'Eğer o hırsızsa, ben de hırsızım, adam gibi adamdır'

Ünlü türkücü, Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.

Google Haberlere Abone ol
'Eğer o hırsızsa, ben de hırsızım, adam gibi adamdır'

Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses, uğradığı silahlı saldırından sonra 'Artık öldü' diyenlere yedi yıl sonra Posta’dan seslendi: “Bunu bana Allah yaptı. Bana verdiği bir cezadır bu, ama bu cezayı alacak. Kimse sevinmesin. Bunu bitirecek. Günü var bekleyin, sabredin.”



İşte, İbrahim Tatlıses'in Alev Gürsoy Cimin ile yaptığı röportajdan satır başları:



* Zirvedeyken herkes yanımdaydı ama o zaman peşimde fır fır dönenlerin çoğu şimdi fırıldak olmuş, yoklar. Merakım şu; yedi yıldır piyasada yokum diye mi bunlar? İnsan bir düşmeye görsün…



* Düşmedim, hâlâ dimdik ayaktayım ve kimse unutmasın, yine zirvedeyim. Sadece insanların ikiyüzlü oluşuna, çıkarcılığına küskünüm. Yaptığım iyilikler uçtu gitti, ne balık bildi ne alık!



* Sesim sadece bir süreliğine gitti. O ses geri gelecek. Sesimde bir şey yok. Şimdi ufak tefek birkaç işim var. Onları halledeyim yine şarkılarımı, türkülerimi söyleyeceğim. Ben yine aynı İbrahim Tatlıses’im, sevenlerim üzülmesin. Yine olacak, illa olacak. Kimse sevinmesin, böbürlenmesin. Ya olacak, ya olacak!



* Bana soruyorlar “Sol tarafını hissediyor musun” diye. Niye hissetmeyeyim? En çok bu soruya üzülüyorum. Kardeşim ben her şeyi hissediyorum. Düşmüş muamelesi yapmayın! Allah’ın bana verdiği bir cezadır bu, ama bu cezayı alacak. Bunun bir günü var bekleyin, sabredin. Ben sabrediyorum. Beni özleyenlere bir daha dönmek istiyorum.



* İbo Show’a çıkıp oturacağım, sanatçılar gelecek sohbet muhabbet edeceğiz. Onlar söyleyecek, arada bir şarkı da ben patlatacağım. İbo Show’u çekmek istiyorum. İnsanlar, “Karşımıza otur, yeter” diyor. Gölgem yetiyor onlara.



 * Hiç maddi sıkıntım yok. Seyrantepe’de bir yerim var, satsam 35-40 milyon dolar eder. Otelimiz, evlerimiz var, daha ne olsun? En önemlisi de annem, kardeşlerim, çocuklarım, torunlarım...



* Elif konusunda epey şanslıyım. Ayşegül Hanım inanılmaz özverili. Çocuğumun babasızlık hissine kapılmaması için her şeyi yapıyor, o da ben de. Elif’imin psikolojisine bakıyorum, başka çocukların babasına bakıyor, üzülüyor. İstemiyorum böyle büyüsün. Onun için Ayşegül Hanım ile tekrar evleneyim dedim.



* Reza’yı çok severim, hem de evladım gibi. Bana çok güzellikleri, iyilikleri var. Benim ona yok mu? Var. Benim ona ağabeyliğim, babalığım var. Çocuğunu Reza’ya götürmesi normal değil mi? Kendi de gitmedi, gidebilirdi. Nihayetinde çocuğunun babası, nihayetinde eşi. Erkek olarak ben olsam kadının çocuğunu götürürüm. İstersem yakalanayım, beni de hapse atsınlar, nedir yani. Onun için kırıldığımı söyledim, yoksa Reza’nın hanımı kardeşimizdir. Onun sevdiği insana saygı duyarız.



* Ebru Hanım’ın çalışmaya ihtiyacı yok ki. Yani eşi cezaevindeyken sen burada sahnelere çık... Bana doğru gelmiyor. Yoksa acayip iyi bir sestir, severim. Her zaman söylerim üç kişi dinlerim diye; Sibel Can, Ebru Gündeş, Muazzez Abacı. Bunlar önemli seslerdir. 17-25 Aralık olaylarında dedim ki Reza için, “Eğer o hırsızsa, ben de hırsızım.” Yine derim. Hırsız değil, adam gibi adamdır.



Röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin