Ekonomim.com'dan Alaattin Aktaş'ın "Merkez Bankası 21 Eylül’de ne yapacak?" başlıklı yazısından bir bölüm
Başlığı okuyunca ilk tepkiniz herhalde “21 Eylül’de ne var ki” diye düşünmek olmuştur. 21 Eylül’de Para Politikası Kurulu’nun toplantısı var. Ağustosta 7.5 puan artırılan politika faizinde benzer bir adımın atılıp atılmayacağının ya da atılıp atılamayacağının ortaya konulacağı toplantı...
7.5’i, yeni 7.5’ler izler mi?
Merkez Bankası’nın son toplantıda faizi özellikle enflasyonla mücadele amacıyla artırdığını varsayalım. Bu adım sanki “enflasyonla mücadeleye de katkıda bulunsun ama asıl amaç başka” düşüncesiyle atılmış gibi görünüyorsa da diyelim amaç öncelikle enflasyonla mücadele.
O zaman hangi merkez bankacı ağustos sonunda yüzde 55'e yaklaşacak, yıl sonunda ise yüzde 60'ın üstüne gidecek yıllık enflasyona karşılık politika faizinin yüzde 25’te tutulmasını yeterli görebilir ki!
Şu durumda yapılacak belli. Merkez Bankası 21 Eylül'deki ilk Para Politikası Kurulu toplantısından başlamak üzere 7.5'e yeni 7.5'ler eklemek durumunda.
Eğer ağustostaki yüzde 7.5’lik artış bir kararlılık işaretiyse bunun devamının getirilmesi gerekiyor.
KKM kararının gidişatına bakılacak
Daha 21 Eylül toplantısına çok var; o tarihe kadar köprülerin altından çok sular akar. Merkez Bankası’nın gözeteceği bir dizi değişken var tabii ki, bunlardan biri de KKM’nin tasfiyesi yönünde atılan adımın ne ölçüde işe yaradığı olacaktır.
Vatandaşın bankaların TL mevduata geçmeleri halinde yüksek faiz vaat etmesi (ederlerse) karşısındaki tutumu izlenecek. Vatandaş “Ben KKM’den memnunum, faiziniz sizin olsun, ben kendimi burada dövizin güvencesine bağladım” derse ne yapılacak.
İş başa düşecek, dövizin artışını kırmak, en azından beklentiyi kırmak için faiz artışına başvurmaktan başka çare kalmayacak.