Alevi, Sünni, Ermeni, Ortodoks, Katolik ve Musevileri buluşturan, kadim kent Hatay’ın kültürel zenginliğini ve hoşgörüsünü tüm dünyaya tanıtan 200 kişilik Antakya Medeniyetler Korosu’nun geride kalan üyeleri depremzedelere kapılarını açan Türkiye’nin farklı illerine dağıldı.
Nobel Barış Ödülü’ne 2012 yılında aday gösterilen ve Kültür Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülü alan koronun şefi Yılmaz Özfırat ve teknik koordinatörü Bedirhan Gök de İzmir’deki bir otele yerleştirildi.
Özfırat ve Gök, Antakya Medeniyetler Korosu’nu yeniden bir araya getirerek Türkiye’nin medeniyetler zenginliğini yeniden dünyaya anlatmayı hedefliyor.
Sanatçıların en büyük dileği ise depremde yaşamını yitiren koro arkadaşları Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz’ın anısını müzikleriyle yaşatabilmek.
Hatay’da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremin ardından geçici süreyle İzmir’e gelme kararı veren koro şefi Yılmaz Özfırat, Kahramanmaraş merkezli ilk depremde evinin yıkıldığını söyledi.
“HER BİNANIN ALTINDAN ÇIĞLIKLAR GELİYOR”
Kanepeyle dolabın arasında sıkıştığını ve enkaz altında 8 saat kurtarılmayı beklediğini dile getiren Özfırat, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Çıktığımda çok ciddi bir yağmur yağıyordu. O yağmurda herkes beni bir yerlere çekmeye çalışıyordu. Yağmurun tenime değdiğini hissetmek istiyordum. Çünkü yaşadığınızı hissediyorsunuz. Fakat dönüp sağa sola baktığınızda inanılmaz manzaralarla karşılaşıyorsunuz. Her bina çökmüş, her binanın altından çığlıklar geliyor. Bu defa yaşadığınıza şükredemiyorsunuz. Çünkü o acıları görüyorsunuz. Koşuyorsunuz, birilerine yardım etmeye çalışıyorsunuz. Molozları kaldırmaya çalışıyorsunuz. Bunu içgüdüsel olarak yapıyorsunuz. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın.”
Kurtuluşunun da Antakya Medeniyetler Korosu sayesinde olduğunu ve koronun teknik koordinatörü Bedirhan Gök’ün deprem sonrası evinin bulunduğu enkaza geldiğini, arama kurtarma ekiplerini de bulunduğu enkaza yönlendirdiğini söyledi.
Yılmaz Özfırat (Soldaki)-Bedirhan Gök (Sağdaki)
Koronun kadim şehir için yeniden bir araya geleceğini vurgulayan Özfırat, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar dünyada 1500’den fazla konser verdik. Gittiğimiz her yerde ‘Bakın Hristiyan da Yahudi de Müslüman da bir arada bir şeyler üretebiliyor. İster Hristiyan olsun, ister Yahudi olsun, ister Müslüman olsun hepimiz tek bir Allah’ın kuluyuz…’ Bunu tekrar insanlara göstermeye çalışıyorduk. Kadim bir şehirden yola çıkmıştık ve bu güzelliği gösteriyorduk amla bu deprem vesilesiyle şimdi hem şehir dağıldı hem biz dağıldık. Türkiye’nin her bir tarafına gönderdik arkadaşlarımızı. Tekrar bu şehri hayata geçireceğiz. Tekrar bu şehri bütün dünyaya göstereceğiz, bu kadim toprakları insanlara tekrar hatırlatacağımız için Medeniyetler Korosu da tekrar faaliyetlerine devam edecek.”
“KONSERLERİMİZİN HEPSİNİ ONLARA ADAYACAĞIZ”
Koronun da depremde büyük kayıplar verdiğini dile getiren Özfırat, “Koromuzdan 7 arkadaşımız vefat etti. Onların hepsi içimizde bir ukdedir. Bundan sonraki konserlerimizin hepsini onlara adayacağız. Bu topluluk yıkılmadı ayakta. Bu şehir yıkılmadı ayakta diye dünyaya göstermek istiyoruz” diye konuştu.
Özfırat, öncelikle koro üyelerini bir araya getireceklerini, insanların bir araya gelmesiyle şehrin de kendiliğinden bir araya geleceğine inandığını belirterek, şunları söyledi:
“Bugüne kadar hep şehir size adını vermiştir. Artık sıra bizde. Biz şehre adımızı vermek zorundayız. Bakın Antakyalılar döndü ve bu şehri tekrar ayağa kaldırıyorlar diye. Bir süreçtir bu. Birkaç ay geçmesi gerekiyor. Biraz şehrin oturması için. Akabinde döneceğiz. Tekrar çalışmalarımıza başlayacağız. Tekrar konserlerimize gideceğiz. Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında insanlara depremin herkesi vurabileceğini göstereceğiz.”
KORO ŞEFİNİN YANINA KOŞTU
Koronun teknik koordinatörlüğünü üstlenen Bedirhan Gök ise deprem anlarının tam bir felaket olduğunu, büyük bir acı yaşadıklarını dile getirdi.
Evinin yıkılmadığını, çevrede yıkılan binaların altında kalanları kurtarmaya çalıştığını anlatan Gök, sonrasında koro şefi Yılmaz Özfırat’ın yaşadığı binaya koşarak arama kurtarma çalışmalarına katıldığını anlattı.
Gök, kadim kentin yine eski günlerine kavuşması için çalışacaklarını ve birbirlerine destek olacaklarını sözlerine ekledi.