Nûbihar Yayınevi'nin sahibi ve Nûbihar Dergisi editörü Süleyman Çevik, "Geçen yıldan bu yana 25'e yakın yeni kitap bastık ve bunların büyük bir bölümü Kürtçe kitaplardan oluşuyor. Daha çok gramer ve Kürt dilini anlatan kitaplar, Kürtçe klasik eserler, divanlar, roman ve hikâyeleri bastık. Zaten çoğunlukla da bu tür kitaplar ilgi görüyor" dedi.
“Sizin de grameriniz var mı?”
Avesta Yayınlarının Sahibi Abdullah Keskin ise eskiden katıldıkları
fuarlarda taciz edildiklerini belirterek şunları dile getirdi:
"Daha önceki fuarlarda taciz edildiğimiz anlar oldu. Standa gelip
‘Kürtçe diye bir dil yoktur. Ne satıyorsunuz?’, ‘Sizin de
grameriniz var mı?’ gibi sorulara ve tacize maruz kalıyorduk ama bu
tür davranışlar azaldı. Şimdi durum Türkler açısından da
normalleşmeye başladı. Zaten Kürtlerin bunun gibi bir sorunu yok
ki. Başlangıç için atılan bu adımlar artırılırsa her şey
normalleşir."
Avesta Yayınları'nda görevli Şahin Meyvacı da, en çok Kürt tarihi
ve araştırmaları ile ilgili kitapların ve romanların satıldığını
ifade ederek şöyle konuştu: "Daha çok öğrenciler, emekliler ve
öğretmenler ve Kürtçeyi yeni yeni öğrenmeye başlayanlar kitap
alıyor. Kürt tarihi ve araştırmaları ile ilgili kitaplar, romanlar
çokça satılan kitaplar. Kürtçe sözlük de çok satılan kitaplar
arasında. Şiir kitapları bunlara göre daha az satılıyor. Toplu
kitap alanların yaş ortalaması ise 30 yaş üzerindekiler."
AVA Yayınları sahibi ve editörü Ronî War ise Feqiyê Teyran, Mem û
Zîn gibi klasik Kürtçe eserlerin ve romanların daha çok satıldığını
ifade ederek şöyle konuştu: "Bu yıl 18 kitap bastık. Firat
Cewerî'nin, Recep Dildar'ın ve diğer bazı yazarların roman ve
hikayeleri çok satılan kitaplar arasında. Daha çok gençler,
öğrenciler, öğretmenler ve 30-35 yaş arasındaki kişiler kitap satın
alıyor. Son dönemde başörtülü ve dindar kişiler de Kürtçe kitaplara
ilgi göstermeye başladılar."
Polisler de satın aldı
War iki polis memurunun da stantlarına uğradığını ve siyasi olmayan
kitaplar satın almak istediklerini ifade etti. War şunları dile
getirdi: "Geçen gün iki kişi geldi. 'Polisiz' dediler. Ben de 'baş
göz üstüne' dedim. Kürt asıllı olduklarını, siyasi olmayan, edebi
Kürtçe kitaplardan istediklerini söylediler. Ben de verdim. Çözüm
sürecinin elbette buna etkisi var. Birçok insan yavaş yavaş Kürt
olduğunun bilincine varıp yasaklı olan dilini öğrenmeye, okuyup
yazmaya başlıyor."
(AA)