Bu yazının ön notları
NOT 1: Reha Muhtar’la uzun zamandır görüşmüyoruz, konuşmuyoruz. Aramız epey limoni… Nedeni de boşandıktan sonra “Cihangir community”sine girdiği için Deniz’i savunduğumu düşünmesi…
NOT 2: Onun öncesinde Muhtar’la yıllara dayanan dostluğumuz, hatta beraber çalışmışlığımız vardı. Medyada evine girip-çıktığım ender arkadaş/abilerimden biriydi.
2009 Kasım’ında Amerikan Hastanesi’ne gittiğimizde Deniz bebeklerini kucağına almanın verdiği sevinçten, Reha yan odada heyecandan ölüyordu.
“Bizden bir altın fazla almak için ikiz yaptın değil mi” diye takılıyorduk Reha’ya…
Benim baba olmama daha iki yıl vardı.
Reha Muhtar da o gün, o odada, hayatının tamamen değişeceğini bilmiyordu…
Babalıkta rol modelimizdi
Reha Muhtar’la Deniz Uğur; ilk düğmesi yanlış iliklenmiş bir ilişkidir…
O yüzden ayrılık da sorunluydu, velayet davaları da, sonrası da, bugünü de…
Ne yazık ki çocuklar 18 yaşına gelene kadar da devam edecek bu durum.
Bu ailenin MR’ını en iyi bilenlerden biriyim…
Gelin size kimin haklı olduğunu anlatayım.
Ben bugün, “çocuk dendiğinde akan sular durur” diyen iki çocuk sahibi, iyi sayılacak bir babaysam, bunda iki yıl önümde giden Reha Muhtar’ın etkisi büyüktür.
İlk kez söylemiyorum bunu, daha önce de Hürriyet’te yazdım; babalıkta rol modelimizdi Reha... Çünkü gözümüzün önünde bütün hayatını ilmek ilmek çocuklarının üzerine kurduğuna şahit olduk.
“Reha’s” diye alkolsüz bir içecek
Reha Muhtar baba olana kadar sıkı bir alkol tüketicisiydi… Önce Rumelihisarı’ndan Bebek’e uzun yürüyüşlere başladı. Boğaz’da yürüyüş modasını başlatan ilk ünlülerden biridir.
Sonra Deniz’den çocukların velayetini alınca alkolü tamamen bıraktı. O dönem İstanbul’un ünlü restoran ve kafelerinde Reha’s diye bir içecek meşhur olmuştu. Şarap kadehinde bol buzla servis edilen soda, limon, nane karışımı alkolsüz bir içecek.
Reha Muhtar dışarı çıktığında sadece bunu içerdi, o kadar meşhur oldu ki içecek Reha’s diye anılmaya başladı. Sonra alkol gibi, çocukları için gece hayatını da bıraktı.
Kariyerini bir kenara bıraktı
Ben bir babanın küçücük çocuklarıyla annesiz ve bakıcısız 10 gün Amerika seyahatine gidebileceğini Reha’dan öğrendim. Sadece özel hayatını değil kariyerini de değiştirdi Reha Muhtar çocukları için.
Siz zannediyor musunuz ki ekranın çer-çöp konuşan kafalarla dolduğu bugün, Reha ekrana dönüyorum dese kapısında kanallar kuyruk olmayacak.
Düşünün Hulki Cevizoğlu bile yeniden trende, yanlış vagonda ama olsun…
Son 15 yılda Reha Muhtar’ın milyonlarca liralık kaç işi reddettiğini biliyorum. Nereden biliyorsun derseniz, birini ben teklif ettim reddetti de oradan.
Unutmayın Reha'nın bir kızı daha var
Şimdi hayatını çocukları üzerine yeniden inşa etmiş babadan bir canavar çıkabilir mi?.. Elbette çıkar ama Reha’dan zor çıkar.
Unutmayın bu adamın Nilüfer’le bir kızı daha var; Ayşe Nazlı…
Bugüne kadar Nilüfer’den ya da Ayşe Nazlı’dan Reha Muhtar’la ilgili en ufak olumsuz bir cümle duyduk mu?
Allah’ı var, Nilüfer, Ayşe Nazlı’yı gözünün önünden ayırmayan bir anne oldu hep, hâlâ da öyle…
Ama özellikle ergenliğine kadar Reha da, Ayşe Nazlı’ya müthiş bir babalık yaptı.
Ayşe Nazlı’dan ne “babam bana şiddet uyguluyor” lafını duyduk, ne de Nilüfer’in kızı yüzünden Reha’yla kavga ettiğini…
Doğru zamanda doğru yer olmadı
Elbette çocukların annesiz büyümesini savunacak değilim. Karşı tarafta da çocuklarına hasret bir anne var. Ancak olayların bu noktaya gelmesinin en büyük nedenlerinden biri Deniz’in boşandıktan sonra yaşadığı hayat tarzıdır. Detayına girecek değilim… Bugün dönüp baktığında ne düşünüyor bilmem ama Deniz için ben o gün de aynı şeyi söylüyordum; “doğru zamanda doğru yerde değildi”…
Doğru zaman ne diyecek bilmişlere söyleyeyim; boşanmış bir kadın elbette dilediği yerde dilediği şekilde olabilir. Ama ortada iki küçük çocuk varsa bulunduğun yer ve yaşadığın hayat önemlidir. Şeyma’ya kızı için duyar kasmasını biliyorsunuz…
Bağırmak da şiddettir
Reha Muhtar’ın kızına uyuşturucuyla ilintili bir yetişkinle diyalog kurduğu için bağırdığı söyleniyor. Bilemiyorum, umarım doğru değildir. 13 yaşında bir kız çocuğunun böyle biriyle alo diyebilmesi ihtimali bile ürkütücü… Ama yine de Reha öfkesini kontrol edebilmeliydi… Kaldı ki ısırma, fiziksel şiddet iddialarına bile gerek yok. 13 yaşındaki bir çocuğa böyle bağırmak da psikolojik bir şiddettir.
İyi de izinsiz kaydedilmiş bir ses kaydını yaymak da büyük suç. Bunun ortaya saçılması en başta kızı için kötü. Bunu nasıl yapabildi Deniz? Bu ses kaydı nasıl kaydedildi? Kızı sürekli mi kayıttaydı, yoksa Reha’nın çıldırmasını mı bekledi? Yoksa annenin “bir ses kaydı alsan fena olmaz” diye bir yönlendirmesi var mı?...
İyi baba Mustafa Sandal'a bir çift söz
Ortadaki duran bu kadar sorunun cevabını aramak yerine Reha’nın üzerinde tepinmek en kolayı, en çok rating getireni… Kimi eski kuyruk acısından, kimi Reha’ya bitmeyen kızgınlığından yapıyor bunu. Ben Mustafa Sandal’ın da çok iyi bir baba olduğuna tanığım mesela. Ama emin ol sevgili Musti, Emina’yla boşanma sürecine giderken senin evine de ses kayıt cihazı koysak benzer bağırmalarını kaydederdik herhalde… O yüzden tuşlara şehvetle basmadan önce biraz empati lütfen.
Bu yazının son notları
NOT 1: 5 yıl önce şunu yazmışım; “Reha Muhtar iyi baba... Deniz Uğur iyi bir anne... İkisini de tanıdığım için çağrıda bulunuyorum. Lütfen bitirin bu kavgayı. Çocuklar için detant politikası öneriyorum...” Bugün de aynı noktadayım…
NOT 2: Acun’a rating sihirbazı diyoruz ya, Reha da rating canavarıydı. Yıllarca
zirvede kaldı, medyanın meseleyi intikam saati olarak görmesi biraz da bu yüzdendir…