Gazeteci Barış Yarkadaş, bugünkü köşe yazısında çok önemli bir konuya dikkat çekiyor. Türkiye'deki eczacılık sisteminin ciddi şekilde bir ekonomik krizin içinde olduğunu vurgulayan Yarkadaş, "Eczane sahibi 28 bin 700 kişi sürekli kredi çekerek işletmesini ayakta tutuyor" diye yazdı ve ekledi: "Türkiye’nin büyük bir ilaç krizinin içine düşmesi kaçınılmaz görünüyor"
Korkusuz gazetesi yazarı Barış Yarkadaş'ın dikkat çeken yazısı şöyle;
"Eczacı dostumun anlattıklarına göre, eczane sahibi 28.700 kişi, sürekli kredi çekerek işletmelerini ayakta tutuyor. Bunun sebebi ise sistemin yanlış kurgulanmış olması…
Gelin sözü eczacı dostumuza bırakalım ve ortaya koyduğu tabloya yakından bakalım:
“Ülkemizde kar marjını devletin belirlediği nadir mesleklerden biridir eczacılık. Kamu kurumu da değiliz, ticari işletme de… Yarı kamu yarı özel bir yapıya sahip kurumlarız. Eczacılığı bu yüzden sıradan bir ticari yapı gibi nitelemek doğru olmaz. Çünkü işin içinde sonuçta halk sağlığı var. Bu yüzden stratejik bir mesleğe sahibiz. Ve mesleğimiz artık tehlike içinde. İçinde bulunduğumuz koşullar yüzünden mesleğimizi yapamayacak hale geldik. Aslında çok şey istemiyoruz. Kamuoyu bizi sürekli zam yapmak isteyen kişiler olarak görüyor. Halbuki ilaca zam yapıldıkça bizim karlarımız düşüyor. Evet, saçma ama gerçek bu…”
“HALKIN SAĞLIĞI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Eczacı dostumuz, bu ilginç gerçeğin sebebini ise şöyle anlatıyor:
“Biz eczacılar, maddi bir kaygı duymadan mesleğimizi yapabilmek istiyoruz. Ülkemiz bir buhrandan geçiyor. Biz ise bu dönemde halk sağlığının önemine dikkat çekmek istiyoruz. Herkes bizim çok para kazandığımızı düşünüyor. Oysa ki; bu gerçek değil. İlaca zam yapılması, bizim para kazanmamız anlamına gelmiyor. İlaca zam yapılırken, İlaç Fiyat Kararnamesi (İFK) düzenlenmemesi bizleri batağa doğru çekiyor. Zammı isteyen eczacılar değil, ilaç firmalarıdır.
Eczacılıkta ilaç fiyatları 5 kademeye ayrılır ve karlılık buna göre düzenlenir. 1, 2 ve 3. kademede kar marjı yüksek, 4 ve 5’te ise kar marjı yüzde 8’e kadar düşer. Son düzenlemede 4 ve 5. kademede karlılık 1 puan artırıldı. Diğer kademeler ise daha az bir oranda tutuldu. Bu yüzden fiyat arttıkça, karlılık düşmektedir. Zaten ana sıkıntı da buradadır. Önemli olan baremin yükseltilmesidir. İlaca zam geliyor ama bu bizde ters etki yaratıyor. Ciro arttıkça karımız düşüyor.”
Devam edelim…
“Halkımız da yanlış biliyor”
Eczane sahibi dostumuz, bu sorunun kamuoyuna iyi anlatılamamış olmasının eczacı ile hasta arasındaki ilişkiyi zedelediğini belirtiyor. Eczacıların sürekli zam istediği yönünde bir düşünce oluştuğunu belirten dostumuz, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bir eczacının en büyük alıcısı sosyal güvenlik kurumlarıdır. Sosyal güvenlik kurumlarının alımlarında net kar yüzde 15’lere kadar düşüyor. Cirodaki pahalı kalemler artınca eczacının karı da düşüyor. Son dönemlerde artan, kira, elektrik, personel giderleri, vergiler ve diğer harcamaları göz önüne alırsak, eczacıların para kazanamadığı anlaşılacaktır. Birçok eczanenin sahibi tam anlamıyla kredi sarmalının içine düştü. Para kazanamayan onlarca eczane adeta amme hizmeti veriyor. Biz şu an batışımızı öteliyoruz sadece. Ancak buna ne kadar dayanabiliriz bilmiyorum. Bu durum karşısında önlem alınmadığı takdirde ilaç tedariğinin başat faktörü olan eczaneler tek tek batacaktır. Bu da tüm ilaçların, ilaç kartellerinin insafına terk edilmesi anlamına gelir. Kartel, mahallede deftere yazdırıp parasını sonra verme anlayışını ortadan kaldırır. Halk, kartelin kucağına düşer.”
ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ
Eczacı dostumuzun anlattıkları özetle bunlar…
Vitrinleri ışıl ışıl parlayan eczaneler meğer kan ağlıyormuş…
Burada dile getirilen sorun bireysel değil; yaklaşık 28.700 eczane sahibi ile 100 bine yaklaşan emekçinin ortak derdi…
Umarım ilgili kurumlar, eczane sahiplerinin isyanına kulak verir ve sorunu bir an önce çözerler… Aksi takdirde, Türkiye’nin büyük bir ilaç krizinin içine düşmesi kaçınılmaz görünüyor."