Enkaz altındaki kızının elini tutan bir babanın fotoğrafını ekrana veren Üner, "İşte bizim bu fotoğrafa borcumuz...." dedi ve şu sözleri kullandı...
İnsan hiç başkası adına nefes almak ister mi? Şu an alsam keşke. Hayatta kalanların aldığı her fazladan nefes, göçük altında kalanlara gitse keşke... Bu dakikadan itibaren birimiz hepimiz hepimiz birimiz için çünkü bu faciayla gördük ki birimiz nefes alamıyorsa hiçbirimiz nefes alamıyor. Birimiz o enkazın altında uyuyamıyorsa hepimiz uyumaya utanıyor.
Hepimiz nefesimizi tuttuk mucize haberi bekliyoruz. Bir bebek, kışın ortasında 40 saat sonra sağ çıkabiliyorsa bu mucizedir. O insanlar beton altında hayata tutunuyorsa bu mucizedir. O zaman da bizim de dışardakiler olarak onlara borcumuz mucizeyi gerçekleştirmek. Nedir o? siyasi, ideolojik bütün bagajlarımızdan, angajmanlarımızdan sıyrılıp bir bütün olarak ortak hareket etmek. Onlar için elimizden ne geliyorsa yapmak.
En önemlisi de Aziz Nesin'in dediği gibi aynı kağıdın ön ve arka yüzleri gibiydik sonsuza dek beraber ama hiç bir zaman birbirlerini görmeyen...
Bugüne kadar bu böyleydi. Bu bir milat olsun birbirimizi görelim. Birbirimizin yüzüne bakalım ki devamında hep baraber yüzleşelim. Bu yüzleşmeyi o enkazın altın kalan her bir nefese ve hayata teker teker borçluyuz. İşte bizim bu fotoğrafa borcumuz.... Önce göçük altındakilerin ve onları sabırla bekleyen ailelerin sonra birbirimizin elinden tutup, 85 milyon tek yürek bu enkazın altından kalkmak işte bizim bu fotoğrafa borcumuz.