Aydın Üniversitesi'nin İzmir'de düzenlediği Siyaset Akademisi
toplantısında yaptığı konuşmada, Ertuğrul Günay, Türkiye 'nin
önemli seçimlerin arifesinde bulunduğunu, yerel seçimlerin gelecek
seçimlerle ilgili işaretler verecek önemde olduğunu anlattı.
Türkiye'nin 1946 yılından bu yana yapılan genel seçimler arasında
son üç genel seçimin farklı bir özelliği bulunduğunu belirten
Günay, "Son üç genel seçimde bir siyasi parti ilk defa oylarını
artırmaya devam ederek başarısını sürdürüyor. Bu, Türkiye siyasi
tarihinde ve dünyada da az görülen örneklerden" dedi.
Oy kullanan insanların eğilimleri de değerlendiren Günay, "Halk,
iki temel faktörü çok önemsedi oy kullanırken. Birincisi halk
kendine yakın siyasi hareket aradı. Dokunma mesafesinde, kendine
inancına saygılı, kendi aidiyet duygularına ve kimliğine saygılı
bir siyasi hareket aradı ve kendi hayatını bütünüyle ileri
götürecek vaadi ve projesi olan ve buna milleti inandıran bir
siyasi hareket aradı. Halka yakın ve halkın ekonomik ve demokratik
hayatını ileri götürecek siyasi hareket aradı. 1946'dan bu yana
baktığınızda halkın demokratikleşme iddiasının yanında durduğunu
görüyorsunuz. Demokratikleşmeye yönelik çabalar, insan yerine konma
anlamına geliyor. Demokrasi, halkın yurttaş yerine konulduğu
sistemin adı. İnsanların kendi ayağına gelmesi önem taşıyor.
Türkiye siyasi tarihinde 70 yılla ilgili ilk tespitim, halk
demokrasinin ve gelişme vaadinin yanında oldu. Üçüncü önemli olan
ise dayanışmacı olmak. Sosyal devlet dendiğinde, devletin muhtaca
yardım etmesi. Türkiye'de, demokratikleşme, gelişme ve toplumsal
dayanışma duygusunu veren siyasi hareketler seçimlerde başarılı
sonuçlar alıyor. Kitle bunun karşılığını veriyor. 2002, 2007 ve
2011 seçimlerinde de bu doğrultuda bir siyasi harekete destek
verdi. Zamanın değişmesiyle hükümler değişir. Zamanın değişen
hükümlerine ayak uyduracaksınız. Her siyasi akımın yorgunluğu ve
bıkkınlığı vardır ve hareket çok köklendiğinde onun sırtından
geçinmeye çalışan unsurlar vardır. Böyle bir noktaya gelir miyiz?
Önümüzde önemli bir test var, yerel seçimler. Demokrasi, gelişme ve
dayanışma konusunda iddiaları inandırıcı olan hareketlerin iyi
sonuçlar alabileceğini düşünüyorum" dedi.
Yerel seçimlerin, siyasi anlamda halkın nabzını ortaya koyduğunu
hatırlatan Günay, "Yerel seçimden çıkan sonuçlara göre siyasi
partiler kendilerini yeniden dizayn edecekler. Yerel seçimler
siyasi partilerin halkın vereceği işarete göre yürüyüşünü
hızlandırması ya da başka bir rotaya çevirmesi konusunda bir işaret
olacak diye düşünüyorum. Önemli bir eşikteyiz" dedi.
ADAYLIKTA KADIN KOTASI
Günay, oturumun moderatörü ve İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye
Araştırmaları Başkanı Zeynep Banu Dalaman'ın genç seçmenlerin
oyları ile adaylıkta kadın kotasına ilişkin sorusu üzerine,
Türkiye'de siyasetin her geçen gün normalleştiğini bildirdi.
Belediye başkanı adaylarını seçip seçmemenin halkın inisiyatifinde
olduğunu anlatan Günay, "Milletin, siyasi tercihlerle seçtiği
insanın giysisine kısıtlama getirmek bence doğru değildir.
Normalleşmeye doğru gidiyoruz. Her siyasi parti adaylarını
gösterir, seçip seçmemek yurttaşların bileceği bir iştir" diye
konuştu. Kadın ve gençlerin siyasette özendirilmesinin önemine
işaret eden Günay, "Kadın ve gençlere abartmadan kolaylıklar
sağlamak gerekiyor. Abarttığınız zaman onları tayin eden
mekanizmaların askerleri oluşmaya başlıyor. Türkiye'de siyaset zor
bir iş. Kadın ve gençlere yönelik kotalar ve düzenlemeler sağlamak
doğrudur. Kadınlar, daha millete örnek olabilecek bir siyasi dil
oluşturabilir. Yurttaşların yarısı kadınsa onların siyasette
temsilinin az oluşması çarpık bir temsildir. 70 yıldır düşe kalka,
demokrasi olmaya çalışıyoruz. İleri demokrasi bir hedef, onun
başında bir yerde olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Kadın kotası
getirmek fayda getirmeyebiliyor. 40 kişinin belirlediği 15 kişi,
belirleyenin askeri haline geliyor. Siyaset yapan insanın önce
özgür birey olması lazım ama Türkiye'de siyaset mekanizmaları
merkezi hale geldi. Tek seçiciler egemen hale geldi, özgürlük elden
gidiyor ama özgür olmayan insanların yaptığı siyasetten kimsenin
yararı olmaz. Türkiye'de aday belirleme süreçleri merkezi, parti
merkezi egemenliği aşırı boyutta. Üniversiteler, sendikalar, sivil
toplum kuruluşları buna itiraz etmiyor. Seçim dönemi parti genel
merkezini arayarak kendi adamlarını listeye sokmaya çalışıyorlar.
Bu çok vahim. Bugünkü mekanizmada kadın, erkek, genç seçseniz ne
olur? Genel merkezlerin memurlarını seçiyorsunuz çünkü. Bu
demokratik değil" dedi.
"ANDIMIZI İÇSELLEŞTİRMEDEN OKUYORDUK"
Katılımcılardan andımızın neden kaldırıldığı sorusuna açıklık
getiren Günay, "Andımızı içselleştirmeden okuyorduk. Çocukların
sabahın köründe hazır olmaları rahatsız edici geliyor. İstiklal
Marşı okunurken elbette çeki düzen vermek şarttır. Eğitim
Türkiye'de doğru olmayı, çalışkan olmayı, küçüklerini sevmeyi,
büyüklerini saymayı yalan söylememeyi, temiz olmayı öğretiyor mu?
Hayır öğretmiyor. Biz ezberi anlamadan tekrar ettirmek çocuğa
eziyet gibi bir şey. Onun yerine eğitimin içeriğini o çerçevede
gözden geçireceksiniz. Din eğitimimiz de bu hale gelmiş, günde 5
vakit namaz kılar insanlarımız, en basit surenin ne anlama
geldiğini bilmez. Ezbercilikten çıkıp işin özüne girmeye çalışalım.
Çocuğun varlığı değerli olsun, kimseye armağan edilmesin, milletin
bütünlüğü elbette önemli, canımızı gerektiğinde feda edeceğiz ama
'Benim varlığım da çok önemli, kurban edebiyatını geçtim' noktasına
gelmemiz lazım. Siyaset birbirini dinlemeden konuşuyor. Bunları
oturup sosyolojik mesele olarak konuşmamız lazım. Temiz olmadan
islam dini olmaz ama neden bu kadar pis her şey? Demek ki söylemde
kalmış ve içselleştirilmemiş. Siyaset bazı meseleleri kürsü kavgası
yapmaktan çıkarsa hepimizin işi kolaylaşır" dedi.
Öğrenci andında yer alan "Varlığım, Türk varlığına armağan olsun"
ifadesine ilişkin sözlerinin, şehitlere saygısızlık olarak
anlaşılabileceği eleştirisi üzerine Günay, "Vatan için, millet
için, bütünlüğü ve esenliği için üzerimize düşeni yapacağız ama ben
6 yaşındaki çocuğun anlamadan, içselleştirmeden o kavramları ezber
olarak söylemesini reddediyorum. Eğitim bunu öğretsin, çocuklar
anlamadan dua gibi şiir gibi dayatmayın bunu. Vatan için feda
olabileceğimizi eğitim öğretsin" diye konuştu.
Günay, Mustafa Kemal Atatürk 'e yönelik hakarete varan açıklamalar
yapıldığının hatırlatılması üzerine her türlü saldırıyı şiddetle
kınadığını bildirdi. Türkiye seven hiç kimsenin Atatürk'e
saygısızlık yapmayacağını vurgulayan Günay, "Sadece vatan hainleri
Atatürk'e saygısızlık yapar. Millete karşı çıkan her hareket
sonunda cezasını çekmiştir. Atatürk'e dil uzatanın Allah dilini
koparsın" dedi.
Bir katılımcının, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'un çıkışının
hatırlatıldığı Günay, idarecilerin öfkesine hakim olması
gerektiğini, Coş'un görevden alınmamasını eksiklik saydığını
söyledi. (DHA)
Ertuğrul Günay'dan o ilana sert tepki!
Günay, Andımız tartışmalarda Atatürk'e yönelik hakarete varan açıklamaları kınadığını belirtti.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin