Fethullah Gülen, Türkiye'de yaşayanların olimpiyatların İstanbul'a verilmemesinden dolayı üzüntü ve umutsuzluğa kapılmamalarını isteyerek, İzmir'de düzenlenmesi planlanan EXPO ve benzeri dev organizasyonların, olimpiyatlardan elde edilmesi düşünülen beklentileri karşılayabileceğini bildirdi.
Fethullah Gülen, kendisini ziyarete gelenlerle sohbetinde güncel bazı olaylara ilişkin düşüncelerini açıkladı. Gülen "herkul.org" sitesinde yayınlanan son sohbetinde sorular üzerine 2020 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapma hakkının İstanbul'a verilmeyişine değindi.
Fethullah Gülen "Kıskanıyorlar. Bir itilafla olimpiyatları
İstanbul'a vermeyip, 7 sene sonraki bir projeye taş koyuyorlar"
dedi. Her istenilenin olamayabileceğini ama kimsenin ye'se
düşmemesi gerektiğini ifade eden M. Fethullah Gülen, verilmeyen
olimpiyatla kaybedilenlerin, İzmir'de yapılması düşünülen Expo ile
kazanılabileceğini belirterek, "Allah'ın izniyle necip milletimizin
değerlerinin ne olduğu bu vesile ile gösterilebilir"
değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve ülke değerlerinin tanıtımında Türkçe Olimpiyatları'nın
misyonuna da değinen Gülen, olimpiyatla yapılmak istenenin Türkçe
Olimpiyatları'yla kat kat elde edilebileceğini dile getirdi. Gülen,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki sene 170 ülkeden insan gelecek. Sonra insanlar sayacak
"Dünyada başka ülke kaldı mı?' diye. Ben geçen sene saydırdım. 7-8
ülke kaldı. Onların da nüfusu en fazla 10 milyon olan. Bu öyle bir
tanıtmadır ki Allah'ın izni ve inayetiyle, milletin dikkatlerini
eğlenceye çekme değil, bir mefkûreye bir duyguya, milletimizin
nezaketine, nezahetine ve melekleri bile kıskandıran keyfiyetine
dikkat çekmedir."
-"İSTANBUL BU ŞEHİR, İSTANBUL..."-
Arjantin'de olimpiyatlarla bu fırsatı Türkiye'ye vermediklerini
söyleyen Fethullah Gülen şöyle konuştu:
"-Tek renk yok ki, beyazı var, kırmızısı var, turuncusu var varoğlu
var. Yakın uzak birçok farklı düşünen insanlar var. Ve siz o
olimpiyatlarda bütün o hissiyata, ya da Türkiye'de farklı
hissiyatlara, onları nazarı itibara alarak, herkese bir şey ifade
etmeye çalışıyorsunuz. Geniş olmak lazım. Duygulara saygılı olmak
lazım. Duygularınıza saygılı olunmasının yolu, duygulara saygılı
olmadan geçer. Azıcık hürmet edin, katlanmış hürmetle de karşı
karşıya kalırsınız.
-Şimdi her hissiyata hitap etme formatında bir şey oluyor. (Türkçe
Olimpiyatları'nı kastederek) Ve sağolsun benim aklım hiç ermez.
Arkadaşlar her sene ortaya koydukları şekille şemaille, (benim
başım var mı yok mu onu da bilemem) başım dönüyor. O büyük Duayen
hocalarımızdan, ilahiyatçılarımızdan biri, "yahu bu arkadaşlar
nasıl oluyor da bu işleri beceriyor, benim aklım almadı' diyor.
Duayen birisi, belki bir çığırın başında olan birisi, bir vakadan
bahsediyorum site. Şimdi dünya adına çok önemli bir şey yapılıyor,
el ele, bu söyledikleri sonunda söyledikleri varsa, "bir dünya ,
yeni bir dünya ,yeni bir dünya, gökteki yıldızlar gibi pırıl pırıl
bir dünya' dan bahsediyorlar, "yeni bir dünya kuruyoruz' diyorlar,
o yoldalar. Bir gün bakışı bulanmış, başı dönmüş kimseler gelip
orada da tekerleğe çomak sokabilirler. Hiç yeise düşmemek lazım
"vre Bismillah' deyip o meselenin b'si c'si nedir z'si ne kadar ne
kadar alternatif varsa onları kullanırsınız. Katiyen sarsılmamak
lazım.
-Bakın dün mü oldu evvelsi gün mü oldu, Arjantin'de. Orada bir
karar veriyorlar, olimpiyatlara Türkiye adına hayır diyorlar. Yahu
İstanbul bu İstanbul. Bu şehri İstanbul ki bir O istanbul ki Bu
ŞehrI İstanbul Ki Bi Misl Ü Behâdır Bir Sengine Yek Pâre Acem Mülkü
Fedâdır ... neden acem mülkü deniyor, bir dönem Persler Roma
karşısında süper güç. Acem mülkü feda der öyle bir İstanbul. Şimdi
kıskanıyorlar. Bir itilafla o olimpiyatların İstanbul'a projeye taş
koyuyorlar. Her dediğimiz olmaz, burada hiç kimse yeise düşmemeli.
Gelecekte belki hali İzmir'de olması da düşünülüyor, bir EXPO var
bunda kaybettiğimiz şeyi onda yeniden canlandırırız Allah'ın
inayetiyle, o necip milletimiz neymiş onu gösteririz. Eğer ömrü
vefa edecekse yaşayacaksa biz Türkçe olimpiyatları, onların orada
yapmak istedikleri şeyi, kat kat yaparız. Çünkü önümüzdeki sene
şimdi 140 ülke diyorlardı, 170 ülkeden insan gelecek. Şimdi
sayacaklar insanları acaba dünyada başka ülke kaldı mı ben geçen
sene saydırdım, 7-8 ülke kaldı dediler, onların da nüfusu en fazla
10 milyon olan. 500 bin 1 milyon, 2 milyon nüfuslu ülkeler kalmış.
Bu öyle bir tanıtmadır ki, Allah'ın izni inayetiyle, hem de böyle
eğlenceyle, Milletin dikkatini eğleneceye çekme değil yani, bir
mefkureye, bir duyguya, bir inceliğe bir yönüyle. Miletimizin
nezahatine, nekatetine, bence buna dikkati çekme.
O mevzuda o fırsatı vermediler. Allahın bize vereceği çok şeyler
vardır. Buradaki inkisarımızı Allah'ın izni inayetiyle başka
yollarla telafi ederiz. Ne idare edenler, ne onların arkasında
olanlar, ne de milletimizin fertleri, köylüsü, kentlisi, bunlar
karşısında sarsılmamalı, dimdik durmalı Allah'ın izni inayetiyle,
işte Uhud'u yeniden zafere çevirmek gibi, inanç kabesine doğru,
inanç mekkesine doğru yürümeli fevc fevc dahaletlere vesile
olabilecek bir yolu takip etmeli." ANKA