Gezi Park eylemlerinin Ankara ayağında yapılan eylemler
nedeniyle aralarında 3 kadının da bulunduğu toplam 35 kişi “örgüt
üyeliği, örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklanarak Sincan
Cezaevine gönderildi. Kadın tutuklular Gizem Bayram, Sıla Uzunpınar
ve Hazal Kangal da Sincan Kadın Kapalı Cezaevine konuldu. İtiraz
üzerine önceki gün serbest bırakılan Sıla Uzunpınar’ın tahliyesi
çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Kadın tutukluların,
tutuklandıklarında bu yana diğer koğuşlara göre şartları son derece
kötü olan ve ağırlaştırılmış müebbet cezası alan hükümlülerin
bulunduğu kısımda tutuldukları belirlendi.
TECRİT KOĞUŞUNA KONULDUK
28 Haziran tarihinde tutuklanan Uzunpınar, tahliye oluncaya kadar
geçici koğuşta tecrit koşullarında kaldığını anlatarak şunları
söyledi: “Üç kadın olarak tecrit olarak belirtilen C-2 koğuşuna
konulduk. Defalarca idareye başvurmamıza rağmen, normal koğuşa
alınmadık. Gerekçe olarak hep ‘yer yok’ denildi. Ancak tahliyeler
nedeniyle boşalan yer olduğunu biliyorduk. Ancak geçmemize izin
verilmedi. Bize sürekli hangi örgüttensiniz şeklinde sorular
yöneltiliyordu.”
KOŞULLAR ÇOK KÖTÜ
Kaldıkları koğuşun koşullarının son derece kötü olduğunu ifade eden
Üniversite öğrencisi Uzunpınar, “Kaldığımız yer mutfağı bile
olmayan bir yerdi. C-2 numaralı bu hücrenin hijyen koşullarının son
derece kötü, ayrı bir mutfak bölümü olmadığından yemek
bulaşıklarını tuvalette yıkamak zorunda kalıyorduk. Bu koğuş, diğer
koğuşlarda daha uzak en dip koğuşta bir yerde. Ağırlaştırılmış
müebbet alan mahkumların aldığı yer. Tecrit olarak adlandırılıyor.
Temel ihtiyaçlarımız karşılanmadı. Ben şans eseri tahliye oldum.
Ama Gizem ve Hazal hala oradalar” diye konuştu.
ÖRGÜT İSMİ İÇİN ZORLANDILAR
Uzunpınar’ın avukatlarında Fatma Karlıkcıoğlu da 9 Temmuz tarihinde
cezaevine yaptığı ziyarette söz konusu durumu fark ettiğini
anlatarak, şunları belirtti: “Müvekkiller herhangi bir örgüt üyesi
olmaması nedeniyle bir örgüt ismi söylememişlerdir. Bu nedenle
cezaevi idaresi tarafından tecrit koşullarında tutulmuşlardır.
Hapishane yönetiminin muhtemelen ileride hazırlayacağı
değerlendirme raporlarına zemin hazırlamak adına keyfi sorularla
tutukluları baskı altına alması, kötü koşullardaki hücrelerde uzun
süre kalmak tehdidiyle iradelerini teslim alma çabası asla kabul
edilemez.”
Radikal