Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2015 Basın Özgürlüğü Ödülü’nü ‘Türkiye’de bağımsızlığını koruyarak cesaretle özgürlük savaşı verdiği' için Cumhuriyet’e verdi.
Gazete adına ödülü RSF Başkanı Christoph Deloire'dan alan Yayın Yönetmeni Can Dündar, bugün kaleme aldığı yazıda ödüle ilişkin duygularını şöyle aktardı: "İnsan böyle bir listeden birinci çıkarken gazetesi adına gururlanıyor, ama ülkesi adına utanıyor."
Dündar'ın bugünkü yazısı:
"Bir ödül töreninden notlar
Strazburg’un tarihi sineması Odyssee’nin perdesine peşpeşe 3
kadının görüntüsü yansıdı: İlki Anna
Pétard Lieffrig…
24 yaşında bir grafik tasarımcısı…
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nde stajyer olarak çalışmıştı.
Paris saldırısında, kız kardeşiyle birlikte katledildi.
Salonu dolduran davetliler Anna’nın şahsında Paris kurbanlarını
uzun süre alkışladı.
***
Perdedeki ikinci isim, Zaina Erhaim’di.
30 yaşında Suriyeli bir gazeteci…
Bir dönem BBC muhabiriymiş. İç savaş başlayınca herkes Suriye’den
kaçarken o tersine, ülkesine dönmüş.
Savaşta 10’dan fazla arkadaşı ölmüş; kimi rejimin, kimi IŞİD’in
kurbanı… Erhaim’in ailesi halen Gaziantep’te yaşıyor.
Suriye, gazeteciler için dünyanın en tehlikeli üç ülkesinden biri
kabul ediliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın
Özgürlüğü indeksinde 180 ülke arasında 177’nci sırada…
Erhaim, gazeteciliğin tıkandığı savaş ortamında çareyi gönüllü
sivillere “yurttaşgazeteciliği” öğretmekte bulmuş. 2
yılda 100 kadar öğrenci yetiştirmiş. Öğrencilerinin üçte biri
kadınmış. Halen Suriye’den en sağlıklı haberler onlardan
alınabiliyor.
Erhaim, savaş koşulları altındaki cesur gazeteciliği ve eğitmenliği
nedeniyle Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütü’nün “Gazetecilik” ödülünü aldı önceki
gece…
Ülkesini terk edemediğinden törene kendisi yerine mesajı
gelebildi.
***
Ardından perdede Etiyopyalı bir kadın belirdi.
Etiyopya’da özgür habercilik yapmaya çalışan bir grup blogger adına
konuşuyordu.
“Zone 9” adlı bir blogla ödül almışlardı.
8 bölgeden oluşan bir Etiyopya hapishanesinde geçirdikleri
tutukluluktan sonra, bloglarına “9. Bölge” adını
vermişlerdi.
Etiyopya, basın özgürlüğü indeksinde 180 ülke arasında 142.
sıradaydı. Yönetim, özgür yayıncılığa tahammül edememiş ve bloğun 6
üyesini “terör örgütüne yardım ve yataklık”tan tutuklamıştı.
Ancak geçen yaz, Addis Ababa’daki finans kongresi sırasında,
-muhtemelen dünyaya şirin görünmek için- tutuklular ani bir kararla
salıverilmişti.
Perdedeki Afrikalı gazeteci, “Ödül almaya gelemedik,
çünkü dün Addis Ababa Havalimanı’ndan çıkarken
pasaportlarımıza el kondu” diye açıkladı son
durumu…
Alkışlarla karşılandı.
***
Dünyanın en prestijli basın örgütlerinden Sınır Tanımayan
Gazeteciler, her yıl üç dalda ödül veriyor:
Yılın gazetesi…
Yılın gazetecisi…
Yılın yurttaş gazetecisi…
Son ikisinden sonra sıra, “Yılın
gazetesi” ödülündeydi.
Perdede 12 gazetenin adı belirdi.
Aralarında Pakistan’dan, Venezüella’dan, Bangladeş’ten,
Vietnam’dan, Azerbaycan’dan, Honduras’tan gazeteler
vardı.
Örgütün genel sekreteri Christophe Delore kazananı
açıkladı:
“Cumhuriyet Gazetesi. Türkiye…”
Ödülün gerekçelerini sıralarken örneklerle gazetemizin
bağımsızlığını ve baskılar karşısındaki cesaretini
vurguladı.
İnsan böyle bir listeden birinci çıkarken gazetesi adına
gururlanıyor, ama ülkesi adına utanıyor.
Türkiye, basın özgürlüğü sıralamasında Etiyopya’nın gerisinde: 180
ülke içinde 149. sırada…
Yani dünyanın en dibinde…
Cumhuriyet ailesi olarak, yeryüzünün dört bir köşesinde baskıya
karşı mücadele veren meslektaşlarımızla birlikte anılmaktan
gururluyuz.
Bizi dikta ülkeleri listesinde Suriye ve Etiyopya ile yarıştıranlar
utansın."