimiz asimetrik bir
şekilde hedef alınıyor.''
11 - Aynı vekil, "Gülen öl dese ölecek insanlar var. Ne
yapalım bu da bir gerçek'' diye konuşuyor. Biz de bu bilgiler
ışığında olan biteni yazıyoruz. Kimseye iftara atmıyor, yalan
söylemiyor ve yaşananların fotoğrafını çekiyoruz.
12- Mehmet Altan, bizim bu gerçekleri yazmamızdan rahatsız oluyor.
Çünkü; Altan da "Ankaralılar'' gibi davranıyor. Şeffaflık
yerine, ''gizliliği'' tercih ediyor. Oysa ki; Gülen'le
yaptığı görüşme sonrası, izlenimlerini yazabilir, kamuyu
aydınlatabilirdi. Bunu yapmak yerine, "el öpmedim'' diyor
ve meseleyi başka bir yere çekmeye çalışıyor. Altan bu
tavrıyla,yıllardan bu yana eleştirdiği "Ankaralılar''dan bir
farkının olmadığını gösteriyor.
13- Altan bu haliyle "fikir insanı'' olamayacağını
gösteriyor. Altan eğer bilimsel namusuna sahip çıkıyorsa, o gezide
olan biteni tüm çıplaklığıyla hepimize anlatmalıdır. Zira; macun
tüpten çıkmıştır ve saklayabileceği bir pozisyon
bulunmamaktadır.
14- Fethullah Gülen, AKP iktidarına yönelik eleştirilerini tüm
samimiyetiyle sıralarken, Mehmet Altan bunu yapacak cesareti
neden kendinde bulamıyor? Altan'ın da en az Gülen kadar içten
davranmasını beklemek hakkımız değil mi?
NOT: Fethullah Gülen Hareketi'ne yakınlığıyla bilinen
kaynağım, geziye aslında Sabah Yazarı Nazlı Ilıcak'ın da davet
edildiğini; ancak Ilıcak'ın ''uzun uçuş
yapamadığı'' için teklifi kabul etmediğini belirtti.
2. NOT: Fethullah Gülen'in daveti üzerine ABD'ye giden
veMehmet Altan'ın da içinde bulunduğu ekipte dokuz gazetecinin yer
aldığını söylemiştim. Cemaate yakınlığıyla bilinen Mustafa
Yeşil ve Harun Tokak, yakın çevrelerine "Biz geziye
katılmadık. Ama diğer yedi isim doğru'' demiş.
Mehmet Altan'ın Barış Yarkadaş'ın yazına yönelik yaptığı açıklama için tıklayınız...