Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), ikinci kez hak ihlali
kararının ardından Şahin Alpay’ın tahliyesine hükmedildi. AYM, 11
Ocak’ta ihlal kararı verilmesine rağmen tahliye edilmeyen Alpay’ın
Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan ‘kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkının’ ihlal edildiğine ve 20 bin lira manevi tazminat
ödenmesine oybirliği ile karar verdi. AYM’nin jet hızıyla dün akşam
sitesinden yayınladığı kararın hüküm bölümüne ilk ihlal kararından
farklı olarak Alpay’ın tahliye edilerek ihlalin kaldırılması
yazıldı. Gerekçede “Kararın bir örneğinin başvurucunun tutukluluk
halinin sona erdirilmesi suretiyle ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne
gönderilmesine” denildi. Bu karar bu yönüyle bir ilk ve örnek
içtihat olma özelliği taşıyor.
‘NİHAİ VE BAĞLAYICI’
Kararda, özetle şöyle denildi: “Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca AYM’nin başvurucu hakkında verdiği ihlal kararının yargı organları dâhil herkes yönünden nihai ve bağlayıcı olduğu açıktır. Derece mahkemelerinin görevi, AYM’nin görev ve yetkilerinin kapsamını değerlendirmek değil, AYM’ce tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. AYM’nin vermiş olduğu ihlal kararları başka bir merci tarafından Anayasa’ya veya Kanun’a uygunluk yönünden denetlenemez. Başvurucunun tahliye taleplerini karara bağlayan derece mahkemelerinin aksi yöndeki değerlendirmelerinin anayasal veya yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Başvuruda tespit edilen ihlalin niteliği dikkate alındığında bu ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için başvurucunun tutukluluk durumunun sona erdirilmesi dışında bir imkan kalmadığı değerlendirilmiştir.
Anayasa’nın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını güvence altına alan 19/3 fıkrasına göre tutuklamanın ön koşulu suç işlendiğine dair ‘kuvvetli belirti’ bulunmasıdır. Bu nedenle tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda bu koşulun incelenmesi anayasal zorunluluktur. AYM’nin incelemesi, yargılamanın muhtemel sonuçlarından bağımsız olarak tutuklamanın hukukiliğinin değerlendirilmesiyle sınırlıdır. Bu itibarla başvurucu hakkında verilen önceki ihlal kararının, ceza davasının esasına ilişkin bir değerlendirme içerdiği söylenemez.”
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN...