Dün görülen Tarihi davanın sonuçlarını, köşe yazarları bugünkü köşelerine taşıdı.
Ergenekon Davası'nda 6 yıl sonra karar açıklandı. 18 sanık için ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet cezası verildi. 21 kişi beraat etti. Kararlar köşe yazarlarının da köşelerinde geniş yer buldu. İşte Köşe yazarlarının davaya yorumları:
"Af yolunu açmaktır, bundan sonra doğru olan...
Diyebilirim ki, 45 yıllık mesleğim ‘asker sorunu’yla iç içe geçti. Başlangıçta askeri darbe yapmaya teşvik etmiştim. Cuntacıydım. Sonra tam tersini yapmaya çalıştım. Kısacası asker-siyaset ilişkisini hep yakın markajda tutmaya çalışan bir gazeteci oldum.
AK Parti hükümetiyle birlikte askeri vesayet geriletildi, yer yer çözüldü. Kolay olmadı bu süreç. 2003 ve 2004 döneminde Sarıkız’lar, Ayışık’ları, Balyoz'lar, Ergenekon’lar şaka değildi. Asker sorunu 27 Nisan Muhtırası’yla da, AK Parti’yi ‘kapatma davası’yla da devam etti.
Ergenekon davasını önemsedim, ancak yargı sürecinde hata üstüne hata yapıldı. Mahkeme kararlarıyla adalet duygusu yara almıştır. Tüm çabaları askeri siyasetin içine çekmek olan bazı kişileri demokrasi kahramanı yapabilecek bir tabloyla karşı karşıyayız. Bundan sonra doğru olan ‘af yolu’nu açmaktır."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
Ahmet Hakan:
"Torba adalet
ERGENEKON kararları açıklandı.
Ve açıklanır açıklanmaz herkes kendi hükümlüsünü alıp çekildi bir kenara.
*
Kararlar öyle iyi kurgulanmış ki...
“Adalet zedelendi” diyen için de münasip hükümlü var, “Derin devlet
tepelendi” diyen için de münasip hükümlü var."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
Taha Akyol:
"Ergenekon
KARMAŞIK olaylara uçlardan bakmak daima yanlıştır, hukuki bir
konuya aşırı politizasyonla bakmak da daima yanlıştır, hangi
politik gözle olursa olsun.
Bunun tipik örneği Ergenekon davasıdır. Bir uca göre bu dava
tamamen haklıdır, demokrasinin bir zaferidir. Öbür uca göre bu dava
uydurmadır, muhalifleri sindirmek için yürütülen bir siyasi
operasyondur!
İkisi de politik görüştür, hukuki değil.
Bu dava ile ilgi AİHM kararı vardır. AİHM, 13 Aralık 2011 günlü
kararında, bu davanın “kuvvetli delillere dayandığına”, suçun
işlenmiş olabileceğine dair “yeterli şüphe sebeplerinin
bulunduğuna” karar vermiştir. (Başvuru No: 15869/09)
Her halde AİHM’nin “faşist, yandaş, cemaat” falan olduğu
söylenemez.
Bu davanın açılmasını haklı kılan hukuki sebepler vardır."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
"Türkiye, hukuki hesaplaşmayı başardı
Ergenekon davası, Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Milletin iradesini katletmeye, sivil yönetimi devirmeye ve ülkenin rejimini-düzenini değiştirmeye çalışmak en büyük hukuksuzlukların başında gelir..."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
"Sancılı bir sürecin sonu
Balyoz davasında, yoğun kalabalıklar mahkeme önüne yığılmış, salonda sert tartışmalar cereyan etmiş ve kararın açıklanması ertelenmişti. Herhalde bu defa da aynı şeyleri yaşamamaık için, 13. Ağır Ceza Mahkemesi dinleyicilerin duruşma salonuna alınmamasını talep etti."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
Mehmet Tezkan:
"Vay be! Başkomutan Vakili teröristmiş
Aslında NE OLDU?
Tüm Yazıları »
Yazarı Facebook'tan takip edebilirsiniz!
Türkiye’nin en derin, en politik, en tartışmalı, en karmaşık davası
sonuçlandı..
Aslında sonuçlandı demek doğru değil.. Mahkeme topu Yargıtay’a attı
dersek daha doğru olur..
Ne olduğuna bakalım..
Her şeyden önce, özel yetkili mahkeme Ergenekon’un terör örgütü
olduğunu tescil etti..
Peki, bu örgüt ne yapmış?
Kaos ortamı oluşturarak darbe ortamı hazırlamaya çalışmış..
275’i de mi?
İşte orası muamma.. Vicdanları rahatsız eden de bu..
Bu sebeple kesilen cezalar içime sinmedi.. Çok ağır geldi.. Yok
artık dedirtti.. Daha neler dedirtti..
Kim için derseniz.. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ için
derim..
Ne mi yapmıştı?
Genelkurmay Başkanı olduktan sonra faaliyet gösteren, kara
propaganda yapan 20 internet sitesini kapatmış, üç tane legal site
kurulmasını emretmişti...
O siteler faaliyete geçmedi..
Ceza; müebbet hapis..
O dönem karargâhta görev yapanlara 15 yıl, 20 yıl..
Acayip değil mi?"
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
"Silivri’den notlar
Mustafa Mutlu- Türk hukuk tarihinin en önemli yargılamalarından
Ergenekon davası dün karara bağlandı. Sabahın ilk ışıklarıyla
birlikte Silivri’nin tüm dağları, tepeleri duruşmayı izlemek için
gelen vatandaşlarla doldu. Ancak polis ve jandarma Vali’nin emriyle
cezaevi kampüsüne ulaşan bütün yolları kesti, basın mensupları ve
avukatlar dışında kimseye izin vermedi.
- Mahkeme salonuna ulaştığımda bu kez bir başka engellemeyle karşılaştım: Mahkeme daha önce onlarca kez kabul ettiği basın kartımı bu kez “Ankara’ya sorma gereği“ hissetti ve benim 32 yıldır kullandığım, son 10 yıldır da “sürekli”sini taşıdığım sarı basın kartımın “aslında hiç olmadığını” öğrendim. Ne ilginçtir ki Ankara’daki listede adım yoktu. Sorunu çözmek için hiçbir şey yapmadım. Bir saat sonra tekrar sıraya girdim, aynı listede adım bu kez vardı..."
Köşe yazısının tamaını okumak için tıklayınız.
Demokrasiye sıkılmış kurşun!..
Başbakan Erdoğan yargı kararını
yorumladı:
“Bu demokrasiye sıkılmış kurşun!”
*
“Önümüzdeki günlerde bu kararın hukuki boyutu
tartışılacak.”
*
Müslüman Başbakan, yapılan haksızlığa karşı susup, “dilsiz şeytan”
olmak istemedi ve devam etti:
“Nerede yargı bağımsızlığı? Nerede kaldı hukukun
üstünlüğü?”
*
“Mahkemenin kararını, kendi beklentileri doğrultusunda etkilemeye
çalıştılar. Ama benim milletim bunların ne anlama geldiğini çok iyi
biliyor ve bunun hesabını soracaktır.”
*
“Millet bunun hesabını sandıklarda verecek!”
*
“Türkiye için, demokrasi için çok çirkin bir yaklaşım.”
*
“Biz millete tepeden bakmadık. Muhaliflerimizin hasım gibi
kışkırtıcı beyanları karşısında halkın sesini duymaya
çalıştık.”
*
“Adalet terazisine konan taşları ayıklaya ayıklaya
geldik.”
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.