Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin, muhaliflere uyguladığı sistematik işkencenin kanıtlarının dünya kamuoyuyla paylaşılmasına aracılık eden İngiliz Carter-Ruck hukuk bürosunun ortaklarından Cameron Doley, Milliyet’ten Nevsal Elevli'ye konuştu.
Doley, saygın hukukçular, adli tıp ve fotoğrafçılık alanlarından çok sayıda uzmanın iki hafta süren incelemesi sonucunda ortaya çıkan bulgulara göre “fotoğraflar gerçek, işkence sabit” dedi.
Suriye’deki işkencelere ilişkin fotoğraf ve görüntülerin doğruluğunu teyit eden İngiliz Carter-Ruck hukuk bürosuyla ilgili birçok soru işareti akıllara gelmişti. Rusya Dışişleri Bakanı Segey Lavrov, “Rejim aleyhine olan raporlar hep Londra’da iki üç kişinin çalıştığı bir yerden çıkıyor” diyerek hukuk şirketini işaret etmişti. Bu sorulara yanıt bulmak için Cameron Doley ile Londra’daki ofisinde görüştük.
Büronuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Ne tür davalara bakıyorsunuz?
Uluslararası çok fazla iş yapmamıza rağmen sadece Londra’da ofislerimiz var. 30 yılı aşan bir geçmişimiz var. Avrupa mahkemelerinde, Lüksemburg’da ve Birleşmiş Milletler (BM) için de çalışmalarımız oluyor. İşimizin çoğu medyaya karşı açtığımız davalar. İngiltere’de medyaya karşı en çok yasal işlem yapan firma biziz. Ünümüz de buradan geliyor.
Müşterilerinizi seçiyor musunuz, belirli kriterleriniz var mı?
Bizi isteyen herkesle çalışırız. Sosyalist, sağcı, Müslüman, Hıristiyan, laik, kim isterse çalışırız. Hiçbir siyasi parti ya da grupla bağlantımız yok. Ancak aşırı uçlarla, aşırı sağcı, aşırı solcu, aşırı İslamcı ırkçı partiler, terörist olduğu tespit edilen kişiler adına hareket etmiyoruz. Örneğin Kuzey Kore gibi kendi vatandaşına eziyet eden bir ülke adına hareket etmeyiz.
‘KATARLI ORTAK YOK’
Şirketinizin Katarlı ortak ya da hisse sahibi var mı?
Hayır, Katar’lı ortak ya da hisse sahibi yok. Bütün ortaklarım İngiliz.
Esad’ın işkence fotoğraflarının arkasında Katar mı vardı?
Hayır, yoktu. Fotoğrafları getiren kişi (Sezar kod isimli)
Katar’dan yardım istedi; kaynaklarından faydalanmak istedi. Katar
bunu kendisi yapmak istemedi ve araştırma işini bize verdi. Katar
“Biz bunu yapmak istemiyoruz. Bir hafta sonra fotoğrafların sahte
olduğu çıkarsa komik duruma düşeriz, avukatlarımızın bunu
araştırmasına izin vermelisiniz, onlar araştırsınlar, sizinle de
mülakat yapsınlar ve fotoğraflarda bilimsel araştırma yapılsın”
deyip bize havale ettiler.
Fotoğrafların yayınlanma zamanı biraz manidar değil miydi, Cenevre
konferansından bir gün önce ?
Araştırma Cenevre konferansından bir gün önce tamamlandı. İki hafta
önce raporu hazırlayıp bekletmedik yani. Raporu elimize aldığımız
gün açıkladık.
Katar mı ödedi masrafları? Fotoğraflar için Sezar’a para verildi mi?
Fotoğraflar için Katar kaynağa para ödemedi. Ama bize, araştırma ekibi için masrafları ödedi. Biliyorsunuz bu işler parasız olmaz.
‘AA’YA BİZ VERMEDİK’
Siz Sezar ile tanıştınız mı?
Şahsen tanışmadım. Uzman ekip tanıştı ve mülakat yaptı.
BBC muhabiri fotoğraflara inanmadığını söyledi ve neden fotoğrafları Katar’a götürdüğünü sorguladı...
Katar, Suriye konusuna daha sempatik yaklaşıyor. Siz olsanız
Doha’ya mı yoksa Tahran’a mı gidersiniz. Kaynağın Doha’ya
gitmesinin nedeni davaya sempatik bakmaları ve Katar bunu istese El
Cezire’de yayınlatırdı. Ama söylediğim gibi bunu yapmadı, iyice
araştırılmasını ve doğruluğunun kanıtlanmasını istedi. Bu yüzden
Londra’daki avukatları istediler. Londra her şey değil ama iyi bir
ünü var. En çok eleştiri zamanlamadan geldi. Bunu da politikacılara
sormalısınız.
Fotoğrafları sahici buldunuz mu?
Evet, korkunç fotoğraflardı. Türk ajansı da benzeri ama değişik fotoğrafları yayınladı.
AA ya siz vermediniz mi?
Hayır, biz sadece Guardian ve CNN ile anlaştık ve onlara 10 tane fotoğraf verdik. AA nerden aldı bilmiyorum. Enterasan. Öğrenmek isterim. Belki muhalif gruplardan temin ettiler ama nasıl ve nerden bunu ben bilemiyorum. Onların yayınladıkları bizim verdiğimiz fotoğraflar değil.
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız.