Sinemacı Akay, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bi De Bunu Dinle programına konuştu.
Akademisyenlerin hazırladığı ‘Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildiriye ‘Barış İçin Sinemacılar‘ oluşumuyla destek veren 433 sinemacı hakkında ‘suçu ve suçluyu övmek' suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Bu 433 sinemacıdan biri olan Ezel Akay yaşananları değerlendirdi.
Kendilerine doğrudan iletilen bir soruşturma tebligatı olmadığını belirten Akay, bağlı bulunduğu meslek örgütüne gelen bir tebligatla durumdan haberdar olduğunu söyledi. Akay, imza attıkları metinde hukuken suç unsuru olmadığını belirterek, "Biz sadece barış olsun ve şiddet dursun dedik. Devletin elinde şiddettin dışında araçlar olduğunu ve bunları kullanmasını talep ettik" dedi
Akay, bu soruşturmaların sonucunda bir ceza çıkmasının hukuken mümkün olmadığının altını çizerek "Giderek saçma bir hale dönüşen bu durumdan kurtulmak için bazen diyorum ki, girelim 150 bin kişi içeri, tutuklasınlar hepimizi de bitsin bu saçmalık" ifadelerini kullandı.
'Eğer hukuk işlerse korkulacak bir durum yok. Hakim ve savcıların bütün iş bitiyor ve bu büyük bir sorumluluk' şeklinde sözlerini sürdüren Akay, bu uygulamalarla korku ikliminin yayıldığını ve insanların ses çıkartamaz hale geldiğini ve esas amaçlananın bu sessizlik olduğunu ifade etti. Bugün yaşananları Osmanlı dönemine atıfla anlatan Akay şöyle konuştu: "Osmanlı'da bir isyan başladığında hikaye anlatıcılarını alıp bir bağ evine kapatırlarmış. Olanların hikayesini anlatamasınlar diye. Demek ki bugün de sıra artık hikaye anlatıcılarına geldi."
Akay, HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasına da tepki göstererek "6 milyon insanın kendisini temsil etsin diye Meclis'e gönderdiği milletvekillerini tutuklamak, çalışmalarına engel olmak demektir. Bir siyasetçiyi sözlerinden ötürü tutuklayamazsınız. Eğer bir suç varsa gıyabında yargılarsınız" dedi.