puhutv'nin ilk orjinal dizisi Fi'nin ateşli çiftini canlandıran Sereney Sarıkaya ve Mehmet Günsür, Hürriyet Gazetesi'nden Hakan Gence'nin sorularını yanıtladılar. Sarıkaya ve Günsür, hayat verdikleri karakterleri içşn 'sevgi pıtırcıkları' tanımlamasını yaptılar.
Hakan GENCE / HÜRRİYET
Fotoğraflar: Muhsin AKGÜN
Ekranın en ateşli çiftini canlandırıyorlar ama kendilerini böyle tanımlıyorlar: Biz sevgi pıtırcıklarıyız
Biri, Türkiye’nin en havalı kadınlarından... Yeteneği ve güzelliğiyle ekranda adeta parlıyor. Diğeri, hem sinemanın hem de televizyonun aranan yüzü. Yakışıklı, seksi, cool... Serenay Sarıkaya ve Mehmet Günsür’le dizileri ‘Fi’ için buluştuk. Hayat hikâyelerini, dünyaya bakışlarını ve aşk hayatlarını konuştuk.
Bir anda ekranın en ateşli çifti oldunuz. Aranızdaki
elektrik izleyeni çarpıyor. Önceden tanışıyor
muydunuz?
Serenay Sarıkaya: Birkaç defa karşılaşmıştık
ama ilk defa birlikte çalışıyoruz. Ofiste de (menajerlik ofisi, ID
İletişim) Mehmet’in adını çok duyuyordum. Bana hep “Sen onun kadın
versiyonusun, o senin erkek versiyonun” derlerdi. Bir araya gelince
ortaya nasıl bir şey çıkacak diye çok merak ediyorduk.
Nasıl bir şey çıktı sizce?
Serenay Sarıkaya: Gerçekten sete girdiğimiz an
enerjilerimiz aynı noktada buluştu. Biz setin sevgi
pıtırcıklarıyız. Sabahları sete büyük bir neşeyle gelip herkesi
öpüp kucaklayıp güzel enerjiler verip işe öyle başlıyoruz.
‘Fi’, dijital bir platformda yayımlanan ilk dizilerden
biri. İnternet dizileri izleyiciye neler sağlayacak?
Serenay Sarıkaya: Daha özgün, çeşitlilik
anlamında daha zengin işler görebileceğiz. Herkese bir umut
kapısı...Zeki olmak zorundasın◊ Bir bölüm 170 dakika değil de 60
dakika olduğunda neler değişiyor?
Mehmet Günsür: Zeki olmak zorundasın. Bir
şeyi en iyi şekilde anlatmak için sadece bir sahnelik şansın var.
Yazan en iyi şekilde yazmak, oynayan en iyi şekilde oynamak ve
çeken en iyi şekilde çekmek zorunda.
Sevişme sahneleriniz çok konuşuluyor. Bu durum size ne
hissettiriyor?
Serenay Sarıkaya: Duru ve Deniz, iki sevgili.
Hikâyede çatışmalarını da yakınlaşmalarını da görüyoruz. O sahneler
‘Fi’nin tamamını oluşturmuyor, biz bambaşka bir hikâye anlatıyoruz.
Zaten ‘Fi’yi takip edenler de bunun farkında.
Mehmet Günsür: Ne yazık ki bu, ülkemizde
tabular arasında birinci sırada. Bu durumun ancak eğitimle
aşılabileceğini düşünüyorum.
Röportajın devamını BURADAN okuyanbilirsiniz.