EMİN ÇÖLAŞAN / HÜRRİYET
Ekranda ihbar... Savcılar nerede?
TÜRKİYE’de yozlaşmamış, magazin ve cıvıklıktan uzak, ulusalcı
çizgide yayın yapan az sayıda televizyon kuruluşu var.
Önde gelenleri Kanaltürk, BTV (Başkent Üniversitesi Televizyonu) ve
ART (Avrasya Televizyonu.) Bunlardan ilk ikisi kablo yayında yer
alıyor. Avrasya ise Digiturk ve çanak antenlerden izleniyor.
Kanaltürk iki gece üst üste, Fethullah Gülen’in geçmişteki sağ kolu
ve bir numarası olan Nurettin Veren’le yapılan uzun söyleşiyi
yayınladı. Bu söyleşilerin ikisi de Dünya Kupası maçlarına denk
geldi. Bence bir kez daha yayınlanmalıdır.
Veren bu uzun söyleşide, gündeme son derece çarpıcı iddialar
getirdi. Gülen cemaatinin aslında bir gizli örgüt olduğunu ısrarla
vurguladı ve şöyle dedi:
"Ben burada savcılara ihbarda bulunuyorum. Soruşturma başlatsınlar.
Beni de sanık veya tanık olarak dinlesinler. Ayrıca elimdeki bütün
belgeleri savcılığa vermeye hazırım."
Veren’e göre Fethullahçı kesimin elinde 10 milyar dolara yaklaşan
para var. Sadece para değil, başka güçler de var.
Örneğin Zaman Gazetesi, Samanyolu Televizyonu, Asya Bank, Işık
Sigorta onların. Bunların dışında pek çok şirkete, yüzlerce okul ve
dershaneye, üniversite ve hastaneye sahipler. Bu okul ve
dershanelerde milyonlarca öğrenciyi eğitip beyinlerini
yıkıyorlar.
***
Nurettin Veren bu işlerin içinden gelmişti ve bildiklerini
anlatıyordu. İhbar ediyor ve bunu açıkça söylüyordu.
Bunun da ötesinde Fethullah Gülen’i "CIA ve ABD’nin adamı olmakla"
suçluyor, anlattıklarının "www.nurettinveren.net" sitesinden
izlenmesini öneriyordu.
Benim gerçekten merak ettiğim bir konu var.
Fethullah Gülen niçin ABD’de yaşıyor? Papa ile görüştükten hemen
sonra niçin oraya gidip yerleşti? Niye yıllardır Türkiye’ye
gelmiyor veya gelemiyor?
Ortada maddi gücü milyarlarca dolara ulaşan bir cemaat var. Amacı
şu veya bu biçimde devletin tüm birimlerine kendi yetiştirdiği
elemanları yerleştirmek. Zamanında bunu Gülen de söylemişti.
Kaymakamlar, valiler, hákimler, savcılar, subaylar, polisler ve
diğerleri...
***
Gülen cemaatinin yurtdışında açmış olduğu okullar var. Toplam 91
ülkede 730 okul! Tamamında İngilizce eğitim veriliyor. Hepsi
paralı. Düşünün ki Vietnam, Tanzanya, Moğolistan gibi kuş uçmaz
kervan geçmez ülkelerde açılmış okullarda bin’den fazla Amerikan ve
İngiliz vatandaşı görev yapıyor. Nurettin Veren bu okulları
"ABD’nin atlama tahtası. ABD bu konuda Gülen’i kullanıyor" diye
tanımlıyor.
Ayrıca Türkiye’de yüzlerce okul ve dershane açtılar. Okullar
ilköğretimden, hatta yuvalardan başlıyor, lise ve üniversitelerle
devam ediyor. Fatih Üniversitesi onların.
Ülkemizdeki çarpık eğitim sistemi sonucunda bir milyondan fazla
öğrenci dershanelere gidiyor. Bunların FEM, Körfez, Maltepe, Sebat
gibi pek çoğu Gülen cemaatine ait. Nurettin Veren bu tabloyu "Kursa
giden her dört öğrenciden üçü onların eline düşüyor" diye
tanımlıyor.
Ayrıca Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Türkmenistan
gibi ülkelerde üniversite açtılar.
Televizyonlar, gazeteler, bankalar, sigorta şirketleri, okullar,
dershaneler, hastaneler, vakıf ve şirketler, üniversiteler...
Peki ama bu değirmenin suyu nereden geldi?
Bu paralar nasıl geldi, nasıl gidiyor? İşin başında kimler var? Bu
çark nasıl dönüyor? Parasal boyutu nedir? Paraları kim
sağlıyor?
Nurettin Veren ekranda doğru mu söylüyor, yalan mı? Kendisi dahil
ihbar ettiğine göre, çağırılıp ifade vermesi gerekmez mi?
***
Bu iddiaları araştırmak devletin görevidir. Eğer birisi çıkıp
bunları söylüyorsa, devletin ilgili kurumları kendisini çağırır ve
"anlat bakalım arkadaş, elindeki belgeleri de ver" deyip soruşturma
başlatır.
Bunu yapmakla kim yükümlüdür?
Savcılık, Maliye Bakanlığı ve öteki ilgili kurumlar.
Araştırsınlar, incelesinler ve sonucu kamuoyuna açıklasınlar. Hatta
Fethullah Gülen cemaatinin önderleri bu konuda kendileri başvuruda
bulunsun ve gerçekler ortaya çıksın.
Kanaltürk yönetimi, Nurettin Veren söyleşisini bir kez daha
yayınlasın. Devlet bu ihbarın üzerine gidip soruşturma başlatsın.
Veren doğru söylüyorsa gerçekler ortaya çıksın. Yalan söylüyorsa
onu da bilelim ve kendisini kınayalım.
Fethullah Gülen yandaşları da bunları söyleyen ve yazanların
ölmüşlerine bile ana avrat sövmeyi, ölümle tehdit etmeyi bıraksın.
"Müslümanlığa" hiç yakışmıyor.