Gazeteci-Yazar Ekrem Dumanlı köşe yazısında Fethullah Gülen ve Uganda Fahri Konsolosu arasında geçen konuşmadaki "ananas ve tespih" terimlerine açıklık getirdi. Dumanlı, "Şimdi de tesbihi diline doluyor birileri. O da şifreymiş. Evet, yüzlerce yıldır zikrullahın şifresidir o; villaların, katların, yatların değil" dedi.
Dumanlı Zaman Gazetesi'ndeki köşe yazısında gündemi değerlendirirken "Paralel maralel hikâye; bu ülke resmen "parti devleti' olmaya sürükleniyor. Partinin direktifleri doğrultusunda atanan ve icraat yapan bürokratlar yetmezmiş gibi, hazır ol vaziyetinde her gün manşet bekleyen medya türetiliyor" iddiasında bulundu. Dumanlı, "Görünen o ki "örgüt' telkini üzerinden yargıya baskı yapılacak ve belki uydurma davalar açılacak. Eski Ergenekonculardan alınan akıl ve taktikle bir yandan Camia sindirilmek istenecek öbür yandan da yolsuzluk ve rüşvet iddiaları örtbas edilecek" dedi. Dumanlı şöyle devam etti:
"Bir "ananas'tır tutturmuş gidiyorlardı. Meydanlarda, salonlarda bağıra çağıra konuşanlar ananasa esrarengiz manalar yüklemeye kalktı. Birileri bunun bilmem kaç kilo elmas olduğunu bile söyledi. Sanırsınız elmas manavda kilo kilo satılıyor. Aynaya bakıp konuşmanın, herkesi kendi gibi sanmanın, sıkıntısını yaşadı birileri. Ananasa mana veremeyince bu sefer de esrarengiz bir mecraya yaymak istediler. Şifre, kod gibi yakıştırmalar art arda sıralandı. Telefonda ananas diyen ve Uganda'da iş yapmak isteyen işadamlarına yardımcı olmak için çırpınan kişi ortaya çıktı, "Ben Uganda fahri konsolosuyum, bu ananas sadece ananastır; bundan mana çıkaranlar hata yapıyor.' dedi; lakin bir zümre yalan yanlış yorumlara devam etti.
Ananas palavrası birkaç gün önce çöktü ve kara propaganda
yapanların üzerine yıkıldı. Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü
Bülent Arınç, bir televizyona çıktı ve Uganda ile ilgili
hatıralarını paylaştı. İşadamlarıyla Uganda'ya gidişini ve o ülke
tüccarları ile iş bağlantısı yapıldığını, bunun da TUSKON
vasıtasıyla gerçekleştirildiğini ifade etti. Ve ekledi: "Ananası da
Uganda'yı da dile dolamayın'
Demek ki neymiş? Ananas gerçekten ananastır ve rafine de gerçekten
rafineridir. Türkiye'miz büyüsün diye kurulmuş sivil toplum
kuruluşları da büyük bir hizmet yapmaktadır. Hal bu kadar açık
olunca imalı ithamlarda bulunmak hem ayıptır hem günahtır; tabii
ayıp ve günah sizin için hâlâ bir mana ifade ediyorsa...
Şimdi de tesbihi diline doluyor birileri. O da şifreymiş. Evet,
yüzlerce yıldır zikrullahın şifresidir o; villaların, katların,
yatların değil..."
"HER GÜN BİRİSİ MİKROFONU KAPIYOR..."
Bugün öfke patlamasına maruz kalmış bazı kişilerin yarınları hesaba
hiç katmadıklarını öne süren Dumanlı, "O yüzden de ağzından çıkanı
kulağı duymuyor, yazdığını okumuyor, gelecek nesillerin tarih
huzurunda kendilerini nasıl yargılayacağına kafa yormuyor. Her gün
birileri türüyor, mikrofonu kaptığı gibi kendinden geçiyor,
ekranlarda boy gösteriyor, sanal âlemde hakaretamiz laflar
geveliyor. Ne yazık ki bugün öfke patlamasına maruz kalmış bazı
kişiler yarınları hesaba hiç katmıyor. O yüzden de ağzından çıkanı
kulağı duymuyor, yazdığını okumuyor, gelecek nesillerin tarih
huzurunda kendilerini nasıl yargılayacağına kafa yormuyor. Her gün
birileri türüyor, mikrofonu kaptığı gibi kendinden geçiyor,
ekranlarda boy gösteriyor, sanal âlemde hakaretamiz laflar
geveliyor" dedi.
"PARALEL DEVLETİ' BİR GÜN AİLENİZE
YÖNELTİRLER..."
Ekrem Dumanlı, düşünce farklılığını içine sindiremeyenlerin,
demokrasiden de insan haklarından da bahsedemeyeceklerini
belirterek, "Her farklı düşünceyi "ihanet, çete, paralel' gibi
yaftalamaya kalkışırsanız hem ülkeye zarar verirsiniz hem
kendinize. Ülkeye zarar verirsiniz; çünkü inşa ettiğiniz nefret
dili toplumda ayrışmalara, kutuplaşmalara neden olur. Kendinize
zarar verirsiniz; çünkü anlamsız suçlamaları (paralel devlet gibi)
bir gün birileri de size, ailenize, çekirdek kadronuza yöneltir.
Devlet denen aygıtı hor kullanıp hukukun üstünlüğünü ayaklar altına
alırsanız adalet biter zulüm başlar. Ve her zulüm gelir bir gün
zalimi vurur" görüşünü savundu. (ANKA)