Economist dergisi, üst düzey yetkililerinin "şifreli uyarılar" ile Türkiye'nin "ya batacak ya çıkacak" bir sınav ile karşı karşıya bulunduğunu, yargı bağımsızlığının zedelemesi durumunda AB'nin üyelik müzakerelerini askıya alabileceğini söylediklerini belirttiği yorumunda "Türkiye'nin şimdi Batı ile "sıfır sorun' stratejisine ihtiyacı var" görüşünü de yansıttı.
Türkiye'de yaşanan "güç mücadelesi"nin ülkenin AB'ye katılma umudunu daha da azaldığı düşünülüyor. Economist dergisinin "üst düzey yetkililer"e atfen Türkiye'de yargı bağımsızlığının zedelemesi durumda AB'nin üyelik müzakerelerini askıya alabileceğini savunduğu yoruma göre "Türkiye'nin şimdi Batı ile "sıfır sorun' stratejisine ihtiyacı var."
İngiliz Economist dergisi,"Charlemagne" köşesinde Türkiye'de olup bitenlerin karşısında Türkiye'nin AB sürecine ilişkin uyarılarda bulunuyor.
"Başka bir dönemde belki şimdiden Ankara ve İstanbul sokaklarında tankları görürdük" sözleriyle başlatılan yorumda "Generallerin kışlalarda kalması ve birçokları cezaevinde olması demokratik ilerlemenin bir işaretidir" olarak değerlendirirse de güçlü büyüme ve siyasi reform yıllarının ardından Türkiye'nin "geriye kaydığı", Başbakan Erdoğan'ın "otoriterleştiği" savunuluyor.
"İÇ DÜŞMANI YOK ETMEYE ÇALIŞIRKEN ÜYELİK ŞANSINI
BATIRABİLİR"
Yolsuzluk soruşturması ardından Erdoğan'ın "cezaevine gönderdiği
generallere açılımlar yaptığı" görüşünü öne süren dergi, polis ve
yargıda yapılan görev değişikliklerine dikkat çektikten sonra
"Ancak Sayın Erdoğan'ın iç düşmanı yok etmeye çalışırken
Türkiye'nin AB'ye girme şanşını batırması riski var" uyarısını
yapıyor. Yorumda şöyle deniliyor:
"Üst düzey yetkililer, şifreli uyarılar ile Türkiye'nin hayati
bir sınav ile karşı karşıya bulunduğunu söylüyorlar. Yani, eğer
Sayın Erdoğan'ın yasal değişiklikleri, yargı bağımsızlığını ciddi
biçimde zedelerse, AB müzakereleri askıya alabilir. Kopenhag
kriterleri, adayların "demokrasi, hukuk üstünlüğünü, insan
haklarını ve azınlıklara saygı güvence altına alan istikrarlı
kurumlarının' olmasını gerektiriyor. Avrupa Birliği bürokratları,
askıya alınmanın "en dramatik yanıt' olmayı sürdürdüğünü
vurguluyorlar. Belki Sayın Erdoğan yeni yasayı geri çeker veya
değiştirir; belki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onu reddeder."
"PIRILTI YOK OLDU"
Economist, Erdoğan'ın bir süre öncesine kadar komşular ile "sıfır
sorun" politikasını izlediğini, Arap Baharı'nın patlak verdiğinde
Türkiye'nin bir "model" olarak övüldüğünü, ancak Gezi gösterilerine
sert bastırılması, Suriye'deki iç savaşın yoğunlaşması ve Mısır'da
ordunun yönetime el koymasının ardından "neo Osmancılık"
politikasının çökmesi üzerine "pırıltı"nın yok olduğunu, ABD ile
ilişkilerin gerginleştiğini kaydetti.
"BATI İLE "SIFIR SORUN' POLİTİKASINA İHTİYAÇ
VAR"
Bu bağlamda yorumda Alman Marshall Fonu'ndan İan Lesser'in "Türkiye
şimdi Batı ile bir "sıfır sorun' politikasına ihtiyacı var. Ancak
son kargaşa, bunu zorlaştırıyor" değerlendirmesi de
aktarılıyor.
Economist yorumuna son verirken Türkiye için "net bir üyelik yolu"nun bulunmamasının AB'nin Türkiye'yi etkileme kabiliyetini zayıflattığı vurgulanıyor.
Bunun sonucunda da Avrupa'nın "devlet organlarına sızan" bir camia ile "giderek daha hoşgörüsüz" olan bir Başbakan arasındaki "kavga"yı çözme durumunda olmadığının altını çizen Economist, AB'nin belki yargı ve temel hakları ile ilgili 23. ve 24. Başlıkları açarak yardımcı olabileceğini ekledi.(ANKA)