Yılmaz Özdil Hürriyet'teki köşesine bugün, Fatih Terim'in görevden alınmasını taşıdı ve aşk - nefret ilişkisiyle ilişkilendirdi. İşte, Özdil'in yazısı:
"Başlarken, aşk biterken, nefret
Fatih Terim’i kovdular.
Kovulduğunu tivitır’dan öğrendi.
*
Omuzlarda getiriyoruz.
Törenler filan.
Sonra, güle güle bile yok.
*
Başlarken, aşk.
Biterken, nefret.
*
İşten atıldığını giriş kapısındaki turnike görevlisinden öğrenen
gazeteci var. Halbuki, aynı gazetede sayfa sayfa reklamlarla işe
başlamıştı.
Rolünün başkasına verildiğini rakip kanalın magazin programından
öğrenen dizi oyuncusu var. Halbuki, o rolü aldığında kendi
kanalında ana haber’e bile çıkarmışlardı.
Ki, o ana haberin spikeri de, kendisinin kapı önüne konulduğunu
feysbuk’tan öğrendiğini açıkladı.
*
Siyaset daha beter.
Kabinenin değiştiğini, koltuğunu kaybettiğini, televizyon
seyrederken öğrenen bakanlar var. İnsan hiç olmazsa bi telefon eder
di mi... Yok. Ekrandaki altyazıdan duyuyorlar.
*
En son, içişleri bakanını görevden aldılar, korumasının uzattığı
not kâğıdıyla öğrendi. Bütün emniyet, valiler, jandarma bana bağlı,
küçük dağları ben yarattım diye geziyordu.
Post-it’le gitti.
*
Mustafa Sarıgül’ün kafasına sandalye vurup partiden attılar, şimdi partiye davet edip büyükşehire aday gösteriyorlar, son dakka iş bozulursa, partiye davet edeni yumruklarlar.
*
Hiç unutmam... Tarım bakanı Edirne’yi ziyaret etmişti, “tarımın mimarı hoş geldin” pankartı asmışlardı. Bakan sinirlenmişti. “Ben daha altı aylık bakanım, nasıl olur da tarımın mimarı olurum” demişti. Tarım il müdürlüğü yetkililerinin cevabı şahaneydi. “Bu afiş hep hazırda duruyor, her bakan geldiğinde bu pankartı asıyoruz” demişlerdi. Neticede... Tarımın mimarı’nı görevden aldılar, koltuğu kaybettiğini televizyondan öğrendi, bir başka tarımın mimarı geldi, aynı pankartı astılar. Meğer o yüzden, isim yazmıyorlarmış iyi mi... Ha bire bakan değiştiği için, haybeye afiş masrafı çıkıyormuş."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.