Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri
Kolaylı, yayın yasağı yoluyla basının ve
toplumun haber alma özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiği
görüşünde olduklarını belirterek, "Demokratik toplumda ancak
istisna olması gereken yayın yasağı uygulamasının, ülkemizde genel
bir kurala dönüşmemesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum"
ifadelerini kaydetti.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulu
Toplantısı Edirne’de Valiliği, Edirne Belediyesi, Edirne
Ticaret ve Sanayi Odası, Edirne Ticaret Borsası işbirliğinde
Edirne
Gazeteciler Derneği’nin ev sahipliğinde yapıldı.
Edirne Margi Otel Konferans Salonu’nda gerçekleşen Başkanlar Kurulu Toplantısı’na Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Vali Vekili Mustafa Ergün, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı ve Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Edirne Gazeteciler Derneği Başkanı Derya Sarılarlı,Akdeniz Gazeteciler Federasyonu (AGF) Genel Başkanı Mevlüt Yeni, Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu (DGF) Genel Başkanı Feridun Fazıl Özsöy, Ege Gazeteciler Federasyonu (EGF) Genel Başkanı Mehmet Abdioğulları, Güney Doğu Anadolu, Gazeteciler Federasyonu (GGF) Genel Başkanı Talat Akay, İç Anadolu Gazeteciler Federasyonu (İGF) Genel Başkanı Adem Alemdar, Karadeniz Gazeteciler Federasyonu (KGF) Genel Başkanı Turgut Özdemir, Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu (MİGF) Genel Başkanı Kenan Macit, 70’e yakın il cemiyet başkanı ve basın mensubu katıldı.
"SAĞLIK BAKANI OLARAK BASININ ÖZGÜR OLMASINI
İSTERİM"
Toplantıda konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, basının
önemine değindi ve bir Sağlık Bakanı olarak basının da sağlıklı
olması için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu belirtti. Basın
özgürlüğünün hukuk devleti, güçlü demokrasi için zorunluluk
olduğuna dikkat çeken Bakan Müezzinoğlu, "Basını yıpratma veya
parlatma aracı amacıyla kullanmak isteyen anlayıştan kurtarmak
lazım. Sağlık Bakanı olarak basının da sağlıklı olmasını isterim.
Birlikte bir yerlere basamak basamak götürebiliriz. Demokrasi ve
hukuk devleti adına çok daha başarılı olunacaktır. Zaman zaman
ayrışsak da sizlerle birlikte geleceğe yürümek çok önemlidir"
dedi.
Basını, mesleki saygınlığı ve etik kurullarını merkeze alarak en
iyi yerlere taşımak gerektiğini belirten Bakan Müezzinoğlu, "Bunun
için de siyasetin de sorumlulukları vardır. Eksiklerimiz neyse
iletilsin. Yerel medyamız da çok önemlidir. Özellikle seçim
zamanları ortaya çıkan basın kuruluşlarına izin vermemek lazım. Bu
gibi girişimlerin gerçek amacı gazetecilik yapmak değil, çıkar
beklentisi doğrultusunda basını kullanmaktır.
Birlikte başarabileceğimiz yol haritalarını birlikte oluşturalım.
Basın ne kadar güçlü ise toplumun gelişimi de o kadar güçlü olur.
Ülkemizin hedeflerinde basının rolünün de ne olacağını bilerek,
basını bu hedeflere doğru kilitleyebiliriz" ifadelerini
kaydetti.
"BASINIMIZIN İÇLER ACISI DURUMU BİZLERİ RAHATSIZ
EDİYOR"
Basının sorunları ile ilgili görüşlerini aktaran Türkiye
Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Genel Başkanı Nuru Kolaylı
ise "En doğudan Trakya’ya, kuzeyden güneye kadar ülkemizin her
noktasında basının sorunları ve çözümü için görev yapıyoruz. Bugün
de Edirne’deyiz. Bize ev sahipliği yapan Edirne Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı değerli meslektaşım Derya Sarılarlı’ya
teşekkürlerimi sunuyorum. Basın özgürlüğü ve basın özgürlüğünü de
kapsayan ifade özgürlüğü, çağımızda demokratik yaşamın olmazsa
olmazıdır. Çağdaş demokratik toplumlarda halkın haber alma hakkı
basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür. Bu hak günümüzde sosyal
medyayı da kapsayacak bir biçimde genişlemiştir. Ancak, basınımızın
bugünkü yapısını da içtenlikle ortaya koymak zorundayız. Gazete,
televizyon, dergi, radyo, haber ajansı, internet-elektronik
yayıncılığı kapsayan sektörümüzde, basın meslek ve etik ilkelerine
uymayan kişiler boy göstermektedir. İsteyen herkes, eğitimine,
bilgi birikimine bakılmaksızın habercilik yapabilmektedir. Günümüz
Türkiye’sinde basın sektöründe yaşanan sorunların en büyük nedeni
de bu kuralsızlıktır. Sadece okuma yazma bilmeniz, gazetecilik
yapmanız için yeterlidir. Gerçek gazetecilik eğitim ve bilgi
gerektirmesine karşın, gazetecilik, isteyen herkesin kuralsızca
yapabileceği bir iş durumundadır. Oysa Türkiye’de, pek çok ülkede
olduğu gibi, mesleklerle ilgili yasal düzenlemeler vardır. Herkes
avukatlık ya da doktorluk yapamaz. Eczacılık, mühendislik,
mimarlık, öğretmenlik, muhasebecilik eğitim gerektiren
mesleklerdir. Bu eğitimi veren fakültelerin diplomasına sahip olmak
ve çeşitli yükümlülükleri yerine getirmek gerekir. Basınımızın
bugünkü içler acısı bu durumu, Türkiye’nin dört bir yanındaki
gerçek gazetecileri rahatsız etti, halen de ediyor" dedi.
"MESLEĞİMİZİN ONURUNU KORUMAK İÇİN YOLA
ÇIKTIK"
Gazetecilik mesleğinin onurunu korumak ve hak ettiği saygın konuma
ulaşmasını sağlamak için yaklaşık 20 bin basın mensubunun güç
birliği yaparak, Gazeteciler Konfederasyonu çatısı altında bir
araya geldiğini de sözlerine ekleyen Konfederasyon Başkanı Kolaylı,
"Birinci Genel Kurulunu Mayıs 2014’te Ankara’da yaptığımız
Gazeteciler Konfederasyonu, Türkiye genelinde örgütlü 8 federasyon
ile bu federasyonlara üye 82 basın meslek kuruluşunun gücünü tek
çatı altında topladı. Bu örnek güç birliğinin 2. Başkanlar Kurulu
Toplantısı’nı, bugün Edirne Gazeteciler Cemiyeti’nin ev
sahipliğinde bu güzel ilimizde yapıyor olmanın heyecanı
içindeyiz.
Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Edirne’de buluşan
meslektaşlarımız, hem basının sorunlarını masaya yatıracak ve çözüm
önerileri üretecek, hem de Edirne’nin doğal ve tarihi
güzelliklerini yakından tanıma olanağı bulacak" diye konuştu.
"YAYIN YASAĞI YOLUYLA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
ENGELLENEMEZ"
Gazetecilik mesleğinin ve demokrasinin olmazsa olmazı konumundaki
basın ve halkın haber alma özgürlüğünün önemine de değinen Kolaylı,
"Bilindiği gibi meslektaşlarımız, kamu kurumlarını ve bu kurumların
çalışmalarını toplum adına denetlemek, eleştirmek, kamuoyuna bilgi
aktarmakla ödevlidir. Toplumun haber alma özgürlüğü adına görev
yapan meslektaşlarımızın, bu görevlerini yaparken engellenmeleri,
basın özgürlüğünü kısıtlama anlamını taşır. Anayasa’da basının
özgür olduğu ve basının demokratik bir toplumda zorunlu ve ölçülü
olmasının gerektiği açıkça yazılıdır. Ayrıca, insan haklarını temel
alan gelişmiş demokrasilerin olmazsa olmazları, Şeffaflık, toplumun
bilgi edinme hakkı ve basın özgürlüğüdür. Bu nedenle, yayın yasağı
yoluyla basının ve toplumun haber alma özgürlüğünün kısıtlanmaması
gerektiği görüşündeyiz. Demokratik toplumda ancak istisna olması
gereken yayın yasağı uygulamasının, ülkemizde genel bir kurala
dönüşmemesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum"
açıklamasında bulundu.
"BARIŞ DİLİ ÇAĞRIMIZ DESTEK GÖRDÜ"
Gazeteciler Konfederasyonu’nun Siirt’te yaptığı ilk Başkanlar
Kurulu toplantısında ’Basında barış dili kullanımını’ gündeme
getirdiklerini de anımsatan Kolaylı, "Aradan geçen sürede gördük
ki, gerçekten de barış gazeteciliği dili, açıklık dilidir.
Sıradanlığın dilidir. Mümkün olduğu kadar çok sesi duyabilmektir.
Barış dili kullanımında açık veya gizli bir ayrımcılık yoktur.
Barış gazeteciliği dili olumlu beklentiler yaratır. Barış
gazeteciliği dili yaratıcılığı kucaklar, herkesin onuruna yer verir
ve buna inanır, olayları olduğu gibi yansıtır. Bu bilinçle, basında
barış dili kullanımı çağrısı yapmıştık. Aradan geçen sürede barış
dili kullanımının özellikle yerel basında yaygınlık kazandığını
memnuniyetle izliyoruz. Meslektaşlarımız yakından şahit olduğu gibi
sektörümüzde yaşadığımız en önemli sorunumuz, Türk Ceza Kanunu’nda
ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünün
kısıtlayıcı maddelerdir. İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin
olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne
yazık ki basın ve ifade özgürlüğüdür. Halkın haber alma
hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel
gerekliliktir" dedi. (İHA)