Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 'Anadolu Buluşmaları' kapsamında gittiği Gümüşhane'de, basın toplantısı düzenledi. Erbakan, "Biz Yeniden Refah Partisi olarak, iktidarın da muhalefetin de 'yanlışına yanlış doğrusuna doğru' diyerek Türk siyasetinde çığır açıyoruz. 'Tek çare geçmişte olduğu gibi bugün de Milli Görüş' diyoruz. Bundan böyle Milli Görüş'ün vakti gelmiştir" dedi. Erbakan, adaletin önemine değinerek, "Bir kere adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz, barış olmaz, kardeşlik olmaz, ekonomi olmaz, yatırım olmaz, üretim olmaz" diye konuştu.
'ÜLKENİN YÜZDE 80'İ YOKSULLUK SINIRIN ALTINDA YAŞIYOR'
Erbakan, insanların giderek yoksullaştığını belirterek, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2020 yılının verilerine göre; bir senede 7 milyon hane sosyal yardım alıyor. Bunun manası aileleriyle birlikte yaklaşık 30 milyon insanımız sosyal yardıma muhtaç hale gelmiş. Bu nüfusun neredeyse yüzde 40'ına tekabül ediyor. 'Sosyal yardımları 15 kat artırdık' diye bir de marifetmiş gibi bununla övünüyorlar. Enerji Bakanlığı'nın açıklamasına göre ise; 2020 yılında 3,7 milyon abonenin elektriği kesildi, faturasını ödeyemediği için. Öte yandan halk ekmek kuyrukları kilometreleri buluyor, İstanbul’da halk ekmek talebi bir ayda yüzde 60 artmış. Refahın en çok olması gereken İstanbul'da durum bu. Askıda ekmek uygulaması bütün fırınlara yayılmış. Ayçiçek yağı zincirle bağlanmış, bebek mamalarına alarm takılmış. Halkın yüzde 45'ini kapsayan asgari ücretliler, açlık sınırı altında. Asgari ücrete yüzde 50 zam yaptılar ama 3 günde eridi gitti. Emekli maaşları açlık sınırının altında. Halkın yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında yaşamak zorunda. İşte size yoksulluğun en açık şekilde ispatı" ifadesini kullandı.
Erbakan ayrıca, 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Sedef Kabaş'ın sözlerine ilişkin, "Gazeteci hanımefendinin ifadelerini asla tasvip etmiyoruz, doğru bulmuyoruz. Çok yakışıksız, çok çirkin ifadeler kullanmışlar, işi çok ileri götürmüşler. Bu ifadeler sadece Sayın Cumhurbaşkanı'na değil, başka siyasetçi devlet adamına da asla söylenmemesi gereken ifadelerdir" değerlendirmesinde bulundu.