Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, 'Kürt Sorunu' tartışmalarını ilişkin 'Kürt sorunu' tabirini kullanmayı uygun bulmadıklarını belirtti. ‘Kürt sorunu’ tanımlamasına karşı olduklarını kaydeden Erbakan, “‘Kürt sorunu’ dendiği zaman tıpkı Kıbrıs sorunu gibi bilinçaltında bir algı oluşuyor. Sanki Kürt olmakla bir problem varmış gibi bir yanlış imaj doğuyor. ‘Kürt vatandaşlarımızın sorunu’ demek lazım.
Kürt kardeşlerimizin bir sorunları var tabii, bir defa dış kaynaklı olarak 40 senedir bir PKK terör örgüt sorunu var. Bundan en çok Kürt kardeşlerimiz zarar görüyor. İkincisi ekonomik sorunlar var, işsizlik, geçim derdi gibi. Sınır kapılarının kapalı olması sebebiyle sınır ticaretinin yapılamaması var. Baktığımızda Kürt kardeşlerimizin temel 3 sorunu PKK terörü, ekonomik sorunlar ve 80-90'lı yıllarda üvey evlat muamelesi görmesi. Kürt ve Türk birlik olursa karşısında kimse duramaz. Bin senelik kardeşliğimizin devamı birlik beraberliğimiz için bu sorunların çözülmesi önem arz ediyor” diye konuştu.
'KILIÇDAROĞLU'NUN ELİNDE BELGE VARSA İLGİLİ MAKAMLARA İLETMELİDİR'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi cinayetler iddiasını değerlendiren Erbakan, "Hep söylediğimiz gibi siyaset anlayışının bu iktidar gitsin de ne olursa olsun değil milletin derdine derman olsun da kim olursa olsun anlayışında olması lazım. Siyasetin milletin derdine derman olma yeri savaş yeri, kavga yeri değildir. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu ifadelerinden sonra elinde bilgi belge varsa bunu ilgili makamlara iletmelidir. Devletimizin ilgili makamları da gereken tedbirleri alır. Böyle bir şeyi hiçbirimiz istemeyiz. Elinde somut bir bilgisi varsa bunları bildirmesi gerekir. Türkiye'de maalesef toplumu ve ülkeyi karıştırmak için yıllarca bunlar hep yapıldı. Türkiye hem konumu hem de tarihi misyonu dolayısıyla hiçbir zaman rahat bırakılmadı" ifadelerini kullandı.
‘BATI ÜLKELERİ İKİ YÜZLÜ DAVRANIYOR’
ABD, Almanya ve Fransa'nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçilikleri ortak bir açıklamayla Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısına tepki gösteren Erbakan, şunları kaydetti:
“Batı ülkeleri iki yüzlü davranıyor. Bu büyükelçilerin çağrılarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını uygulayın uyun diyorlar. Tabii biz buna tabii olduğumuz için uluslararası bir anlaşmaya uymak zorundayız. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) her zaman adil bir karar verdiği söylenemez. AİHM'in geçmişte Refah Partisi'nin kapatılmasını haklı bulması, Türkiye'deki başörtüsü kararını haklı bulması en somut örnekler. Mesela HDP'nin kapatılması sürecine tepki gösteriyorlar, millet iradesine aykırı diyorlar ama Refah Partisi'nin kapatılmasını gayet yerinde buldular.
Böyle bir çelişki içindeler. Bu son çıkışla da görüyoruz ki, AB'nin bizi hayırlı bir sonuca götürmesi mümkün değil. Çifte standartçı yaklaşımlarını her alanda görüyoruz. Ancak Avrupa Birliği'ne bu kadar odaklandığımız zaman, ' tek hedefimiz orasıdır' dediğimiz zaman bu tarz çıkışlarla karşılaşmamız gayet normal. Avrupa Birliği (AB) ile ABD ile ilişkileri kazan kazan politikası ile adil ve eşit şartlarda yürütüp daha çok D-60 hedefine yani İslam ülkeleri ile Türkiye'nin ekonomik ve siyasi açıdan bütünleşmesi hedefine odaklanmamız gerekir."