FATİH ALTAYLI / HABERTÜRK
Salakmışım
Birisi Teke Tek’e çıksa da beni bir benzetse.
Levent Kırca bana “Salak” dedi ya, of anam ne sevinç, ne sevinç bazılarında.
Hakan Gündüz remiksini bile yapmış. Güzel de olmuş.
Doğrudur. Levent Kırca’nın katıldığı Teke Tek’te son derece kötü bir duruma düştüm. Çünkü benim derdim Levent Kırca’yı konuk alıp rezil etmeye çalışmak, bitirmek değildi.
Böyle bir niyetim yoktu. Adam gibi konuşmak, sohbet etmek, sorularımı sormak istiyordum.
Levent Kırca’nın da o niyette olduğunu zannediyordum.
Aslında başa dönmekte fayda var.
Program ekibi Levent Kırca’yı davet ettiklerini söyleyince, “Ne konuşacağız ki?” diye itiraz ettim. “Abi iyi olur” deyince çocuklar, “Tamam” dedim.
Program günü Levent Kırca saat 23.00’te başlayacak programa akşamüzeri saat 16.30’da gelmiş.
Gelmiş ama ne gelmek.
Ben dışarıdaydım. Ekiptekiler, “Levent Bey geldi” diye haber verdiler.
Şaşırdım, programa 6 saat kala gelmişti. “Ben gelinceye kadar benim odama alın, ağırlayın” dedim. Kabul etmemiş.
Gazetenin otoparkında otomobilinin içinde oturmuş.
“Çay getirelim” demişler, kabul etmemiş.Akşam yemeğe davet etmişler, ona da “Hayır” demiş. 6 saat otomobilin içinde oturmuş.
Sonra da programa girdik.
Kırca gergin ve agresifti.
Ben de beklemediğim bir saldırganlıkla karşılaşınca sinirlendim. Soru sordum, yanıt vermedi.
Tekrarladım, şarkı söylemeye başladı. Hiçbirini yapmadığı zaman hakaret etti. Sinirlenmeme rağmen, Levent Kırca’yı çok da kırmak istemedim. Yaşına, geçmişine hürmeten, söyleyebileceklerimi, dilimin ucuna kadar gelenleri tuttum.
Fox TV’den gelen ve ayrılış hikâyelerini anlatan e-postayı bile okumadım. Sonunda ortaya hoş bir görüntü çıkmadı.
Sonuç olarak şunu anladım: Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayanlarla tartışmamak lazım. Çünkü onlar asla kaybetmiyorlar.
PROGRAMIN GÖRÜNTÜLERİ İÇİN TIKLAYINIZ