TGF (Türkiye Gazeteciler Federasyonu) Genel Başkanı ve İGC (İzmir Gazeteciler Cemiyeti) Başkanı Atilla Sertel ile TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) Yönetim Kurulu, 1993 yılında Ankara'daki evinin önündeki aracına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren araştırmacı gazeteci, yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 22’nci yılı nedeniyle anma mesajı yayımladı.
Cinayetin hala aydınlatılamadığını ifade eden Atila Sertel, mesajında şu görüşlere yer verdi:
Uğur Mumcu’nun aydınlık, çağdaş bir Türkiye yaratma umuduyla korkmadan yürüyen bir gazeteci olduğunu vurgulayan Sertel, “1993 yılının soğuk bir gününde kalleş bir pusuda bomba ile katledildi. Aradan geçen 22 yıl onu unutturmadı ve unutturmayacak. Türkiye’nin dününe, geleceğine ışık tutan Uğur Mumcu; yazılarıyla, araştırmalarıyla, kitaplarıyla, konuşmalarıyla yaşayacak ve yaşatılacak. Uğur Mumcu öldürüldükten sonra da Türkiye'de laik, çağdaş yaşamın, Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti'nin, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin en büyük ve ölümsüz ismi olarak yaşıyor, yaşayacak.
Üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen, tıpkı diğer aydın cinayetleri gibi Uğur Mumcu cinayetinin de aydınlatılamadığını belirten Sertel, şu şekilde devam etti:
Ocak ayında bu ülkenin önemli değerleri katledildi. Cumhuriyeti değiştirmek isteyenler aydınlarımızı öldürerek, gözdağı verdiler. Aydınlarımızı katleden karanlık güçler hala ortaya çıkarılamadı. Bu cinayetlertam olarak aydınlatılamazsa Türkiye aydınlanamaz. Uğur Mumcu'nun katledilişinin üzerinden 22 yıl geçti, cinayet hala aydınlatılamadı. Metin Göktepe'yi döverek öldürenler ceza almadı. Abdi İpekçi cinayetinin tetikçisi Mehmet Ali Ağca yakalandı, ceza aldı ama arkasındaki karanlık güç ortaya çıkarılamadı. Muammer Aksoy, Çetin Emeç cinayetlerinin failleri hala meçhul.
Faili meçhul cinayetler aydınlatılmazsa Türkiye demokrasisi bir adım ileri gidemez. Ancak ben bu iktidarın faili meçhul cinayetleri aydınlatacağına inanmıyorum. Onların kanı akmaya devam ediyor. Ne zaman katilleri bulunup ceza alırsa onların kanı duracak ve Türkiye geçmişiyle biraz olsun yüzleşecek, barışacak. Bu düşüncelerle; Türkiye’nin aydınlık yüzü, araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’yu katledilişinin 22’nci yılında bir kez daha saygı ve özlemle anıyor, tüm meslektaşlarımızı onun öğretileri etrafında birleşmeye davet ediyorum.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu da, Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Cinayeti azmettirenlerin bulunamamasının başka gazeteci gazeteci cinayetleri için cesaret ortamı yarattığını ifade eden TGC'nin açıklamasında da şu görüşler yer aldı:
Üyemiz araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te evinin önündeki arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu öldürülmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Dönemin iktidarının cinayeti çözmenin ve faillerini yakalamanın devletin namus borcu olduğunu söylediklerini üzüntüyle hatırlıyoruz.
Aradan geçen uzun süre içinde cinayeti azmettirilenlerin ortaya çıkarılamamasını bir demokrasi ayıbı olarak düşünüyoruz. Bu ayıp Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi yeni gazeteci cinayetleri için de karanlık odakları cesaretlendiren bir örnek olarak karşımızda duruyor.
Basın bir ülkenin hafızasıdır. Bu nedenle Türkiye'de halkın gerçekleri öğrenme hakkı için hizmet eden gazeteciler her zaman güç odakları tarafından hedef seçiliyor. Sözlü, yazılı, fiziksel saldırılarla gazeteciler baskı altında tutulmaya, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Uğur Mumcu’yu ölümünün 22. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
Evrensel gazetecilik normlarına göre basın özgürlüğünün bulunmadığı ülkeler arasında yer alan Türkiye’de Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazetecilere duyulan ihtiyacın ne denli arttığını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına saygı gösterilmesini, gazetecilerin mesleklerini yapmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.