Türk Eczacıları Birliği ve İstanbul, Ankara, İzmir'in de arasında bulunduğu 54 bölge eczacı odası; bugün Ankara’da Türk Eczacıları Birliği Binası önünde, ekonomik sorunlar nedeniyle kapanma tehlikesi yaşayan eczanelerin içinde bulundukları zorlukları anlatmak ve Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı ek ödeme yönetmeliğine tepki göstermek için 16 Ekim’de miting yapacağını duyurdu.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) yöneticileri TEB önünde “Dur De” "Tükeniyoruz" pankartı açarak mesaj verdi. TEB Başkanı Arman Üney basın açıklamasında şunları söyledi:
“Bizler, Türk Eczacıları Birliği, Türkiye’deki tüm eczacı odalarımız, 46 bini aşkın meslektaşımız, 80 bini aşkın eczane çalışanlarımız ve eczacılık fakültelerinde okuyan genç meslektaşlarımızla birlikte, ülkemizin dört bir yanında, ilaç eczacılık hizmetlerinin sürdürülmesi, toplumun doğru, etkin ve güvenilir ilaca erişimi ve toplum sağlığının korunması için büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Bizler ülkemizin en ücra köşelerinde, köylerinde, mahallelerinde tek bir hastamız bile ilaçsız kalmasın diye eczacılık mesleğini yaşadığımız her türlü zorluğa rağmen onurlu bir şekilde sürdürmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
Biz Eczacılar; COVİD 19 pandemisi döneminde canımız pahasına halkımıza sağlık hizmeti sunmayı görev bildik. Yeri geldi maskeleri halkımıza bedelsiz ulaştırdık, yeri geldi aşıların temin sürecinde Bakanlığımıza destek olduk. Eczanelerimizde, hastanelerde ve diğer görev alanlarımızda, ilaç eczacılık hizmetlerinin kesintisiz sürmesi için 7/24 canla başla çalıştık. Maalesef bu süreçte çok büyük kayıplarımız da oldu. Pandemi döneminde o çetin sağlık mücadelesinde 77 meslektaşımızı, 24 eczane teknisyenimizi, 2 eczacı odasıçalışanımızı görevleri başında kaybettik. Pandemi sırasında kaybettiğimiz meslektaşlarımız, bu onurlu mücadelenin kahramanlarıdır. Her birini saygı minnet, rahmet ve özlemle bir kere daha anıyoruz.
Bütün bu özverili çabalarımıza rağmen; görev ve üstlendikleri sorumluluklar itibari ile üzerlerine titrenmesi ve korunması gereken eczacıların adeta kaderlerine terk edildiği günleri yaşıyoruz. Bu ülkeye kattığımız değer görülmek istenmedi, eczacıya hak ettiği değer verilmedi. Eczacılar yok sayıldı. Birinci basamak sağlık hizmet danışmanı ve halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak açık bir şekilde ifade ettiğimiz taleplerimize karşılık bulamıyoruz; hak ettiğimiz değeri göremiyoruz! 25 Eylül tüm dünyada Dünya Eczacılar Günü olarak her yıl farklı bir tema ile kutlanıyor. Uluslararası Eczacılık Federasyonu bu yılın temasınışu şekilde belirledi: ‘Daha sağlıklı bir dünya için eylemde birleşmiş bir eczacılık’. Bizler ülkemizde bu sene bugünü belki bayram havasında kutlayamıyoruz ama tam da temasına uygun bir şekilde mesleğimize sahip çıkıyoruz. Çünkü mesleğimiz ekonomik bir tehdit altında. Bugün en temel işletme giderlerimizi dahi karşılayamadan, ecza depolarına olan borçlarımızı kredi borçlarıyla kapatarak ayakta durmaya çalışıyoruz.
Onun için ‘şimdilik’ kaydıyla açığız diyoruz. Çünkü yarın, ne olacağını biz de bilmiyoruz. İşte bu nedenle biz eczacılar, artık eczacılığı baremler arasına sıkıştıran sisteme dur diyoruz! Hastalarımızın ilaca erişim hakkının önündeki engellerin bir an önce kaldırılması için artık kalıcıönlemlerin alınması gerekiyor.
İşte bu nedenle biz eczacılar hem meslektaşlarımızı hem de hastalarımızı mağdur eden ilaç yokluklarına dur diyoruz! Bugün hastalarımıza fiyat farkıçıkarmayan ilaç neredeyse kalmadı. Fiyat farkları her geçen gün katlanarak artıyor. İşte bu nedenle biz eczacılar, hastalarımızın cebini yakan yüksek fiyat farklarına dur diyoruz!
Stratejik personel olarak hizmet veren kamu eczacılarımızı hiçe sayan, hakkaniyet ilkesini çiğneyen ve çalışma barışını bozan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’ni kabul etmiyoruz. İşte bu nedenle biz eczacılar, kamudaki meslektaşlarımızın emeklerinin hiçe sayılmasına dur diyoruz! Plansız bir şekilde alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun olarak açılan eczacılık fakültelerine ihtiyacımız olmadığını defalarca dile getirdik. YÖK’e defalarca çağrı yaptık. İşte bu nedenle, biz eczacılar, uluslararası standartlarda kaliteli bir eczacılık eğitimi için ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmasına dur diyoruz!
Eczacıların ve eczanelerin yaygınlığını, kolay erişilebilirliğini, yetkinliklerinden doğan güçlerini pek çok gelişmişülkede olduğu gibi daha sağlıklı bir toplum için yeniden yapılandıralım istedik. Sağlık hizmetinin kalitesini ve etkinliğini arttıracak projelerimizi defalarca sağlık otoritelerine sunduk. Ama maalesef hep görmezden gelindi. Bizler, kronik hastalık takibi, aşılama hizmetleri gibi pek çok hizmet ile sağlık sisteminin gelişmesine katkı sağlayacak bir modelin başlatılmasını ve eczacılara bu hizmetlerin karşılığında meslek hakkının verilmesini istiyoruz. İşte bu nedenle, biz eczacılar mesleğimize yapılan haksızlıklara dur diyoruz! Bir meslek, ona sahip çıkma sorumluluğunu duyan mensupları sayesinde ayakta kalır ve geleceğe taşınır. Bugün de eczacılar olarak hep birlikte bir hak arama mücadelesinin içindeyiz. Bu mücadeleyi, hak ettiğimiz değeri alana kadar sürdürmeye de kararlıyız.
Bizler, mesleğimizi dürüstlük ve şerefle yapacağımıza yemin ederek mezun olduk. Ve şimdi bu yeminin gereğini yerine getirmek için meydanlardayız. Artık eylem zamanı! Bizler, 16 Ekim Pazar günü tüm meslektaşlarımızla, eczane çalışanlarımızla, eczacılık fakültelerinde okuyan genç meslektaşlarımızla ve ailelerimizle birlikte, beyaz önlüklerimizle büyük eczacı mitinginde olacağız. Artık eczacılık mesleği için ayaktayız! Artık hastalarımız için ayaktayız! Geleceğe onurlu bir meslek bırakmak için ayaktayız! Artık sesimizi duymazdan gelenlere bütün meslektaşlarımızla birlikte tek ses, tek yürek seslenmek için meydanlardayız! Şimdi zaman, hak arama zamanı! Şimdi zaman sesimizi duymayanlara duyurma zamanıŞimdi zaman tüm yaşanan haksızlıklara dur deme zamanı! İlaç yokluklarına, ilaç fiyat farklarına, kontrolsüz açılan fakültelere, eczanelerdeki ekonomik çıkmaza, kamu eczacılarının hak kayıplarına, eczacıların yok sayılmasına, eczacılık mesleğinin değersizleştirilmesine 16 Ekim Pazar günü hep birlikte çok güçlü bir şekilde dur diyeceğiz!”