Bu yıl Cumhuriyet'in 100. yılı. Cumhuriyeti'nin varlığı, resmi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 29 Ekim tarihinde ilan edildi. Türk milleti için bu denli önemli olan bu özel güne dair ayrıntıları Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı anlattı.
Kafa Tv'nin 29 Ekim Özel programının konuğu olan Ortaylı, Cumhuriyet ilan edilmeden bir gün önce yaşananları da tek tek açıkladı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet Bayramı'nı ilan ettiği 29 Ekim'den bir önceki gün söylediği "Efendiler! Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" sözünün yaşandığı gece Çankaya'da son bir akşam yenildiğini anlatan Ortaylı o gece yaşananları şöyle anlattı:
KİMSE İTİRAZ ETMİYOR
'Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim akşamında orada oturanlara 'Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz' diyor. Oradaki kimse itiraz etmiyor. Daha Ankara'ya gelirken Haymana'yı geçtikten sonra şehre gireceklerken daha orada yazıyor. Dinlenme sırasında defteri çıkart yaz diyor. 'Devletin şekli Cumhuriyettir' diyor. Bu kadar enteresan.''
ATATÜRK'E DESTEK OLANLAR
28 Ekim akşamına gelene kadar Cumhuriyet fikrini benimsemiş olan isimleri açıklayan İlber Ortaylı, 'En başta İsmet İnönü vardır. İkincisi yapı bakımından onun kadar bu işlere açık olmamakla birlikte Fevzi Paşa'dır. Kazım Karabekir Paşa'nın Cumhuriyet idealine bizatihi çok karşı olduğunu zannetmiyoruz. Sonra Tunalı Hilmi Bey var Cumhuriyetçidir. Ondan sonra Ahmet Ağaoğlu vardır. Çok önemli bu isimler. Cumhuriyetle problemi olmayan ilerideki muhalif duruşlarını buraya saymayalım.
Mesela Celal Bayar DP'yi kurdu ve CHP'nin muarızı oldu sonradan ama Celal Bey Paşa'yı takip ediyor diyor yani o onun yolu cumhuriyetçi o. Nereden cumhuriyetçiliği, sırf Mustafa Kemal Paşa'ya olan hayranlığı değil onu sonradan iyi tanımış Celal Bayar, Talat Paşa'nın adamıdır. İttihat Terakki Fırkası içinde Talat Bey'in ve Talat Paşa sonra cumhuriyetçi olduğu sır değildir bilinir.
Enver Paşa hilafetçi. Belki de halife kendi olmak isteyecekti ülküsü tahakkuk etseydi, onlar ikisi ayrıdır' diye konuştu.
''CUMHURİYET ARAPÇA BİR KELİME DEĞİLDİR''
'Cumhuriyet' kelimesiyle de ilgili açıklama yapan Ortaylı; 'Cumhuriyet kök itibariyle Arapça'dır ama Arapça bir kelime değildir. Onlardan önce Türkler bu kavramı icat ettiler yani çekim yaparak' dedi.
'Milli Mücadele'nin ilk beşlisinin yollarını ayırdığı doğru mudur?' sorusuna ise Ortaylı; 'Cumhuriyet kararının ilk beşlisinin yollarını ayırdığı onu pek söylemem çünkü cumhuriyete saltanatı kendi çanak tuttu. Hilafet noktasına ve kavramına gelince iş değişir orada. Maalesef beş arkadaş, yahut üç arkadaş hatta, birbirinden biraz soğudu. Bu açık. Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa ve Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa. Rauf Bey de tabii öyle alışılmış bir portre değil.
ATATÜRK OLMASAYDI İSTANBUL, İZMİR, BURSA OLMAZDI
Bunlarla zaten başında da çekişmeler var, uyuşmazlıklar var. Ben size açık söyleyeyim. Yani Mustafa Kemal Paşa'nın askeri stratejisiyle de var. O olmasa oradaki hiçbir takım o stratejiyi çizmez. Yaparlar yine; Anadolu vatanının birçok yerlerini kurtarırlar. Ama o İzmir olmaz. Bursa Olmaz. İstanbul olmazdı...' diyerek yanıt verdi.
İlber Ortaylı, '28 Ekim 1923 Türkiye'si Cumhuriyet ilanından bir gün önce nasıl bir halk vardı?' sorusuna ise; 'Türkiye Cumhuriyeti'nin halkı monarkları sever. Bugün de sever. Yani bugün de insanlar Fatih'i sever Beyazıd'ı sever. Yavuz Sultan Selim'i, Kanuni'yi severler ama hiç kimse monarşiyi istemez' dedi.
Cumhuriyet fikrini halkın nasıl karşıladığını açıklayan Ortaylı, 'Bunun çok güllük gülistanlık karşılanacağını, her yerde anında şenliklerle kutlanacağını falan düşünmüyorlardı herhalde. Öyle bir şeye gerekçe yok yani.' dedi.
''ŞUNU BİLMEK ZORUNDAYIZ''
Cumhuriyet'in 100. yılına özel açıklama yapan Ortaylı, 'Şunu bilmek zorundayız. Bu 100 yıl çok değişik bir 100 yıl. Türklerin çok hızlı bir yüzyılı. Büyük sorunların yaşandığı, o büyük sorunların da çok ustaca atlatıldığı bir çağ. Yani ortalığı kanlar götürürdü, kan gövdeyi götürürdü, buna 1960 sonrası dahil. Hiçbiri olmadı çünkü belirli bir elit anlaşmayı, uzlaşmayı bildi. İnsanlar işleri güçleriyle uğraşmayı bildi ve Türkiye Cumhuriyeti ebedi inatçılık değil, ebedi uzlaşmacılıkların, tavizin Cumhuriyeti oldu.' dedi.