Azimet Köylüoğlu ifadesinde, "Bir telefonumu sürekli açık bırakmamı istediler. Böylece beni dinleyip, kayıt altına aldılar. Eğer telefon kapanırsa, saat başlarında arayıp 'Alo' dememi istediler. Başkası aradığında ise bana, 'Kim aradı, neden aradı' tarzında sorular sordular. Evimin pencere ve kapılarını kapatmamı, evde oturmamı söyleyen bu kişilerin aralıksız bir şekilde kontrolü ve baskısı altında kaldım. 20 gün boyunca bana ve yakınlarıma ait bilgileri tarafıma söyleyip, yakınlarım üzerinden beni tehdit ve hakaretlerle baskı altına aldılar. 20 gün boyunca bu şekilde yaşadım" diyerek yaşadıklarını anlattı.
Sabah gazetesinin aktardığına göre; Azimet Köylüoğlu'nun ifadesi şöyle:
"Özellikle yakınlarıma kötülük yapılacağı yönünde tehdit ve hakaretlere uğradım. Benim telefonumu ellerindeki telefonla eşleştirdiler ve beni fiziken sürekli takip ederek psikolojik baskı altına alıp dolandırdılar.
Kendisini Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Galip Öztürk olarak tanıtan bir kişi ve daha sonra devreye giren kişiler bana, 'Devlet adına yürütülmekte olan bir operasyon sırasında sizin kimlik bilgileriniz kullanıldı. Bu durumun farkındayız. Bu kişileri yakalamak üzere operasyon gerçekleştireceğiz. Sizden yardım talep ediyoruz' dediler ben de kabul ettim.
"EMİR VERENE KADAR İNTERNET BANKACILIĞINI KULLANMA" DEDİLER
Bana, 'Ben emir verinceye kadar internet bankacılığını kullanma' dediler. Kendisini Antalya Asayiş Şube Başkomiseri İhsan Demir olarak tanıtan dolandırıcı ise, operasyondan sonra zararımın örtülü ödenekten giderileceğini, can ve mal güvenliğimin devlet garantisinde olduğunu söyledi. Benim vereceğim paraların seri numaraları alınacak, operasyon yapılacak kişilere yem olarak gönderilecekmiş. Suçlular operasyonla suçüstü yakalanacak ve operasyon bittiğinde zararımı tazmin edeceklerini söylediler.
OPERASYONDAN SONRA KİMLİK NUMARAMIN DEĞİŞECEĞİNİ SÖYLEDİLER
Ayrıca bana kimlik numaramın son 3 hanesinin de operasyondan sonra güvenlik amacıyla değişeceğini bildirdiler. Banka hesaplarımdan bilgim, iznim olmadan Ferhat Söğütlü ve Yusuf Yıldırım isimli kişiler internet bankacılığı üzerinden vadeli hesapları kapattırdı. Bana ait hesaplar arasında aktarma yaparak yine vadeli döviz hesabını da liraya çevirttirerek havale yaptılar.
Benim üzerime kripto para alım satım işlemlerine aracılık eden Paribu'da hesap açtılar. Banka hesaplarımdan Paribu'daki hesaba havale yaptılar. İlk etapta 31 Ağustos'ta 20 bin lira, ertesi gün ise bin lira gönderilmiş. Bu işlem iznim ve onayım olmadan yapılmış.
İKİ KEZ BANKAYA GÖNDERDİLER
Banka hesabımdan para çıkışı yapılınca bana mesaj geliyordu ancak, telefonumu bu kişilerle eşleştirdiğim için hesap hareketlerimdeki işlem bilgilendirmesi benim telefonlarıma gelmiyordu. Benim telefonuma uzaktan yaptıkları müdahalelerle internete girmemi önlediler. Şifrelerimi değiştirdiler. Hatta telefonum bozuldu ve yeni telefon almak zorunda kaldım. Beni şifre değişimi için 2 kez bankaya gönderdiler.
20 gün boyunca bana ve yakınlarıma ait bilgileri tarafıma söyleyip, yakınlarım üzerinden beni tehdit ve hakaretlerle baskı altına aldılar. 20 gün boyunca bu şekilde yaşadım. Bu süreç boyunca İzmir Foça'da tek başıma yaşıyordum. Kimseden yardım alamadım. Kurdukları baskıyla, sağlıklı kararlar vermeme engel oldular."