Orta oyunu ve Tulûat (doğaçlama) sanatçısı İsmail Hakkı
Dümbüllü, ustası KelHasan’dan devraldığı kavuğu, 1968’de oyuncu
Münir Özkul’a devretmişti. Münir Özkul tarafından 1989’da
Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu’nun kurucusu Ferhan Şensoy’a
devredilen kavuğun, Şensoy tarafından kime devredeceği yıllardır
merakla bekleniyordu. Ünlü kavuğu 27 yıl önce devralan Şensoy,
kavuğu törenle oyuncu Rasim Öztekin’e devretti. Tören anında
duygusal anlar yaşayan ikilinin heyecanına salonda bulunan coşkulu
kalabalık alkışlarla ortak oldu. Öztekin, kavuğu aldıktan sonra
Şensoy’un elini öptü ve gözyaşlarına hakim olamadı.
KAVUK 100 YIL SES TİYATROSU’NDA
Kavuğun 100 yılı aşkın süredir Ses Tiyatrosu’ndan çıkmadığını
vurgulayan Ferhan Şensoy, "Kavuğun sahibi Hasan Efendi’den
başlayarak İsmail Dümbüllü, Münir Özkul,ben ve Rasim
Öztekin, Ses Tiyatrosu’nda oynadık. Kavuk, 100 yılı aşkın süredir
Ses Tiyatrosu’ndan çıkmamış. Kavuk, Ses Tiyatrosu’nu
seviyor. Bana emanet edilen bu kavuğu Rasim Öztekin’e
devretmekten gurur duyuyorum." diye konuştu. Öztekin, kavuğun içine
kavuğu devredemediği takdirde okunması için bir mektup da bırakan
Şensoy’un yazdığı satırları da okudu: "Öldüğümde bu kavuk henüz
devredilmemiş. Burada böyle boynu bükük duruyorsa. O gün
Ortaoyuncular kadrosunda bulunan bütün oyuncular, bu kavuğu
devretmekle yetkili jüridir. Layık gördükleri birinin başına
takarlar. Bu aralarından biri de olabilir. Dileğim odur ki ‘Niçin
şu değil de bu kavuklu oldu’ diye tartışılmasın. Asıl olan kavuk
geleneğinin sürüp gitmesidir. Yeni kavuklunuz uğurlu olsun."
‘USTALAR BENİM KONSERVATUVARIM OLDU’
Kariyerinde Beyoğlu’nun çok önemi olduğunun altını çizen Öztekin, konservatuvar adını verdiği usta tiyatrocuların kariyerindeki önemini ise şu sözlerle anlattı: "Beyoğlu’nda gezerken kendime bir okul buldum. Orada dünyaya bakışı öğrendim. Dünyayı yorumlamayı öğrendim. Bakış açılarını öğrendim. Yıllar sonra Beyoğlu’nda gezerken Küçük Sahne’de bir usta buldum kendime. Orada bir sürü usta Başöğretmenim Ferhan Şensoy olmak üzere benim konservatuvarım oldu. Benim konservatuvarlarım Zeliha Berksoy ile başlayıp Erol Günaydın’la devam eden Münir Özkul ile süren Tuncel Kurtiz ile devam eden Derya Baykal ile süren. Bunlar hepsi benim konservatuvarım oldu. Ben onlardan mezun oldum. Bugün de ben geleneksel ve batıyı birleştiren tiyatrodan bu kavukla ustamdan beratımı almış olarak kabul ediyorum."
YENİ KUŞAKTAN KAVUKLU ADAYI YOK
İnsanlar tarafından dizilerle değil tiyatro ile tanındığını vurgulayan Öztekin, "Hepimizdizi yapıyoruz, televizyonda yer alıyoruz. Ama ben diziyle popüler olmadım. Ben tiyatro ile popüler oldum. Tiyatro oynayarak insanlar beni tanıdı. İlk başlarda çocuktum, ondan sonra o adam oldum. Sonra Rasim, sonra Öztekin derken popüler oldum. Diziyle meşhur olunca sadece aylık bir meşhurluğun var. Sonra bir anda yoksun. Dolayısıyla kalıcı arkadaşlar gerekiyor. Ben kavuğu çok çabuk devretmek isterim. Bu gelenek sürsün ve gerçekten bir gelenek haline gelsin. Bunu layık olana çabuk devrettiğim sürece bu gelenek sürecektir. Bu müzeye gittiğinde bu kavuğun hiçbir anlamı kalmayacak. Dolayısıyla bu geleneğin mutlaka sürmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı. (CİHAN)