Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü'ndeki törende AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci de yeraldı.
"DEMO UÇUŞUMUZU BU YIL İÇERİSİNDE GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLIYORUZ"
Açılış töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Yapılan projelerle hem çevreyi koruyacağız hem de güvenli ve uygun maliyetli enerji üreteceğiz" dedi. "Türkiye adına önemli bir AR-GE projesi hayata geçiyor" diyen Bakan Dönmez, "Fosil yakıtlara bağımlı olmadan tamamen alg dediğimiz yani yosun tabanlı doğal kaynaklar üreteceğiz. Biyojet ve biyodizel yakıtların üretimine yönelik yürütülen AR-GE projesinde önemli bir yol kat edildi. Jet yakıtı projesinin AR-GE çalışmaları tamamlandı. Bugün açacağımız tesisle birlikte büyük ölçek üretime geçiliyor. 2022'nin ikinci çeyreğinde bütün testleri ve sertifikasyon işlemleri tamamlanacak. İnşallah ilk demo uçuşumuzu bu yıl içerisinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
"Bu ne demek oluyor" diyen Dönmez, "Yani biyoyakıt kullanan bir uçağa bindiğinizde yüzde 80 daha az sera gazıyla dünyanın dengesine zarar vermeden yolculuk yapmış olacaksınız. Peki jet yakıtı ürettik, bitti mi, Hayır. Yakıtların üretimi için gerekli yağlar kullanıldıktan sonra geriye kalan yosun posasından da farklı katma değerli ürünler üretilecek. Tarım için biyogübre üretimi bunlardan biri. Farklı sektörler için farklı ürünler sürdürülebilirlik mantığı çerçevesinde üretilecek. Sözün özü bu tesiste hiçbir şey ziyan olmayacak, her şey kullanıldıktan sonra bir başka ürün olarak yeniden hayatımıza girecek" şeklinde konuştu.
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ARTIK HER İŞİN ANAHTARI"
Bakan Dönmez, "Sürdürülebilirlik artık her işin anahtarı. Sınırlı kaynakları döngüsel bir mantıkla kullanmak zorundayız. Bu iş sadece büyük işletmelerin ya da sanayinin sorumluluğuna değil. 84 milyon her birimiz bu işin bir parçasıyız. Enerji tarafında üretimden tüketime kadar yeşil enerjiyi işlerimizin merkezine koyduk. Biyokütle enerjisi de son yıllarda ivme kazanan bir alan. 2002 yılında sadece 28 MW olan biyokütle kurulu gücümüz 2021 sonunda 2 bin MW'ı aştı. Toplam kurulu gücümüzle ilgili de bir parantez açayım. Şu an 99 bin 800 MW'a ulaştık. Yani yüzler kulübüne girmemize bir adım kaldı. İnşallah önümüzdeki 1-2 ay içerisinde toplam 100 bin MW kurulu güce ulaşacağız. Tabi bunun daha sevindirici olan tarafı ise kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 54'ü yenilenebilir enerji kaynaklı olması. 2021 yılında biyokütle santrallerimiz 7 bin 612 GWh elektrik üretti. Bu toplam üretimimizin yüzde 2,3'üne karşılık geliyor. Biyokütlenin esas amacı atık yönetimi ve bertarafıyla çevre yönetimine katkı sağlamak. Enerji üretimi ve diğer katma değerli ürünler aslında ikincil fayda olarak ortaya çıkıyor. Önceliğimiz elbette doğanın döngüsünü korumak. Doğanın dengesini bozmadan üretim yöntemleri geliştirmek" ifadelerini kullandı.
"TOPLAM 121 BİN 300 TON BİYOYAKIT ÜLKEMİZDE ÜRETİLDİ"
Bakan Dönmez," Atıkların teorik enerji eşdeğeri yıllık 34 milyon TEP. Ekonomik enerji eşdeğeri karlılığı ise yaklaşık yıllık 4 milyon TEP. Bunun parasal karşılığı ise yaklaşık 1,5 milyar dolar diyebiliriz. Bu potansiyeli neden harekete geçirmeyelim? Neden hem doğayı korurken hem de enerji üretmeyelim? Teknolojimiz, insan kaynağımız, potansiyelimiz fazlasıyla var. Bir teknoloji geliştirme projesi de Bakanlığımızın kuruluşu TEMSAN tarafından yürütülüyor. 1 m3 gaz üretme kapasiteli mini biyogaz ünitesi üretildi. BİOTEM adını verdiğimiz ünite organik atıkları kullanıyor. BİOTEM, 1 ila 3 büyükbaş hayvan atığından ürettiği gazla, bir hanenin 3 öğün yemeğini pişirebilecek kapasiteye sahip. Sistem, hayvan atıklarının yanı sıra yemek atıklarından da enerji üretebiliyor. Biyojeneratör vasıtasıyla 1 m3 biyogazdan, 1 saat süreyle elektrik de üretilebiliyor. Bazı noktalarda halen proje geliştirme çalışmaları sürüyor. 12 farklı lokasyonda sistemin kurulumu devam ediyor. Yaygınlaştırılması için arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan benzine biyoetanol ve motorine biyodizel eklenmesi yönündeki uygulamamızla da önemli oranda akaryakıt ithalatını engelledik. 2020 yılı içerisinde 74 bin 800 tonu biyodizel ve 46 bin 500 tonu etanol olmak üzere toplam 121 bin 300 ton biyoyakıt ülkemizde üretildi " şeklinde konuştu.
"DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMAK ZORUNDAYIZ"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise dünyanın büyük bir dönüşüm içerisinde olduğuna dikkat çekerek , "İklim değişikliği ve pandemi, küresel rekabet koşullarını adeta yeniden dizayn ediyor. Ekonomik büyüme, ülkelerin kalkınmasındaki en temel göstergelerden biri. Ama artık, büyümenin sürdürülebilirliği ve çevreye saygılı olması da kalkınma açısından önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor.Yani artık üretirken, sadece ekonomik maliyetleri değil sosyal maliyetleri de düşünmek zorundasınız. Eğer düşünmezseniz, rekabetçiliğiniz ortadan kalkıyor, ticari partnerleriniz sizinle olan ekonomik ilişkilerini gözden geçiriyor. Nitekim, Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakat kapsamında uygulamayı planladığı sınırda karbon düzenlemesi de bunu öngörüyor. Üretirken doğada karbon izi bırakıyorsanız, AB sizden yapacağı tedariğe ekstra vergiler getireceğini ya da sizinle olan ticaretini tamamen sonlandıracağını söylüyor. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemin kazananları, yenilikçi yöntem ve teknolojilerle ekonomisinde yeşil kalkınma devrimini başaran ülkeler olacak. Tabi bu olayı sadece bir ekonomik kazanım olarak değerlendirmemeliyiz. Yaşanabilir bir çevreyi oluşturmak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için de bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız" diye konuştu.
"AVRUPA'NIN İLK VE TEK KARBON NEGATİF BİYORAFİNERİSİ"
Proje hakkında bilgi veren Varank, "Projenin çıktılarına geçmeden önce kurulan tesisle ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Bakınız bu tesis, tüm dünyada, yosun biyoteknolojileri alanında çalışmalar yürüten en önemli merkezlerden biri konumunda. Sadece ürettiği ürünlerle değil, fiziki yapısıyla da yeşil bir tesis. Tesisin elektrik ihtiyacının tamamı, burada bulunan rüzgâr enerjisi santralinden karşılanıyor. bu yönüyle Avrupa'nın ilk ve tek karbon negatif biyorafinerisi. Bu güzel örneğin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Burada neler yapıldığına gelecek olursak. Ülkemizin temel ihtiyacı olan ya da cari açık verdiği birçok kritik ürün, biyoekonomi odaklı entegre üretim modeli ile burada geliştirilip üretilecek. Enerjiden tarıma, sağlıktan gıdaya geniş bir ürün yelpazesinden bahsediyoruz. Ama dikkat ediniz, bu ürünler hiçbir fosil kaynağa bağlı olmadan, tamamen yosun tabanlı doğal kaynaklardan ve yerli imkanlarla elde edilecek. İşte yanımda bu ürünlerin bazılarına ait numuneleri görüyorsunuz. Bunların her biri birbirinden değerli ama ekonomik potansiyel bakımından en göze çarpanı biyo-yakıt. Türkiye gibi petrolde dışa bağımlı bir ülke için biyoyakıtlar ciddi bir alternatif konumunda. Sayın Bakanımız da değindi, bunun gibi tesislerde üretilecek biyoyakıt sayesinde enerji ihtiyacımızın önemli bir bölümünü uygun maliyetli ve güvenli bir şekilde karşılayabiliriz" dedi.
"GELİN BURADAKİ İMKANLARDAN FAYDALANIP ÇALIŞMALARINIZI BURADA YÜRÜTÜN"
Bakan Varank, Gördüğünüz üzere bu projeyle ülkemizin lokomotif sektörlerine yönelik yenilikçi, çevre dostu, yüksek katma değerli birçok ürün ve teknoloji geliştiriliyor. Ama projenin kıymetini artıran bir husus daha var. Burada oluşan tecrübe, bilgi ve birikim Boğaziçi Teknopark'ın iş geliştirme tecrübesi kullanılarak özel sektöre de aktarılacak" dedi.
11 FARKLI YOSUN TABANLI BİYO TEKNOLOJİ
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ise," Proje kapsamında enerji, sağlık, gıda , tarım, hayvancılık ve çevre sektörlerine yönelik biyo yakıt fonksiyonel gıda biyo gübre başta olmak üzere 11 farklı yosun tabanlı biyo teknolojik ürünün, biyo ekonomik odaklı büyüme modeline dayanan entegre bir üretim sistemi ile elde edilmesi hedeflenmektedir. Avrupa Birliği içinde bir ilk olan projeye destekleri için Sayın Sanayi Bakanımıza ve Avrupa Birliği'ne teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
İLK TESTİ YAPTILAR
Açılış konuşmalarını ardından bakanlar tesisi gezerek incelemelerde bulundu. Kurdele kesimi yapıldı.
Yosundan jet yakıtı üretecek Avrupa'nın ilk biyorafinerisi olma özelliğini taşıyan tesis aynı zamanda Avrupa'nın ilk karbon negatif (hava temizleyici) biyorafinerisi olma özelliğini taşıyor. Dönmez ve Varank tesiste üretilen yakıtla mini bir jet motorunu çalıştırarak ilk testi yaptı.