‘Formülümüz seyirciyi şaşırtmak’

Ailecek Şaşkınız filmi, ilk haftasından 1 milyon izlenme sayısını geçti.

Google Haberlere Abone ol
‘Formülümüz seyirciyi şaşırtmak’

Senaryosunu Selçuk Aydemir'in kaleme aldığı başrollerini Ahmet Kural, Murat Cemsir, Saadet Işıl Aksoy ve Cengiz Bozkurt'un paylaştıkları Ailecek Şaşkını filmi, ilk haftasında 1.134.537 kişi tarafından izlendi ve Mart ayı açılış rekorunu kırdı. Kural ve Cemcir, Milliyet'ten Sercan Kısmet' başarının sırrını anlattı.



Sercan KISMET / MİLLİYET



‘Formülümüz seyirciyi şaşırtmak’



- ‘Ailecek Şaşkınız’ nasıl bir film oldu?



Murat Cemcir: 40 yıl düşünsem, Ahmet’in baklavası olacağı aklıma gelmezdi. (Gülüyor)



Ahmet Kural: Filmin olayı benim baklavam mı? Aslında, yıllarca sete elim boş giderdim,o yüzden vücudumda baklava

yapayım dedim. Bu defa kel değiliz. Sırf takım elbise giymek için film yaptık. (Gülüyor)



M.C.: İlk defa elimiz-yüzümüz düzgündü ve takım elbise giydik. Bugüne kadar hep tutunamayan, başaramayan ve beceremeyen adamları oynadık. Bu kez şive ve aksan yoktu, şalvar giymedik. Kent hikayesi yaptık. Bir de farklı oyuncularla kamera karşısına geçtik. Seyirciye ters köşe olacak.



- Cengiz Bozkurt’la öpüşme sahnesini nasıl çektiniz?



A.K.: Sektörde ilk öpüştüğüm adamdı. İlk ve son, zirvede bırakacağım. Dayak yedim, at kaçırdım ve erkek öptüm. Diğer filmlere göre, hazırlık sürecim uzundu. 10 ay önceden çalışmalara başladık. Kendimizi gösterebileceğimiz bir iş oldu.



- ‘Düğün Dernek 3’ beklenirken, böyle bir filmle seyirci karşısına çıktınız...



M.C.: Asıl formülümüz, seyirciyi şaşırtmak. ‘Çalgı Çengi 2’ beklenirken, ‘İşler Güçler’i yaptık. İnsanlar, ‘Düğün Dernek 2’yi beklerken ‘Çalgı Çengi 2’ filmini çektik.



A.K.: Oyuncu olarak, başka bir şey yapmayı özledik. Farklı olmasını istedik. ‘Düğün Dernek’ serisini çekeceğiz ama

biraz Tüpçü Fikret’i özlemek istiyorum.



- İki film de fenomen haline geldi. Bu nasıl bir his?



M.C.: Tarihe girecek bir film yapmak değerlidir. 7’den 70’e herkesi güldürmek, büyük mutluluk. ‘Köyden İndim Şehire’, ‘Bu Adamlar Nereye Bakıyor’, ‘Aile Şerefi’ ve ’Mavi Boncuk’ filmlerini çocukken izledim, hâlâ izliyorum. Çocuklarıma da izlettiririm. İnsanların bizi buraya koyması, gurur verici.



- Hem dizi hem sinema yapıyorsunuz. Zor olmuyor mu?



M.C.: Sektördeki bazı arkadaşlar neden dizi yaptığımızı anlamıyor. Ama seyirci bizi evde de görmek istiyor. Hem salonda hem ekranda olmayı tercih ediyoruz. ‘Seyirciyi ne yaparsak mutlu ederiz?’ diye düşünüyoruz. Onlar da bunu görüp, sahipleniyor. Yeni dizimiz gelecek, çalışmalara başladık.



A.K.: Sinema ve dizi arasında fark var. Birini yaparken, diğerine ara veriyoruz.



- Daha önceki filmleriniz büyük gişe başarısı yakaladı. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?



A.K.: İlla ki, izlensin istiyoruz. Filmimize güveniyoruz, insanlar sevecektir. Daha iyisini yapmaya çalışıyoruz.



M.C.: Dört yaşında hayranlarımız var. O yüzden projelerde, küfür etmemek gerekiyor. Sorumluluklar var, ilk zamanlar bu kadar derin düşünmüyorduk.



- Türkiye’nin en çok izlenen üçüncü filmine imza atmak,  hayatınızı değiştirdi mi?



M.C.: Türkiye’nin en çok izlenen filmi olduk. Tam delirecektik, Şahan Gökbakar, ‘Recep İvedik 4’ filmiyle bir ay sonra bizi geçti. Şahan’ın ofisine gidip, ‘İyi ki bizi geçtin. Üzerimizden yük aldın’ diyerek altın taktık. (Gülüyor) Sonra Şahan’la iyi arkadaş olduk. O psikolojiyle yaşamak çok zormuş.



A.K.: Şimdi Şahan düşünsün. (Gülüyor)



‘İpin üzerinde bir meslek’



- Gişesi var diye çok fazla komedi filminin vizyona girmesi sizi rahatsız ediyor mu?



M.C.: Film yapılmışsa değerlidir. Bizim ilk filmimiz, ‘Çalgı Çengi’, 59 bin gişe yaptı. 



- ‘Nereden nereye...’ diyor musunuz?



A.K.: Taksiyle havaalanına gidiyorduk, 59 bin yaptığını öğrenince, ‘Biz sinema filmi yapamıyoruz’ dedik. Sonra bir baktık, her yerde, ‘Çalgı Çengi’ konuşuluyor. İyi ürün, bir şekilde karşılığını buluyor. ‘Çalgı Çengi’yi sinemada izlemeye gittiğimde, salonda bir tek ben vardım. Sonra gişeye gidip, ‘Kendi filmimi bir tek ben mi izleyeceğim?’ diyerek paramı geri istedim. (Gülüyor) 



- Türkiye’de halk, komedyenleri hemen benimsemiyor. Bunun sebebi nedir?



A.K.: Halk, ilk gördüğünde çok seviyorsa, bir daha bırakmıyor. Güldürmek bazen saygısızlık da olabilir. Güldüreyim diye, karşındakini kırabiliyorsun. O yüzden seçici olmak gerekiyor. İpin üzerinde

bir meslek…



M.C.: İki film yaptın, güldürdün ama insanlar hemen bağrına basmıyor. Devam edersen, seviyor. İstikrar çok önemli.



- Hep komedi projelerinde yer alıyorsunuz. Dram düşünmüyor musunuz?



M.C.: Zaten hayatımız dram. Seyirci bizden komedi filmi bekliyor. Önce insanları doyuralım, sonra olabilir.



A.K.: Daha erken. Güzel bir senaryo olursa oynayabiliriz.



- Sosyal medya yüzünden şöhret olmak kolay. Bunun haksızlık olduğunu düşünüyor musunuz?



A.K.: Şöhrete ulaşmak çok kolay ama başarılı olmak zor. YouTuber olup, başarılı olanları takdir etmek gerekiyor.



M.C.: Şöhretli olmaktan öte, bunu taşıyabilmek önemli. Cem Yılmaz, Beyaz ve Yılmaz Erdoğan, 20 yıldır buradalar. Beş sene önce Instagram fenomeni diye bir şey yoktu.



Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin