Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 'Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı'na video mesaj gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizleri kültür, tarih, tabiat ve medeniyetler şehri güzel İstanbul'umuzda ağırlamanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. Toplantınızın ve yapacağınız istişarelerin ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Görüşleri, değerlendirmeleri ve tartışmalarıyla toplantıyı zenginleştirecek herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Bugünkü toplantınız, en çok istismar ve ihmal edilen alanlardan biri olan medya konusunda işbirliğimizin daha da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Malumunuz, Türk dünyası olarak geçen yıl Türk devletleri teşkilatının tesisiyle birlikte aramızdaki dayanışmayı bir üst aşamaya taşıdık. Böylece siyasetten eğitime, ekonomiden güvenlik iş birliğine kadar pek çok alanda yeni dönemin temelini oluşturduk. Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi ışığında dayanışmamızı farklı sahalara teşmil ederek daha da güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Medya ve iletişim konuları, sosyal medya ile dezenformasyonla mücadele, siyasi ve sosyal bekamızın temini açısından hayati öneme sahiptir" dedi.
"İLETİŞİM EN AZ SAVUNMA, GÜVENLİK VE SAĞLIK KADAR ÖNEMLİ BİR MESELE"
Erdoğan şöyle devam etti: "Karabağ Savaşı sırasında şahit olduğumuz yalan ve iftira furyası bize hem bu meselenin önemini hatırlatmış hem de güçlerimizi birleştirmemizin ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermiştir. Savaş sadece sahada verilmemiş, yazılı ve görsel basından sosyal medyaya kadar pek çok mecrada 44 gün boyunca çetin bir mücadele yürütülmüştür. Yaşadığımız acı tecrübeler ışığında artık hepimiz şu gerçeği çok net biçimde görüyoruz. Demokrasilerde 4'üncü kuvvet olarak nitelenen medya, belli güçlerin belli küresel şirketlerin art niyetli çevrelerin elinde hakikatleri tahrif eden, gerçeğin üstünü örten bir manipülasyon aracına dönüşebilmektedir. Dijital faşizm, bugün milyarlarca insanın doğru ve tarafsız haber alma hakkını engelleyen bir tehdit unsuru haline gelmiştir. Bilhassa hiçbir otokontrolün, denetimin, kuralın, etik değerlerin olmadığı sosyal medya mecraları tüm toplumlar için ciddi riskler oluşturmaktadır. Yalanın, iftiranın, çarpıtmanın kol gezdiği bu mecralarda hakikati aramak hakikate ulaşmak hakikatin savunucusu olmak çok daha büyük önem kazanmıştır. İletişim konusunu bu bakımdan en az savunma, güvenlik ve sağlık gibi stratejik önemi haiz bir mesele olarak görüyorum. Bu tarz toplantılarla, dezenformasyonla mücadele, bilgi güvenliği, milli bilgi teknolojileri hamlesi ve ortak kültürü önceleyen özellikle film ve dizi projeleri gibi hususlarda aramızdaki işbirliğinin daha da gelişeceğini ümit ediyorum. Bu düşüncelerle Türk Devletleri Teşkilatı, Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer Toplantısı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türk dünyasındaki tüm kardeşlerimize mutluluk, refah ve esenlik temenni ediyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum"
FAHRETTİN ALTUN DA BİR KONUŞMA YAPTI
Türk Devletleri Teşkilatı "Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer Dördüncü Toplantısı"nın ikinci oturumu Beyoğlu’ndaki bir otelde düzenlendi.
Toplantıya Türk Devletleri yetkilileri, bakanlar ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da videomesaj gönderdiği toplantıda İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıklamalarda bulundu.
"DİJİTAL FAŞİZMİN DESPOT UYGULAMALARINA MARUZ KALIYORUZ"
Özellikle medyadaki dezenformasyona değinen Altun, sağlıklı ve doğru haber almak için çalışmalara başladıklarını belirtti. Altun, "Bugün burada yeni çerçevede Türk Haber Ajansları Birliği'nin kuruluşu noktasında bir karar aldık ve ilk toplantının da yine İstanbul'da gerçekleşmesi yönünde bir karar aldık. İnşallah bu birliği önümüzdeki ay itibariyle hayata geçireceğiz. Dezenformasyonla mücadele için ortak şekilde işleteceğimiz mekanizmaları neler olabilir, atacağımız adımlar neler olabilir bunların müzakeresi ve planlamasını yine burada ele aldık. Biz Türkiye olarak maalesef dezenformasyonun ve dijital faşizmin despot uygulamalarına ziyadesiyle maruz kalan bir ülkeyiz. Hatta, küresel dezenformasyon problemine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz diyebiliriz. Elbette bu aynı zamanda bizim dezenformasyonla mücadele noktasında ulusal ve uluslararası medyanın yanı sıra sosyal medyada da önemli bir muktesebat geliştirmemizi, önemli bir direnç kapasitesi geliştirmemizi bir anlamda yol haritası ortaya koymamızı da beraberinde getirdi" dedi.
Fahrettin Altun, sosyal medyada itibar suikasti yaşandığını bunun önüne geçmek için gerekli çalışmaların yapılacağını kaydetti. Altun, "Bulunduğumuz her yerde Türk varlığına kasteden saldırılara, bizi yok saymaya çalışan küstahça girişimlere maruz kaldık, kalıyoruz. Her birimiz farklı boyut ve ölçekte bu tehditleri yaşadık, yaşıyoruz. İçinden geçtiğimiz post-truth, yani hakikat ötesi dönemde, dezenformasyon da bu mütecavizlikler için çok sık kullanılan bir sistematik araç haline geldi. Dezenformasyon bugün ülkelerimizin ve Türk dünyasının bütünlüğünü hedef alan bir milli güvenlik meselesidir. Dolayısıyla dezenformasyonla mücadele için güç birliği yaparak etkin uygulamaları ve proaktif adımları hayata geçirmemiz son derece hayatidir. Bir avuç medya şirketinin kendini bireylerden ve devletlerden üstün gören uygulamalarla sergiledikleri despotluğa ve tahakküme itiraz etmeliyiz. Bununla da kalmayıp, özellikle dijital mecralarda tüm insanlığın faydasına hizmet edecek özgün model ve uygulamalar geliştirmeliyiz. Yeni teknolojiler ve dijitalleşmenin getirdiği imkanlarla yaşanan büyük ve hızlı dönüşüm içinde, sabitemiz elbette her zaman ve sadece hakikat olmalıdır. Çünkü unutmayalım ki değişmeyen tek şey hakikattir ve biz her zaman olduğu gibi, hakikate sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu hakikat arayışını yankı odalarında boğmayı hedefleyenlerin karşısında duracağız. Vatandaşlarımızı ve ülkemizi olduğu kadar, siber vatanımızı da gereken her türlü yöntem ve araçla savunacağız" ifadelerini kullandı.