Büyük İskender'in hükümdarlığı kısa sürse de onun imparatorluğu döneminde ülkesi pek çok yerin sahibi oldu.
İskender, hemen hemen hiç at üstünden inmeden, birbiri ardından koşturduğu seferlerde Tuna’nın aşağısından Yunanistan’a kadar indi. Oradan Türkiye’nin batısına geçerek, Suriye üzerinden Lübnan’a kadar yol aldı. Lübnan, Ürdün, İsrail, Mısır’ı egemenliği altına aldı. Irak, İran, Afganistan’ı aldı ve atı ile Pakistan’ın derinliklerine kadar girdi.
Girdiği hiçbir savaştan yenik ayrılmayan Büyük İskender'in ölümü ise oldukça tuhaftı. Öyle tuhaftı ki halkı onun özel güçlere sahip olduğunu bile düşündü.
32 yaşında ölüp gömüldüğünde bedeninin 6 gün boyunca hiç çürümedi. Bunun üzerine onun "Tanrı" olduğunu düşünenler bile oldu.
Fakat tıp ilerledi. Tıp ilerledikçe İskender'in gizemli ölümü de çözüldü.
Tıp doktorları büyük hükümdarın İskender'in Guillain-Barré Sendromu olarak bilinen bir hastalıktan muzdarip olduğunua açıkladılar.
Guillain-Barré Sendromu, vücudun bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine saldırması sonucu felçlere neden olan bir durumdur. İskender'in bedeninin soğumaması ve çürüme belirtisi göstermemesi, onun felç olduğunu ve zihinsel olarak çevresinin farkında olduğunu düşündürmektedir.
Bu da büyük İskender'in gömüldüğü sırada aslında felç olduğu ve zihinsel olarak her şeyin farkında olduğu anlamına geliyor.