İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na YSK üyelerine 'ahmak' dediği gerekçsiyle 2 yıl 7 ay 15 ve siyasi yasak cezası verildi. TİP Genel Başkanı Erkan Baş karara tepki gösterdi, 6'lı Masa'ya çağrıda bulundu. Baş şunları söyledi:
Herhalde dünyada örneği yok. 2 kere seçilmiş bir belediye başkanı hakkında siyasi yasak kararı alınması aslında tabloyu tamamlıyor. Biz karar açıklandığı anda söylemiştik, bir kez daha ifade edelim. Hiç kimse buna bir mahkeme kararı falan demesin. Sanki ortada bir mahkeme varmış, kararı verenler de bağımsız hakimlermiş gibi düşünmeye hiç gerek yok. Bu karar doğrudan saraydan alınmıştır. Aksini iddia etmek mümkün değildir.
Altılı Masa'ya da bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen herkes aklını başına alsın. İktidar, hiçbir ayrım yapmadan tüm muhalefete saldırırken sadece masayı, masanın iç dengelerini falan düşünen bir karşı duruş sadece Altılı Masa'ya değil, tüm memlekete zarar verir. En basitinden söyleyeceğim; Ekrem İmamoğlu'nun seçilmesi sadece Altılı Masa'da bulunan partilerin üyelerinin, seçmenlerinin Ekrem Bey'e oy vermesiyle ilgili değildir.
Hatta bir adım daha ileriye giderek hatırlatayım. Altılı Masa'nın partilerinden bir tanesi, Saadet Partisi başka bir adayla İBB seçimlerine girdi ama bugün Altılı Masa'da olmayan çok geniş toplumsal kesimler, Ekrem Bey'e oy vererek onun seçilmesini sağladı. Dolayısıyla bu saldırı Ekrem Bey özelinde Altılı Masa özelinde birtakım yanlar taşımakla birlikte tüm yurttaşlarımızın seçme hakkına dönük de bir saldırı anlamına geliyor. O yüzden bunu hep birlikte püskürtmek durumundayız.
Türkiye 1'den büyüktür bu doğru ama Türkiye 6'dan da büyüktür. Bunu hatırlatmam gerekiyor çünkü içinden geçtiğimiz günlerde hiç kimsenin, kendi kişisel hesaplarını, kendi partisinin çıkarlarını sadece kendi ittifakının çıkarlarını düşünme hakkı yoktur. Hepimizin yapması gereken şey meseleyi, bir memleket meselesi olarak görme, meseleyi bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlarımızın kurtuluşu olarak görme ve bunun dışındaki bütün hesapları bir kenara bırakmaktır.
Çağrımız açık ve net. Odaklanmamız gereken şey bu ülkeyi bu karanlıktan kurtarmaktır. Çünkü herhangi birisi hata yaptığında o hatayı sadece o ödemiyor, bütün bir halk, bütün bir memleket olarak biz ödüyoruz. O nedenle buraya bir uyarı yapma görevimi de kendimize bir sorumluluk olarak görüyoruz.